DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Psikolojik savaş açmazı

2008-10-17 09:49:00

20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleştirilen 'Kıbrıs Barış Harekâtı', yakın tarihimizde bir zafer olarak hak ettiği yeri almıştır. Bu harekât neticesinde Türkiye, ne pahasına olursa olsun, hukukî hakkını askerî bir müdahale ile kullanmış ve soydaşlarımıza sahip çıkılmıştır. Bu başarılı harekâta karşılık, bugün dahi çıkartma yerinin yanlış seçilmesi, uçaklarımız tarafından yanlışlıkla gemimizin vurulması gibi konularda gayriresmî tartışmalar yapılır.
Kore Savaşı'nda da birliklerimizin lüzumsuz yere fazla zayiat verdiği söylenir.
Bu misâlleri bir asır geriye götürürseniz, benzeri tartışmaların daha fazla yapıldığını görürsünüz. Özellikle Balkan Savaşları, Osmanlı'nın 1. Dünya Savaşı'na girişi ve Sarıkamış Harekâtı, üzerinde en fazla tartışılan askerî ve siyasî olayları teşkil etmiştir.
Lâkin, uzak ve yakın tarihimizde cereyan eden bütün bu olaylarda, özellikle tam da olayın vukubulduğu esnada basın ve kamuoyu, hükûmetleri, özellikle ordumuzu yıpratacak hiçbir tartışma açmamış, bilâkis bütün millî güçler, savaşan yönetimi ve askeri sonuna kadar desteklemiştir.
***
Terör örgütünün güvenlik güçlerimize neden saldırdığını hiç düşündünüz mü?... En akılsız terör örgütü mensubu bile, Türk Silâhlı Kuvvetleri'ni ve Türkiye'nin güvenlik güçlerini mağlûp edemeyeceklerini herhalde çok iyi bilmektedir.
Terör örgütü, bu saldırılarıyla esas olarak bir 'psikolojik savaş/psikolojik harekât' yürütmeye çalışmaktadır. 
Örgütün saldırısı neticesinde birkaç askerimiz şehit edilecek, örgüt gözünde hiç değer taşımayan birkaç militan öldürülecek; ancak saldırı olayının basın-yayın organlarının gündeminde başköşeye oturtulması, şehitlerin acıklı cenaze merasimleri, hele güvenlik güçlerinin eleştirilmesi, hedeflenen psikolojik harekâtın gerçekleştirilmesini sağlayacaktır. Terör örgütü, bu sayede propagandasını yapmış olacak; diğer taraftan içeride ve dışarıda bölücü etnik ırkçılığın gündemde kalması temin edilecektir.
Demek ki, terör olayları medyada bugünkü gibi yer almasa ve mübalağalı şekilde tartışılmayıp sadece gerektiği kadar değerlendirilmiş olsa, terör örgütünün medya üzerinden yürüttüğü psikolojik savaş başarılı olamayacaktır.
Buna mukabil, güvenlik güçlerinin teröre karşı başarılı mücadelesinin medyaya ve kamuoyuna aksettirilmesi, teröre karşı yürütülen psikolojik harekâtta üstünlük sağlayacaktır. Nitekim 18 Aralık'ta başlatılan Sınır Ötesi Harekât'ta TSK'nın zor şartlar altında sergilediği performans ve başarısının Türkiye ve dünya kamuoyuna aksettirilmesi son derece müspet bir tesir icra etmiştir.
***
Meseleye medya tarafından bakıldığında, psikolojik savaşın lehimizde sonuçlandırılmasının pek kolay olmadığı görülecektir.
Demokratik rejimlerin vazgeçilmez özelliği olan 'basın hürriyeti' çerçevesinde, medya üzerinde herhangi bir sansür uygulaması düşünülemez. Terör haberlerinin verilmesi, bir arz-talep mekanizması çerçevesinde kamuoyunun isteğine göre düzenlenmektedir. Bu olguda, medyanın sansasyon eğiliminin ve alışkanlığının da rolü vardır.
Medyanın elde ettiği bir haberi yayınlaması kadar tabiî bir şey yoktur. Esasen, bazı kötü niyetli yayın organları mahfuz kalmak şartıyla, medyanın büyük çoğunluğunun terörle mücadeleyi samimiyetle arzu ettiği ve güvenlik güçlerini yıpratma amacı taşımadıkları kabul edilmelidir.
Ayrıca, terörle mücadelede hatâ, ihmal ve noksanların tartışılması da, iyi niyetle yapıldığı takdirde, ilgili mercilerin tedbirler geliştirmesi bakımından faydalı ve lüzumludur.
***
O halde, medyanın terör örgütünün psikolojik propagandasında kullanılmasına mâni olmak için, terörle mücadele eden mercilerle medya arasında gerekli koordinasyonun âcilen kurulması lâzımdır.
Bu maksatla;
1. Medya organları kendi aralarında toplanarak özeleştiri yapmalı ve terörle mücadelede ortak bir politika
geliştirmelidirler.
2. Hükûmet ve güvenlik güçleri, vukubulan olaylar konusunda, gecikmeden, ikna edici açıklamalar yapmalıdırlar.
3. Medya yetkilileri, psikolojik savaş, psikolojik harekât ve propaganda konusunda, ilgili ve uzman merciler tarafından aydınlatılmalıdırlar.

 

Görüş Bildir Bizimle Paylaş