Kocca devrime yakışmıyor
Radikal’in ‘Cihannûma’ başlığı altında ‘netameli uykulusu’ ya da ‘köşezaptiyesi’ H. Devrim ‘32. GÜN’ programını teftiş etmiş ve rapor-ı şahsisini tahrir etmiş.
Beyan eylediğine nazaran “32. GÜN’e bir bakarım sonra yatarım” demiş ama müteessüfem ki yatamamış.
Köşezaptiye’mizin ‘netameli’ yani ‘gizli bir tehlikesi olduğu sanılan, tekin olmayan’ uykucuğu firar için bir bahane aramış ve bulmuş...
Köşe-i şahsisinde böyle buyuruyor H. Devrim...
Bunlar ne kadar beyan-ı mühimmeler böyle zaptiye-i muhterem...
Bu yavelerinizi okumak için harcanan zamanın da, ceridemizde işgal ettiğiniz yerinde ‘içine ettiğinizin’ farkında mısınız acaba?
Kime ne sizin uykunuzun keyfiyetinden? Ne diyecekseniz artık söyleyin! Neyse, anlıyoruz ki programa katılan O. Pamukoğlu’nu sevmezmiş... Zaten de sevmiyormuş...
“Hakkındaki yazıları okumuş olmalıyım” diyor köşezaptiyemiz. Yani okumuş mu? Okumamış mı? Bilmiyor... Tahmin ediyor...
Uykusu netameli hazretin, ama uyanıklığı ondan daha netameli anlaşılan.
Bu arada toplantıya katılıp mevzu ile alakalı beyan-ı fikr eden fakir-i pür taksirden de hazmetmediği belli oluyor: ‘Milliyetçi köşe kadısı N.K.Z.’
Kendisinin O. Pamukoğlu hakkında bir şeyler okumuş olacağını tahmin eden köşezaptiyesi benim konuşmamın bir kısmını O.P.’yı destekler mahiyette bulmuş.
Sonra ise yüksek iltifatını esirgemiyor: “Bir uyaran mı oldu nedir, sonra toparlandı ve aklı başında laflar da etti.”
Hangi sözlerimle O.P.’yi desteklemişim ve hangi ‘laflar’ım ‘aklı başında’ imiş... Bir zahmet yazsaydı da ne dediği anlaşılsaydı. Teferruata girmeye gerek görmüyor H. Devrim... Ama peki okuyan ne anlıyor ve bu yazı niye yazılıyor.
‘Bir uyaran mı oldu nedir?’ cümlesi ne kadar ilmi, ne kadar ‘aklı başında’ ve ne kadar ‘hürmetkâr’ değil mi kari-i muhteremim?.. Size hayırlı netameli uykular H.D.
Nasıl olsa uykuda da olsanız, uyanık da olsanız bir fark yok. Aklınızdan geçenleri yazıya geçirirsiniz ve köşenizde yayınlanır.
Ama keşke sizi bir uyaran olsa da daha ‘aklı başında’ yazılar yazsanız...
Değerli okuyucum, yukarıdaki ifadelerin benim üslubuma uygun olmadığının elbette farkına vardınız.
Sadece H. Devrim’e bir ayna tutmak istedim.
Televizyon almamak için direndiğini ve direncinin annesi tarafından kırıldığını söylüyor. H.D.
Kitaplarımı okumasını bekliyorum. Ama torunları-varsa-yardımcı olsa da Radikal’in internet bölümünden benim tartışma konusu ile ilgili yazılarımı okuyabilse; o ‘32.GÜN’de anlattıklarımın hem birinci hem de ikinci bölümünü yazıp durduğumu görürdü.
Bay Devrim’e diyorum ki:
Siz dahil, herkes dili kullanırken yanlış yapabilir. Siz yine köşenizden dil zaptiyeliğinizi yapın. Beğenmediğiniz düşüncelere de karşı düşüncelerle cevap verin. Ama kişiliklere saygı duyarak.
Bu yazıyı okuyunca üzüldünüz mü? Üzüldüyseniz sizde başkalarını üzmeyin. Üzülmediyseniz size söyleyecek sözüm yok...
Radikal