DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Yeni Ortadoğu-Müslüman Kardeşler’in tasfiyesi-IŞİD

2014-10-07 11:05:01


11 Eylül’de El Kaide üzerinden Batı’da oluşturulan İslamofobia’dan bekleneni elde edemeyen ABD ve Batı, şimdi IŞİD ile ikinci İslamofobia deneme sürecini tüm gücü ile uygulama çabasında.. Ortadoğu’dan Balkanlar’a kadar -ABD ve AB’nin Müslüman-Hıristiyan azınlıklar üzerinde ciddi bir siyasi dizayn operasyonuna şahit olmaktayız. Bu operasyon ile bölge 2001 Afganistan ve 2003 Irak’a yapılan El Kaide’yi bitirmeye yönelik koalisyonun üzerinden 10 yıl geçmesiyle bu kez IŞİD hedef gösterilerek, bölgede çok ciddi suni depremlere şahit oluyoruz.

2010 yılında Tunus’da başlayan Arap isyanları Ortadoğu da birçok diktatörü tahtından ederken, Batı dünyası ve Arap dünyası ciddi kaygılara sürüklendi. Bölgede siyasi kaos ve köklü değişimlerin nereye varacağı tahmin edilmezken, bahar mı devrim mi yoksa isyan mı tartışmaları hâlâ sürerken yaşananlar hem Arap İslam dünyası hem de Batı dünyasını kısa süreli şoka sürükledi.

Yaşananlar İslam dünyası açısından yıllardır süren doğum sancılarının tezahürü idi. Batı dünyası açısından tehlikeli bir durum, İsrail açısından Arap devrimleri, önüne geçilmez ise bölge İslam imparatorluğuna doğru sürüklenecek bir tsunami idi.

Suud ve Körfez krallıkları için de, bu rüzgar onları da yerle bir edecek fırtınaya dönüşebilirdi. ABD, İngiltere açısından batının ve İsrail’in güvenliği için tehdit oluşturacak bir durum idi.

Arap devrimleri ilk aylarda bölge halklarının özgürlük ve hürriyet arayışı analizleri dünya medyasında tartışma konusu idi. Sandıktan Müslüman Kardeşlerin Mısır ve Tunus’da birinci parti olarak çıkması, Libya, Fas, Yemen ve birçok Ortadoğu ve Afrika ülkesinde etkin konumda olması, ABD ve Batı dünyasını kaygılandırdı.

Arap dünyasının lideri konumunda olan Mısır’da İhvan’ın sandıktan galip çıkması Filistin, Ürdün Suriye halklarını heyecanlandırması aynı zamanda İsrail’i güvenlik tedirginliğine sevk etti.

Bölge halklarının baskıcı rejimlere karşı ayaklanması, bölgede siyasi geleceği olan tek örgütlü sosyal ve kültürel derinliğe tecrübeye sahip İhvan hareketi Batı için tehlike arz ediyordu.

İhvan Arap devrimlerinin yaşandığı ülkelerde siyasi alternatif olabilecek tek organize hareket idi. Ve sandıktan zaferle çıktığı ülke Arapların her zaman öncelikle izlediği Mısır olması çok önemli bir örneklik teşkil ediyordu bu açıdan ABD, Körfez ve Suud hükümetleri Arap devrimleri rüzgarının önüne set çekme projesini ortaklaşa devreye soktular.

Mısır’da seçimle işbaşına gelen İhvan’a yapılan askeri darbeye destek veren ABD ve Suud, Arap devrimlerinin moral gücünü devirmiş oldu..

Irak’ta Saddam Hüseyin’in mezhepçi etnik ve zulüm politikalarını sergileyen Maliki’nin politikalarından nefret eden Sünni aşiretlerin başlattığı ayaklanma, IŞİD hareketini besledi ve ön plana çıkardı. Suriye’de güçlenen direnişin Şam kapılarına dayanması, İran ve Rusya yı tedirgin ederken Suud ve İsrail’i de kaygılandırmaya başlaması, Suriye’de Beşşar’ın iktidar da kalma fikrini güçlendirdi.

Amerika’nın, Suriye de Beşşar giderse yerine radikal İslam veya İhvan’ın gelmesine karşıyız söylemi, İran, Rusya ve Suud’un elini güçlendirdi.

Bölgesel aktörlerin Suud, İran, Rusya, ABD, İsrail ve İngiltere stratejik çıkar noktasında tarihin garip cilvesiyle aynı safta buluşmak zorunda kaldılar.

Son bir yıldır yaşanan şiddetli kaos ve depremin ana hedefi IŞİD değil IŞİD üzerinden tasfiye edilmeye çalışılan Müslüman Kardeşler hareketidir.

Arap devrimlerine karşı geliştirilen kaos planı, İhvan hareketinin geleceğini hedef almaya yönelikti. Bölgede kendine özgü bağımsız model oluşturabilecek potansiyeli olan İhvan hareketi siyasetten izole edilmiş oldu.

Arap devrimlerine karşı operasyon, Müslüman Kardeşler üzerinden yapıldı. Ortadoğu’da kaos en az 10 yıl sürecek gibi görülüyor. İhvan Hareketi Arap devrimlerinin içinde kendisini her ne kadar hazırlıksız bulduysa da, en şanslı hareket idi. İhvan’ın bağımsız yapısı Başta Körfez krallıklarını korkuturken İsrail ve ABD için de güvensiz görülmesi İhvan’ı hedef haline getirdi. Suriye’nin bu denli kaosa sürüklenmesinin tek sebebi İhvan hareketinin Mısır’da devre dışı bırakılmasıyla direk alakalı bir durumdu.

İhvan’ın tasfiyesi aynı zamanda Türkiye’nin de bölgede açılım Politikasının durdurulması ve kontrol edilmesi anlama geliyor. IŞİD meselesini İhvan’ın tasfiyesi ve Türkiye’nin Ortadoğu açılımıyla birlikte incelenmesinde, okunmasında fayda var. Ortadoğu da operasyonel ekonomik çıkarı ve gücü olan ülkeler kendi menfaatlerinin riskleri doğrultusunda kartlarını sahaya sürdüler, sürpriz beraberlik ve sürpriz çatışmalar bir süre daha devam edecek gibi görülüyor.

Yaşanan süreç İhvan hareketinin tasfiyesi şeklinde cereyan ediyor. Dün Şii, Sünni ve Selefi mezhep savaşlarına şahit olurken, bugün etnik, Sünni Arap ve Sünni Kürt savaşına şahit oluyoruz en tehlikeli süreç te bu olsa gerek.

11 Eylül sonrası İslamofobi üzerinden dinler arası ittifak stratejisi, Ilımlı İslam projesine dönüştürülemeyince ABD ve AB. Bölgede Suriye ve Irak’ta yeni kanton ülkelerin oluşumuna sıcak baktılar. Mezhep ayrışmasının yanında Kürt ve Arap etnik kantonların gerçekleşme sürecinde, Almanya, Fransa ve ABD’nin Ortadoğu’da Kürtlere silah yardımı ve eğitimi için sahaya inmesi IŞİD’i daha derin bir bakış açısıyla değerlendirmemize zorluyor bizi.

Dün Kahire’de ve Halep’deki insanlık suçlarının önüne geçilebilseydi, bugün Kobani ve IŞİD’i konuşmuyor olacaktık.

Operasyonlar Sünni Arap toplumlarında, Batı düşmanlığını körüklemeye devam edecektir. Demokratik yollarla sandıktan çıkan İhvan hareketine darbe yapmanın yan etkisidir IŞİD.

Bu koalisyon bölgeyi orta vadede Afganlaştırma ihtimaliyle birlikte, Mısır devriminin ara verdiği yerden tekrar hakkını aramasıyla aslına rücu eder. Koalisyonun en önemli sürprizi Almanların bölgeye Kürtlerin yeni hamisi olarak aktif bir şekilde geri dönmesidir. Yeni Ortadoğu bu kez Ilımlı İslam projesinin uygulanmasında çok kararlı görünüyor. Ezeli düşmanlar olan Suudi ve İran da bunun farkındaydı
Görüş Bildir Bizimle Paylaş