DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Kılıçdaroğlu, darbeleri önlemiş mi olur?

2010-05-21 07:57:00

 

Sayın Baykal, son dakikada delegeleri etkileyecek güçlü bir hamle yapmazsa, Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki pazar günü CHP'nin yeni genel başkanı olacak.

Merkez partilerini etkileyen belli medya grubu, allayıp pullama, cilalayıp parlatma örnekleriyle baştan beri devrede. "Gandi Kemal" yakıştırması, bunu çok güzel anlatıyor. Sayın Kılıçdaroğlu da gerçekten uçuyor. Yüzde 40'la başbakan oluyor, cumhurbaşkanlığına da Baykal'ı seçtiriyor. Çankırı'da böyle yaklaşımlara, "dananın karnındaki ciğere nohut ıslama" deniyor.

Fakat dikkat çeken başka bir şey var. Hürriyet, Milliyet, Vatan gazeteleri ve Star, Kanal D, Show televizyonlarıyla sol-laik kesimde bir umut, heyecan rüzgârı estiriliyor. CHP'nin, laik kesimin bu rüzgârı önemsemesini, umut ve iyimserliğin dalga dalga yayılmasını, şahsen ben de önemsiyorum. Çünkü devletin güç odaklarına yaslanmak yerine, seçimle işbaşına gelme umudu, CHP'deki en büyük değişim olur. CHP, can suyuna kavuşur.

Darbelerden medet uman, Ergenekon'un avukatlığına soyunarak, cuntacılar durağında iktidar bekleyen bir CHP yerine, sandığı önemseyen, sandığı işaretleyen bir CHP'yi kim önemsemez? CHP, bugüne kadar askerî vesayet rejiminin siyasetteki payandası olmuşsa, bunun başta gelen sebebi, sandıktan iktidar partisi olarak çıkamayacağını kabullenmesidir. Bürokrasi ağalarına göz kırpmaların, sürekli hizaya gelmelerin, 27 Nisan muhtırasına, "biz de imzamızı basarız" demelerin anlattığı hep budur.

Hani Kılıçdaroğlu, CHP'de ve sol laik kesimde gerçekten böyle bir umut uyandırsa CHP de rahat eder, ülke de rahat eder. İnanınız, bir anda ülkedeki tansiyon düşer. Sayın Baykal her salı, partisinin grup toplantısındaki konuşmalarıyla, siyaseti geriyor da geriyordu. Belki Gandi'ye yüzü benzetilen Sayın Kılıçdaroğlu'nun huyu da benzer de, yumuşak bir üslupla, medeni uzlaşma ve demokrasi terbiyesi konusunda bakarsınız bir yol da açar. Zaten hep olmuştur, şer görünen nice olaydan ne hayırlar çıkmıştır...

Hatta bunun AK Parti'ye bile çok faydası olur. AK Parti gevşemez, onun yöneticileri de üslup ayarı yaparlar. Yapmaya zorlanırlar. Yaklaşan seçimlerde iktidar umudu olan bir CHP, AK Parti için gayret ve şevk tazelemesi yapar. Hele aday belirlemede, onları, kılı kırk yararcasına en iyi adayı bulmaya yönlendirir.

Ama en önemlisi, sandığa umut bağlayan sol laik kesimin, darbelerin defterini dürmesidir. Çünkü cuntacılar en büyük cesareti, darbe sever sivillerden alıyorlar. Siyasilerden, yüksek yargı mensuplarından, gazeteci ve yazarlardan, büyük işadamlarından, üniversite rektörlerinden, barolardan... "Daha ne duruyorsunuz paşam!", "Cumhuriyetin kazanımlarını bitiriyorlar paşam!", "laiklik elden gidiyor paşam!", "Atatürk mezarında rahat değil paşam!", "gözünüzü seveyim, koruma kollama göreviniz var paşam..." Cuntacıları hep böyle tahrik ettiler. Şimdi sandık için umutlanırlarsa, ağız değiştiriverirler; "Hele bir durun paşam.. şimdi sırası mı paşam.. pişmiş aşa soğuk su katmayın paşam.. bu defa yüzde 40 paşam.. rahat olun paşam..." deyiverirler.

Böyle bir sonuç, inanın Türkiye'nin demokratikleşmesi için büyük bir kazanç olur. Demokratikleşmenin temelinde; "bu ülke hepimizin, bu topraklarda hepimize yer var" anlayışı yatar. Farklılıkları zenginlik görme anlayışı yatar. Demokrasinin mayasında, birbirimizi insan görmemiz, birbirimize saygı duymamız var. Birbirimizin konumuna saygı duymadan, bunu benimsemeden, yani laf olmaktan çıkarıp nefislerimize kabul ettirmeden, hepimizin demokratlığı, bir yalan ve sahtekârlıktan ibarettir. Artık, sadece kendimize demokrat olma basitliğinden, sığlığından vazgeçmeliyiz.

CHP'deki Kılıçdaroğlu seçimi, bu yolu açacaksa, CHP'ye oy vermeyenler de aceleci ve peşin hükümlü olmamalıdır.

Şimdi CHP'nin yeni yöneticilerine bir sorumluluk yükleniyor. Kılıçdaroğlu umudunu, bir illüzyona çevirmeyin. Gerçekten demokratikleşmeden yana bir zihniyet değişimine gidin.


Görüş Bildir Bizimle Paylaş