DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Türk toplumu sağlıklı bir toplumdur

2009-06-02 14:00:00

1970'de Devlet Plânlama Teşkilâtı 'nın kütüphanesinde bulduğum bir kitaptan çok etkilenmiştim.
'How to Lie with Statistics?' (İstatistiklerle nasıl yalan söylenir? ) isimli bu kitapta, çeşitli kriterlere göre rakamların nasıl istismar edilebileceği, aynı rakamların nasıl birbirine
zıt şekilde yorumlanabileceği anlatılıyordu.
Bu kitabı okuduktan, hele istatistiklerin demagoglar tarafından arzuları istikametinde nasıl eğilip büküldüğünü gördükten sonra, doğrusu rakamlara güvenim kalmadı...
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Yılmaz Esmer 'in yaptığı 'Radikalizm ve Aşırıcılık Araştırması' da, basın-yayın organları tarafından rakamlara istenildiği gibi takla attırılarak yorumlandı.
Bundan kısa bir müddet önce 2008 Aralığı 'nda Prof. Dr. Binnaz Toprak tarafından yapılan 'Türkiye'de Farklı Olmak' isimli araştırma ile 2007 'de Tarhan Erdem tarafından yapılan 'Gündelik Yaşamda, Din, Lâiklik ve Türban' isimli araştırmada da benzeri
konular hakkında sorular sorulmuştu. Bu araştırmalar da basın-yayın organlarınca birbirinden farklı, hattâ birbirine zıt şekilde yorumlanmıştı.
***
Prof. Esmer , araştırmasına göre Türkiye 'de dindarlığın artmadığını söylüyor. Ayrıca, 'yakın çevreden gelen baskı' , yani Prof. Şerif Mardin 'in deyimiyle 'mahalle baskısı' hakkında, dindar ve lâik olunduğu için yapılan baskı konusunda yüzde 5, yüzde 3 gibi küçük rakamlar çıktığını (ancak bunun büyük sayılara baliğ olacağını) söylüyor. Esmer , halkın aşırı İslâmı benimsediği ve bunun da toplum için bir tehdit olduğu görüşünde.
Araştırmaya göre deneklerin yüzde 75 ile 50'si, ateist, içkici, nikâhsız yaşayan, dinsiz ve başka dinden olan komşularına sıcak bakmıyor. Aynı soruda başka bir renk ve ırktan komşu istemeyenlerin oranı sadece yüzde 26'da kalmış, Ben, sadece bizim toplumumuzda değil birçok Batılı toplumda da bu oranların fazla farklı olduğunu düşünmüyorum. Herhalde muhafazakâr bir Batılı da, ayyaş (içki içenden anlaşılan bu olmuştur), ateist ve değişik dinden bir komşusuna çok farklı bakmayacaktır.
Araştırmada kadın-erkek eşitliğini ölçmek için sorulan bazı sorulara verilen cevaplarda, dinî aşırıcılıktan çok mevcut şartlardaki ekonomik krizin etkili olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca bazı dinî sorulara verilen cevaplarda modernleşmenin tesirleri açıkça görülmektedir. Kız evlâdın mirastan erkek evlâdın yarısı kadar pay alması hükmü, şerî bir baza dayanmasına rağmen toplumun üçte ikisi tarafından reddedilmiştir. Diğer taraftan, kadın nüfusunun büyük çoğunluğunun başı örtülü olan muhafazakâr bir toplumda, kadının plajda mayoyla dolaşması, deneklerin yaklaşık yarısı tarafından normal karşılanmıştır. Buna mukabil, kadının başını örtmesi konusunda deneklerin üçte ikisi uygun görüş bildirmiştir.
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, 'Toplumdan baskı gördünüz mü?' sorusuna verilen cevaplarda, mezhebi ve lâikliği sebebiyle baskı görenlerin oranının yüzde 4 'te; dinî inancı sebebiyle baskı görenlerin oranının ise yüzde 5 'te kaldığı görülmektedir.
***
Deneklerin, 'Aşağıdakilerin hangisi sizin için birinci sıradadır?' sorusuna, yüzde 62 ile ilk sırada din, yüzde 16 lâiklik , yüzde 13 demokrasi, yüzde 5 etnik kimlik, yüzde 4 yeterli gelir cevabı verilmiştir. Buna göre, Türk toplumunun dindar bir toplum olduğu ve etnik kimliğe hiç önem vermediği anlaşılmaktadır.
PKK ve bölücülük konusunda ise, PKK 'yı 'büyük tehdit' olarak görenler (yüzde 82) ile 'tehdit' olarak görenlerin (yüzde 11) toplam oranı yüzde 92 iken, 'hiç önemli tehdit değil veya hiç tehdit değil' diyenlerin oranı yüzde 8 olmuştur. Bu oranın önemli bir kısmının da PKK tehdidine karşı bulunduğu halde küçümseyenlerin görüşü olduğu unutulmamalıdır.
Demokrasi karşıtı girişimlerin, Türkiye için tehdit oluşturduğunu söyleyenlerin oranı da toplam yüzde 82 olarak bulunmuştur.
***
Yapılan bütün bu araştırmalar, Türkiye 'nin sosyal ve kültürel yapısını iyi bilenler için sürpriz değildir. Türk toplumunun temel özellikleri şu şekilde sıralanabilir.
1. Türk toplumu 'muhafazakâr' ve 'dindar' bir toplumdur. Asırlar boyunca dinî ve millî değerlerinin özünü muhafaza etmiştir. Esasen, Türk toplumunu yaşatan ve ayakta tutan bu değerlerdir. Dolayısıyla millî ve manevî değerler, toplumumuz için aslâ ayakbağı değildir.
2. Türkiye , son iki asırdır modernleşmeye önem vermiş ve istikametini gelişmeye çevirmiştir. Türk toplumunun modernleşme hareketleriyle muhafazakârlığı içiçe olmuş; dinî ve millî değerler 'tutuculuk' şeklinde anlaşılmamıştır.
3. Türk toplumu, asırlardan beri 'hoşgörülü' bir toplumdur. 'Öteki' ne kötü bakmamış ve ayrımcılık yapmamıştır. Lâkin, elbette ahlâki değer yargıları ve tercihleri de bulunmaktadır.
4. Türkiye 'de 'mahalle baskısı' yoktur. Farklı olanlar, her toplumda olduğu gibi merakla müşahade edilir ama istisnalar dışında baskı yapılmaz.
5. Türkiye 'de terör karşıtlığı ve demokrasi taraftarlığı bâriz şekilde müşahade edilmektedir.
6. Netice olarak, bazılarının iddialarının aksine, Türk toplumu, hoşgörülü, homojen, huzurlu ve demokrasi taraftarı bir toplumdur.

Görüş Bildir Bizimle Paylaş