DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Türkiye kazandı hukuk yara aldı

2008-08-02 05:25:00

Anayasa Mahkemesi, başkanın kararı açıklamadan önce yaptığı konuşmada temas ettiği gibi siyasi, ekonomik, iç ve dış gelişmelere bigane kalamadan karar vermiştir. Oysa hakimler hukukun gereğini yaparlar vatan kurtarmazlar.

Bu kez vatanı kurtardılar.

Verdikleri karar ile Türkiye büyük bir uçurumun kenarından döndü.

Evet bu karar ile Türkiye kazandı. Türkiye rahat bir nefes aldı.Maazallah kapatma kararı çıksaydı, 6 senedir her alanda büyüyen ve dünyadaki itibarını her geçen gün biraz daha artıran Türkiye'nin siyaseten kendisini toparlaması çok zaman alacağı gibi dünya tarafından dışlanmış dahili ve harici problemlerin altında ezilen bir ülke olacaktı.

Bu sebeple karar Türkiye'nin çıkarları açısından sevindirici olmuştur.

Anayasa Mahkemesi'ndeki değişim açısından da alkışlanacak bir karardır. Dava açılan bütün partileri kapatmakta beis görmeyen mahkeme gerekçe ne olursa olsun, ülke menfaatine göre karar verecek iradeyi gösterebildiği için alkışlanacak bir karardır.

Bu karar mahkemenin demokratikleşme eğilimini göstermesi açısından da umut veren bir karardır. Bu bağlamda demokrasinin kazandığını söyleyebiliriz. Fakat hukukun kazandığını söylemek için çok erken.

Bu dava iddianamenin tutarsızlığı gerekçesiyle reddedilseydi hukukun kazandığını söyleyebilirdik. Başkan haricinde bütün üyeler iddianameye hak vermiş, partiyi suçlu bulmuş ama cezayı hafifletmiştir. Bu ceza hukuk açısından fevkalade üzüntü verici bir karardır. Delillerin tamamı düşünceyi ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirilmesi gereken sözlerden ibaret olan hatta önemli bir kısmı parti kurulmadan sarf edilmiş sözlerden ibaret olan bir iddianameyi ciddiye almak ve boyutu ne olursa olsun ceza vermek bana göre hukukun zaferi olamaz.

Açın okuyun suç unsuru kabul edilen delilleri hepinizin her gün konuşurken normal olarak telaffuz ettiğiniz sözlerden ibaret olduğunu göreceksiniz.

Kesilen hazine yardımının miktarı hiç önemli değil. Önemli olan bu delillerden yola çıkılarak partinin mahkum edilmesi/cezalandırılmasıdır. Dolayısıyla bu karar ile Türkiye kazanmış Türkiye'nin önü açılmıştır ama hukuk yara almıştır. Tabii ki bu karar ile en ağır yarayı AK Parti almış ve ciddi bir tehdide maruz kalmıştır.

Adına ihtar denen çok ciddi bir tehdid.

Bu tehdid altında siyaset yapılabilir mi, ya da iktidar partisi ne kadar rahat hareket edebilir?

Bence rahat hareket edemez. Daha doğrusu rahat vermezler. Hele karşısında CHP gibi demokrasiyi içine sindirememiş tek parti özlemi çeken bir ideolojik yapılanma varsa iktidar partisi rahat hareket edemeyecektir. Baykal'ın karara yaptığı yorum bunun ilk işaretidir.

Çözüm mü? Acilen anayasa reformu. Yeni bir anayasa. Mahkeme başkanının, kararı açıklamadan önce siyasi aktörlere gönderdiği mesaj önemli.

Anayasa mahkemesinin üzerine bu kadar ağır yük yükleyen bu anayasa mutlaka değişmeli. Önce acilen mahkemenin oluşumunun çağdaş demokrasilerdekine dönüştürülmesi ve parti kapatma kriterleri konularında hemen değişiklik. Peşinden de anayasanın çağdaş demokrasilerdekine benzer biçimde bütünüyle değiştirilmesi.

Bunu yapması için de meclisin elinin güçlenmesi lazım. Daha doğrusu bu değişikliğe lokomotif olacak mecliste çoğunluğu elinde bulunduran partinin elinin güçlenmesi gerekir. Oysa o parti bu karar ile ağır bir yara almıştır.

Ayrıca sadece anayasa değişikliği değil, Türkiye'nin önünde, AB müzakereleri, Kıbrıs sorunu, Kuzey Irak, Ortadoğu, Ermenistan ve İran gibi önemli sorunlar var. Bunların üzerine cesaretle gidebilmesi için hükümetin güven tazelemesi gerekir.

Yaklaşık bir aydan beri karar ne olursa olsun derhal erken seçim yapılmalı diye yazıyorum.

Şimdi tekrar ediyorum hükümeti bekleyen önemli reform ve sorunlarda elinin güçlenmesi, muhalefeti ve muhalefetin işbirlikçilerini susturabilmesi ve rahat çalışabilmesi için güven tazelemesi gerekir. Bunun yolu da erken seçimden geçer.

Aslında normal olan 2009 Martındaki yerel seçimlerle birlikte genel seçimleri de erkene almaktır. Ancak Mart'ta yapılacak seçim 2009 yılının yarısını seçim çalışmaları ve hükümet kurmalarla kaybetmek demektir. Bence hükümet hemen seçim kararı almalı Ekim ayında seçim yapmalı 2009 yılında eli güçlenmiş olarak hızlı bir şekilde reformlar ve icraatlara koyulmalıdır.

22 Temmuz'da yeterince ders alamayanlara son bir ders verilmeli ve Türkiye için yola devam edilmelidir.

Not: Değerli dostum Ömer Lütfi Mete Bey'e acil şifa dileklerimle geçmiş olsun diyorum.

 

Yeni Şafak

 

Görüş Bildir Bizimle Paylaş