DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Soygun düzeni

2009-03-20 09:25:00

 

Pek çoğumuz farklı farklı kurumlardan şikâyetçiyizdir. Aslında hemen herkes, işi düştüğü kurumda yaşadıklarını sadece o kuruma has bir sorun olarak düşünür.

 

Hâlbuki sorun sadece o kurumdan ibaret değil. Devlet denilen mekanizma, içimizden çıkmış insanların idare ettiği soyut bir olgu.

 

Aslında bozuk olan kurumlar değil, insanlar ve o insanların kurduğu düzen.

 

Bir Teiaş çalışanı anlatıyor: ?Sorumluluk alanlarının birinde, herhangi bir iş olduğunda bir veya daha fazla kişi görevlendiriliyor. Bir saatlik iş birkaç gün sürüyor. Çünkü görevlendirmede devlet, çalışanına mesai ücretinin iki katı ek ücret ödemesi yapıyor. Mesela Cuma günü öğleden sonra iki personel bir ilçeye görevlendiriliyor. Cuma mesai bitimine ilçeye intikal ediyorlar. Mesai bittiği için Cumartesi ve Pazar günü orada görevli olarak yatıyorlar. Pazartesi günü, büyük işlerini aheste aheste tamamlayıp akşama işyerlerine intikal ediyorlar. Bir saatlik iş için 3-4 günlük ek mesai ücreti... Yeme içme devletten? Altlarında özel sektörden kiralanmış sürücülü araç??

 

?Büyük görev? süresi, okey masaları ya da av mahallerinde büyük bir itina ile değerlendiriliyormuş?

 

Başka kurumlardaki çalışanlarla yaptığım görüşmede, hikâyenin benzerlerinin hemen her kurumda yaşandığını öğrendim.

 

Ağaç yaşken eğildiği gibi çalışanda alt kademelerde iken öğreniyor bu işleri.

 

Aralık, ?soygun ayı?

 

Her kurumun yıllık bir ödeneği var. Bunu ihtiyaçları için harcaması gerekiyor. Aralık ayı geldiği zaman hemen her kamu kurumunda bir telaş başlıyor.

 

Ödeneğin kalan kısmı halı, bilgisayar, masa, sandalye, televizyon, kırtasiye ve birçok gereksiz malzeme ile ?kamu kaynağı talan? ediliyor.

 

Bu işlerin içinde bir görevlinin ifadesiyle milletin kaynağının en az yüzde 20'si, Aralık'ta adeta ?düşmandan? mal kaçırırcasına yağmalanıyormuş. İnsaf sahipleri yapmayın dediklerinde ?kendimize mi alıyoruz, yanımızda mı götüreceğiz, para devletin mal devletin? gibi mazeretler ileri sürüyorlarmış?

 

Bu israfın gerekçesi ise ?ödeneği bu yıl bitirmezsek gelecek yıl daha az ödenek gelir.? O halde bu kaynağı israf edelim ki; hem sefahat sürer hem de gelecek yılı garanti altına alırız.

 

?İşimiz yatmak?

 

MTA'da çalışan bir arkadaşla sohbetimiz helal ve haramlara gelmişti. Dedi ki ?ortalıkta helâl mi kaldı?  Mesela bizim işimiz sadece yatmak. Bu yüzden ne acıdır ki kazançlarımız haram!?

 

Bir başka kamu çalışanı kurumlarında ?Bazı arkadaşlarının mesai de çocuğunun ödevini yaptığını, kurumun makinelerinden eşe dosta fotokopi çektiğini, mesai içinde İnternet'ten akşama kadar film izlediğini, okey oynadığını, bir kısmını mesaiye geç geldiğini diğer kısmının erken çıktığını? anlattı.

 

Birilerinin eli cebinizde

 

Uzun yıllardır Telsim/Vodafone hattı kullandım. Bir Üniversite'nin bilgilendirme servisi ile UYAP'a kendi isteğimle abone oldum. İşte ne olduysa tam da o günlerde başlamış hikâyem.

 

Son gelen faturamın ayrıntısında AZENET adlı bir hortumcunun ?cebime? dadandığını gördüm. Her hafta 4,026+Kdv+ÖTV para tırtıklamış. Neymiş kontör çekilişine katıl(acak)mışım.

 

Vodafone müşteri hizmetlerini istediğimde, bu konunun kendileri ile alakalı olmadığını belirterek bir telefon numarası verdiler. O numarada çıkanlar açar açmaz başlıyorlar tüketiciyi azarlamaya. Tam bir bezdirme ve bıktırma harekâtı...

 

Cep şirketi, adı üstünde? Öbürü de cepçinin çözüm ortağıymış. Birlikte ellerini milyonların cebine uzatmışlar.

 

Vodafone baskı üzerine ?inceledik size bir wap mesajı gelmiş 250 kontör kazan diye' sizde okumuşsunuz, böylece çekilişe katılmışsınız.? Yahu benim hattım hiç kontörlü olmadı ki! İlk günden bu yana faturalı hat kullanıyorum. Nasıl olurda kontör kazanma kampanyasına katılırım. Kaldı ki bana böyle bir mesaj da gelmedi. Gelse bile bir tüketici hakları uyarıcısı (uzmanı) olarak nasıl olurda bu tür bir tuzağa alet olurum?

 

Müşteri hizmetleri ile konuşmak betonla konuşmak gibi. Karşınızdaki kendisine ezberletilenleri tekrarlayan bir ?papağan.? Oyun şahane. 69 liralık faturamın 30 lirasını Vodafone/Azenet işbirliği (resmi adı ?çözüm ortaklığı? oluyor) ile hortumlamışlar.

 

Bu oyunu tekrarladıkları kişilerden yüzde 10'u bile benim gibi yargı/şikâyet hakkını kullanmaz. Yüzde 10'u kullansa ve kazansa, vurguncu için hâlâ yüzde 90 çantada keklik. Milyonlarca aboneden çoğu ayrıntılı faturasını hiç almıyor yahut alsa bile incelemiyor.

 

Bu soygundan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun haberdar olmaması mümkün olabilir mi? Olmadığına inanmak için kendimi zorluyorum. En azından önceki gün yaptığım müracaatla haberdar oldular. Öncesinden haberdar iseler, tüketici korumakla görevli kurum bu konuda neden bir çözüm üretmemiştir?

 

'Cep şirketleri neden bu soyguna engel olmaz?' diye bir soru abestir. Çünkü bu soygundan onlarda pay alıyorlar. Hem de azımsanmayacak boyutlarda.

 

Gelini ata bindirip giderken, atın ayağı tökezleyince adam 'bir' diye saymaya başlamışsa, bende Vodafone için saymaya başlamıştım. Geçtiğimiz Kasım'daki yurtdışı çıkışımda başlayan hatalar zinciri bu kısacık sürede tam üç etti. Bende hikâyedeki adam gibi sorunuma çözüm üretmeyen operatörü çektim vurdum ve başka bir operatöre taşındım. Size de tavsiye ederim. Özgürlük sadece tadını ve değerini bilenler için değerlidir.

 

Kontör oyunu hâlâ devam ediyor!

 

Hırsız için tek bir amaç vardır: Çalmak!

 

Yolda kaldım, operasyondayız, hastanedeyim vs vs diye başlayan ?kontör soygunu? hikâyesinin hâlâ devam etmesi çok ilginç. Milyonlar nasıl olurda bu kadar saf olabiliyor? Ya da bu saflık mı? Haksız gelen kazançlar haksız olarak el mi değiştiriyor? Ya da bir güç tarafından imtihan mı ediliyoruz?

 

EGM cep mesajıyla uyarıyor: ?Sizi arayarak kendilerini kamu görevlisi olarak tanıtan ve çeşitli bahanelerle kontör göndermenizi isteyen kişilere itibar etmeyiniz? Evet uyarmalı ama yetmez. Emniyetin görevi, bu pislikleri yakalayıp yargıya teslim etmektir. İstediklerinde karınca yuvasındaki sorunlu karıncayı bulup çıkarabiliyorlar.

 

Eski çağlarda sadece yollarda soyulurmuş insanlar. Ya şimdi?

 

Not: Timeturk yayın hayatına başlayalı bir yılı çoktan aştı. Bugünse bendenizin de Timeturk ailesine katılmamın birinci yılı. Yüzelli yazıdır Timeturk'le olmak bize mutluluk verdi. Umarım sizler içinde öyle olmuştur.

 

 

 

 

Görüş Bildir Bizimle Paylaş