DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Türklerle Kürtler birbirlerine en fazla benzeyen topluluklardır

2009-06-12 12:26:00

Son aylarda Türk toplumu üzerinde yapılan sosyal araştırmalar artmaya başladı. İyi niyetle ve bilimsel gerçeklere ulaşmak için yapılan sosyal araştırmalar; toplumu tanımak, sosyal gelişmeleri ve eğilimleri anlamak, sosyal sorunlara çözüm üretmek açısından elbette olumludur.
Ancak, -kimse alınmasın ama- bazı sosyal araştırmaların, toplum hakkındaki peşin hükümleri ispatlamak gibi bir art niyetle yapıldığından şüpheliyim. Sanki, Türkiye üzerindeki tezlerini kabul ettirmeye çalışanların sütre gerisindeki olağanüstü gayretlerini görür gibi oluyorum. Bazı sosyal araştırmaların amacı, Türk toplumunun hoşgörüsüz, radikal, farklı olanlara düşman ve aşırı dinci bir toplum olduğunu gösteremeye çalışmak... Sosyal araştırma tekniklerini vâkıf olanlar, sorunların hazırlanmasından, cevapların değerlendirilmesine kadar uzanan safhalarda, önyargıların ve yanlış yorumların ne derece ters sonuçlara sebep olacağını çok iyi bilirler.
Daha önce de defaatle tekrarladığımız gibi, Türk toplumu, hoşgörülü, barışçı ve sağlıklı bir toplumdur. Normal dağılım eğrisinin uçlarında kalan istisnalar ve kötümser analizler bu teşhisimizi değiştirmez.
***
Dünkü Milliyet Gazetesi'nin manşetindeki 'Türklerin evlilik kriterleri/Mezhep din kadar önemli' şeklinde takdim edilen araştırma da, daha önce yapılan birçok sosyal araştırmada olduğu gibi, 'farklılık' ve 'ayrımcılık' üzerine inşaa edilmiş. Böylece Türklerin (Kürtleri de ihtiva ediyor), milletimizin evlilik konusunda hoşgörüsüz ve ayrımcı olduğu söylenmeye çalışılıyor.
Halbuki, farklı din ve mezhepten birisiyle evliliğe karşı çıkanların oranı, yaklaşık olarak toplumun yarısı civarında. Diğer bir ifadeyle, bardağın yarısı dolu... Diğer semavî din mensupları arasında, yani Yahudiler ve Hıristiyanlar bakımından başka dinden evliliğe karşı çıkanların oranının Türk toplumundan çok daha fazla olduğuna adım gibi eminim.
İstanbul Müftüsü değerli din adamı Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, sözkonusu araştırma bulguları üzerine, bu farklılığın dinî değil, sosyolojik menşeli olduğunu açıkça söylüyor.
Lâkin ne gam... Bu araştırmada da maksat, sünnî-alevî farklılığını bir defa daha vurgulamaktan ibaret...
***
Türk toplumundaki Alevîlerin tamamına yakın kısmı Türk/Türkmen'dir. Onlar bizim canlarımızdır. Kendini bilmez, ateist birkaç bozguncu dışında hepsi de Müslüman'dır. Ancak, Alevî tarîki Türklerin Orta Asya'dan beri taşıdıkları geleneksel unsurları Bektaşi dergâhıyla zenginleştirip kendilerine mahsus bir yol meydana getirmiştir. İşte bu yolda, imtizacı kolay olan Alevîlerin birbirleriyle evlenmek istemesinden daha normal bir sosyal değer yargısı olamaz.
Bu vesileyle benim asıl dikkat çekmek istediğim husus, Türklerle Kürtlerin sosyolojik ve kültürel benzerlikleri, hattâ ayniyetleridir.
Dr. Gülgün Meşe'nin 'Sosyal Kimlik ve Yaşam Stilleri' adlı doktora tezinde, 'Sosyal Kimlik Araştırmaları', 'Birey-Grup İlişkileri ve Yaşam Stilleri' gibi konular üzerinde durularak; anket çalışması 'Türk-Kürt', 'Alevî-Sünnî', 'Kadın-Erkek' kategorileri çerçevesinde düzenlenmiştir.
Dr. Meşe, araştırmasının sonucunda birbirine en yakın cevapların 'Türk-Kürt' kökenli olanlardan geldiğini (yani 'Türk-Alevî' grubundan daha yakın mesafede oldukları) vurgulanmaktadır. Diğer bir deyişle, birbirlerine en çok benzeyenler Türk ve Kürt kökenli olanlardır.
?Dolayısıyla bu sonuç, Kürtlerin Türk kültür kalıbı ile bütünleştikleri ve ayrı bir 'Kürt etnik grubu' bulunmadığı tespiti ile örtüşmekte; diğer verilerle birlikte değerlendirildiğinde, Kürtler ile Türkler arasında kültürel mânâda bir fark olmadığını ortaya koymaktadır? (Safiye Dündar, yayınlanmamış tez çalışması).
***
Amerika'yı yeni keşfeden bizim acemî Kolomblar, Türk toplumunu değerlendirirken, kabile sosyolojisinin basitleştirilmiş değer yargıları sarmalında dolanıp dururlar. Zihinlerinin gerisinde cahil, hoşgörüsüz, basit bir toplumun prototipi yatmaktadır. Bu allâmeler, bir türlü farklı medeniyet, kültür ve tarih boyutuna sahip olmamışlardır. Batı'nın ikinci sınıf mürekkep yalamışları, fakir Anadolu halkını müstemleke aydını gözüyle teşrih etmeye çalışırlar.
Binlerce yıllık tarihî perspektifte çeşitli kültür ve medeniyetlerle kesişerek teşekkül eden kadîm ve olgun Türk kültürünün aslâ farkına varmamışlardır. Bu yüzden tatsız, tuzsuz anketlerle rakamlara takla attırarak kendilerinin ve finansörlerinin istedikleri sonuçlara ulaşmaya çalışmak ve ahkâm kesmek çok daha kolay gelir onlara...

Radikal

Görüş Bildir Bizimle Paylaş