DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Bilkuvve Medeniyet Hareketlerinin Durduruluşu: Cemaat-Hükümet

2013-11-25 09:28:28
“Ve öyle bir fitneden sakının ki, içinizden yalnızca zulüm yapanlara dokunmakla kalmaz. Ve bilin ki, Allah’ın cezası şiddetlidir.” 8/25

Düşünmek durunca anlam kazanan bir varoluş hikayesidir. Durarak düşünmek düşünceyi hedefe yaklaştıran en anlamlı duruş eylemidir. Konuşmaktan düşünmeyi, düşünmekten durmayı unutanlar hata yapmakta ve ıskalamakta mahirdirler. Durmadan düşünenler önlerindeki hiçbir sorunu göremezler ve sorunu göremedikleri için de çözemezler.

Havayı puslandırarak balık avlayanlara karşın ideallerini unutarak maymunlaşma refleksiyle diğerlerine göre daha bilgisizce ve ahmakça puslu havada av yapmak ya da bulandırdıkları suda rastgele balık tutma telaşesine düşerler. Havayı puslandırarak avlarını avlayanlar ve suyu bulandırıp bulanık suda balık tutanlar aynı zamanda boşalttıkları ormana veya havzaya fitne ve fücur mayınlarını ekerek buraları terk ederler. Artık geri kalan zamanda havzada yaşayanların canları yanmaya devam edecek ve olan onlara olacaktır. Fitnenin uyku halinde bırakıldığı bu havzada ve ya ormanda bunun farkında olmazsak fitnenin kucağında yatan topluluklar oluruz.

Kısacası son cemaat-dershane tartışmasında yaşanan süreçte tam da budur. Puslu havada avlarını veya bulanık suda balıklarını avlayanlar fitneyi bırakarak göç hazırlığına geçip çekilirken bize düşen birbirimizi kırmak olacak herhalde. Avlumuzu pisleyenleri gör/e/mezken avlumuzdaki yapının temellerini yıkıyoruz beyler. Mahallede yaşanan süreçte tam da budur.

İçimizde barınan miyop ve asalakları görmeden yaşıyoruz. Bedenimiz ve ruhumuzda meydana gelen tahribatın nedenini bu asalaklar ve miyoplar olarak görmeyip aynı hiyerarşi ve maksatlara sahip olan karakterler olarak yapımızda ve ruh dünyamızda meydana gelen aşınmanın nedenini “ben-öteki” ikileminde karşımızda olana bağlıyoruz.

Hakikatlerini yitiren yapıların hakikatten uzak yapılar tarafından çökertilmesi hiç de zor olmaz. Cemaat ve hükümet kanadında yapılan hataların kökenindeki en esaslı nedenler şunlardır. Medya ve yayıncılığa sahip cemaatin yazar, düşünür ve akademisyenini çıkaramayışından dolayı cemaate bağlı yayın organlarının Gezi, Mısır, öğrenci evleri ve dershaneler meselesinde meseleleri yeteri kadar anlayamamalarından dolayı art niyetli görünmeleriydi. Bu cemaatin yetiştirdiği bireylerin art niyetli olmalarının söz konusu olmadığını düşünüyorum. En büyük hataları hususen gezi eylemlerini, Mısır Darbesini ve öğrenci evleri meselelerini anlayamamaları, ikinci sınıf düşünür ve yazarlar olan -ne hazindir ki- liberallerin peşine takılmalarıdır. Gerek yakın çevremde gerekse yazdıklarımda düşünürlerini yetiştirememekten dolayı cemaatin ciddi sıkıntı yaşayacağını sürekli -karşılığı olmadan- dillendirdim. Gelinen durum bu meselenin ne kadar mühim olduğunu göstermeye yeter derecededir. Fevri ve hesapsız yazılar, dili inşa edememek ve metni kuramamaktan kaynaklanan ve ifade sorunlarından gelinen hoş olmayan bir durum söz konusu ortalıkta. Siyaset kanadında ise maneviyatı yitirmekten kaynaklı salt rasyonel bir mantıkla hareket etmek, cemaat topluluğunu anlayamamak ve bu refleksleri kavramamak durumu söz konusu. Kısaca her iki tarafında akli ve duygusal melekelerin sorunu olduğu aşikardır.

Hükümet-cemaat tartışmasında en tahammül edilemez olan ve en vahim olan şey şudur. Bu ülkeye ciddi hizmetlerde bulunan iki yapının birbirlerini bitirici ve yıkıcı bir tarzda konum edinmeleridir. Ülkede mütedeyyin insanlar bu gerilimden çok tedirginler ve rahatsızken birilerinin avuçlarını ovuşturup seyir zevklerini dört köşeleştirerek beklenti içerisine girmektedirler. Ulusalcı-Kemalist siyasi oy hesabı yaparken paralelinde benzeri toplumsal yapı bu tartışmanın neticesinde İslami camianın sarsılmasını gerekirse bir yok olma sürecini yaşamasını istiyor.

Bu ülkeye ciddi hizmetleri olan iki yapının bir an önce bu meselede ortak noktayı bulması gerekiyor. Bu meselenin uzaması sadece yerel anlamda ülkedeki İslam milletinin bir sorun yaşamasına değil aynı zamanda küresel düzeyde İslam ümmeti için ciddi sorunlar oluşturacak bir durum yaratmasına yol açacaktır. Bilkuvve olan Osmanlı medeniyetinin mirasçısı ve İslam medeniyeti potansiyeli taşıyan bu ülke cemaat-hükümet vuruşturması üzerinden durdurulmak isteniyor. Financial Times ve BBC’ye malzeme olmak bu ikili yapıya yakışmıyor. Her taifeyle diyalog kuran bu ikili yapının bu meseleyi neticelendirmesi gerekir.
Görüş Bildir Bizimle Paylaş