DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Bir zevatın anatomisi

2014-01-19 13:05:36

Durarak düşünmek sevdiğim bir düşünme tarzıdır. Ortalığın birbirine girdiği dönemlerde seyre dalmayı ve gidişatı görmeyi severim. Bu konularda sazan gibi davranıp atlamam. Aynı usulü Gezi olaylarında da göstermiştim ve duman kalkınca yazmaya başlamıştım. Fakat 17 ve Aralık Darbesinin dumanı kalkacak gibi görünmüyor. Mevcut hadiselerin dumanı gezinin dumanından fazla olduğu için geç dağılacak ve duman püskürtmeye devam edecekler. Daha büyük bir ittifak var şimdilerde... Dumanı bol hadiselerde en fazla dökülenler yazıp çizenler ve düşünürcüklerdir. Bazı yazarlar ve düşünürlerin! eteklerinde ne varsa döktüğü bir ortamda ben dökülenlerin karakteri üzerinde durmanın daha isabetli olduğunu düşünüyorum. Bu zevatların ne kadar küçüldükleri, insanlara karşı nasıl tetikçi duruma düştükleri, tıpkı Cibran'ın dediği gibi 'fikirlerini ve kafalarını sepete pazara çıkarıp en fahiş fiyata sattıkları' günlere şahit olduğumuz günleri yaşıyoruz.

Yazı kronolojisine baktığımızda en fazla dökülen, tetikçiliğiyle malum, ayırt etmeden ölçmeden, biçmeden ve tartmadan yazan, kafa yerine saksı mı ne taşıdığı belli olmayan, vicdan yerine içine malum yargıç ve polis tipi kaçmış, ölçüsüz-mizansız bir teraziye sahip zevat yıllar önce şunu yazmıştı.

"Koskoca bir kaya yerinden oynuyor. Kayanın altını mesken tutmuş haşeratın panik içinde kaçmaya başladığını görüyorsunuz. Yılanlar, çıyanlar, akrepler, solucanlar panik içinde sağa sola koşuyorlar. Onları koruyan koca kaya kütlesi kalkınca, artık her birini teker teker ayağınızla ezebilirsiniz." Ergenekon meselesinde bu satırların sahibi, freni ve ayarı olmayan söz konusu bu zevatın 'İslamcılık' meselesinde de ayarsızlığı ve frensizliği hortlamıştı. Bir yazısında özetle “İmam-Hatiplerin artık misyonunu tamamladığını ve bu okullar üzerine inşa edilecek din eğitiminin ve doğrudan genel eğitimin gelecekte büyük sorunlara yol açacağını düşünüyor ve bu alanı “bataklık bir alan” olarak nitelendirmişti.[i] İtibarsızlaştırma kampanyalarının bir numaralı vazifelisi iş başındaydı anlayacağınız.

Frensiz, hesapsız ve mizansız bu zevat daha önceki dönemlerde sonra boşanacağı eşini Ak Parti'den milletvekili seçtirmiş ve bir önceki dönemde kendisi de aday adayı olmuş çantada keklik görüp kendince milletvekili adayı yapılacağı hesapsızlığıyla güzelce bir veda yazısı da döşemişti. Fakat 'maldan anlayan' Başbakan tarafından bu tabansız listenin dışına konuluverilmişti.

Kürkçü dükkanına dönen zevat hazımsızlıkla önce çözüm sürecine sonrasında dershane meselesinde ise eline ne geçerse- aday gösterilmeyişinin hazzıyla mıdır nedir- hükümete ve başbakana atan çığırından çıkmış menepoz kadınlar gibi fırlatan bir psikoza ve ruha bürünmüştü. Psikozun şiddeti ve dozu 17 Aralık darbesiyle artmış içeri alınan paşalar için 'bin yıl sürecek sanmışlardı' yazısını patlatmış -hükümet düşmanlığı aklını ve gözünü karartmış olmalı ki- yatay yapının düzenli bir organizasyonla serbest salıverildiği paşalar hakkında ve 28 Şubat'ın medya ayağına zerre değinmemiş ve tek kelam bile etmemişti. Tam bir metamorfoz şahsiyetle karşı karşıyayız.

Yasin Aktay'ı 'Türk düşmanı' ilan eden ve linç etmek isteyenlere karşı bir apoloji yazısı yazmış fakat kendi yazmış olduğu cenahın yayın organlarında Aktay'a haysiyetsizce saldırılmasına tek bir kelam etmemiş sinik bir pozisyonda kalmayı tercih etmiş yine sınıfta kalmış bir sinik rolü oynamıştır.

Freni ve mizanı olmayan, İslam kültürü ve ahlakından hiçbir nasibi almamış, düşünce iplerini ve kelamın haysiyetini yitiren bu zevat hükümet-cemaat tartışmasında cemaati Yesevi dergahına ülkenin başbakanını ve 20 milyon seçmeni olan bir lideri tarihin en kanlı adamı olan Cengizhan'a benzetiyordu. Aklı mizandan çıkmış, vicdanı dumura uğramış aynı zevat devlete paralel olan yapılanmayı izah etmek için 'haşhaşi' kavramına bozuluyordu. Sende hiç mi feraset ve basiret yok be adam. Hangi akılla başbakanı Cengiz Han'a benzetmiştin.

Zamanla kendini yargıçların hukukunu korumaya adayan zevat hızını alamayıp ömrünü İslam'a ve talebe yetiştirmeye adamış Hocaların Hocası Hayrettin Kahraman'a 'rüşvete fetva verdi' iftira ve pisliğini atıyordu. Ey okur alabildiğince bu pisliği atan ve pisliğinde ısrar eden bu zevatı okumakla yada yazıları okunsun diye abone yapmakla sevap alacağınızı mı zannediyorsun?

Sadece fikri zafiyeti değil şahsi zafiyeti de bulunan bu zevat kirli tablonun ve labirentin aydınlatıcısı olarak takdim ettiği hocaya 'Rant kollamacısı', 'fetva emini' gibi isimlendirmeler atfediyor. Haysiyetsizce yaftalamaları kullanmadaki nezaketsizliğini hocalığından yoksa akademisyenliğinden alıyorsun?

Dedik ya adam da fren de yok mizanda freni patlamış kamyon gibi aday gösterilmeyince şaftı dağıttı. Hocanın rüşvet ile irtikap arasındaki farkı bilmeyen bir fakih olduğu fütursuzluğunu da gösteriyordu.

Sen polis misin yargıç mısın yoksa fakih misin akademisyen misin, İSAM kütüphanesi çevresinde dolanırken işin gücün yok Marmara İlahiyat binasına keşife mi gittin... Hocayı itibarsızlaştırmak mı senin çapın yetmez. Millet seni de hocayı da iyi biliyor...Fikir alüfteliğin sırası mı şimdi.

Sen İslam ve İslam düşüncesi adına ne yaptın Oryantalistçe yazdığın İslamcılık üzerine doktora tezinden başka... Bir yığının arasına sığınıp veya bir cenahın siperine geçipte Hocaya saldırmak ahlakını nasıl edindin be adam.

Bir yazarın dediği gibi "Sen hayat boyu başkası adına mı tetik çekeceksin? Kaderin bu mu? Sen her daim başkasının silahını mı temizleyeceksin? Sen hep kritik dönemlerde mutfakta, algı yönetiminde rol alacak ve sonra da bir TOZ BEZİ gibi kullanılıp atılacak mısın?.."


[i] http://www.gazeteboyut.com/islamcilik-uzerine-mehmet-a-tepe#

Görüş Bildir Bizimle Paylaş