DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

28 Şubatçılar mutlaka yargılanmalıdır

2011-02-27 10:51:16
Sivil itaatsizliğin geliştirilmesi

Efendim, o günlerde ‘Batı Çalışma Grubu’ (BÇG) cuntasına karşı ‘Demokrasi Çalışma Grubu’nu (DÇG) kurmuş; bildirilerle, açık oturumlarla, konferanslarla, yayınlarla ve demokrasi konusundaki çalışmalarla, BÇG’ye ve darbecilere karşı fikri faaliyette bulunmuştum. 28 Şubat Dönemi’nde 3.5 yılda, karadan, yaklaşık 500 bin kilometre katederek 1276 konferans verip ayrıca binlerce konuşma yapmıştım. Bazen günde 3 konferans verdiğim olurdu.
Demokrasi ve insan hakları konusunda yaptığım konuşmalar sebebiyle cuntacıların talimatı sonucunda, siyasallaşmış DGM’lerde ve Ağır Ceza Mahkemeleri’nde aleyhimde yüzlerce dava açılmıştı. Bu, Türkiye’de demokrasi ve milli irade şuuru ile ‘sivil itaatsizlik’in geliştirilmesi mücadelesiydi. Zira, bütün kurum ve kurallarıyla işleyen tam bir demokrasiye ulaşabilmek ve antidemokratik müdahaleleri engellemek, ancak halkın demokratik hak ve hürriyetlerine sahip çıkmasıyla mümkün olabilirdi. 

Ordunun yeri ve görevi

Efendim, mübarek, mukaddes ve muazzez bildiğimiz Ordumuzu ve Mehmetçiğimizi elbette çok seviyoruz. Lakin, darbecilere gösterilen tepkiyle ordu ve askeri karalamak ne kadar yanlışsa, ordu ve askere verilen değerle darbecileri mazur görmek o kadar yanlıştır. Ancak, ne yazık ki her iki yanlışlık da sık sık yapılmaktadır.

Millet ve devlet olarak bağımsızlığımızı ve milli egemenliğimizi korumak; vatanımızın bütünlüğünü savunmak için Türk Silahlı Kuvvetleri en büyük teminatımızdır. Bu vazifeyi hakkıyla ifa eden orduyu milletçe başımızın üstünde taşırız. Lakin, silahının namlusunu milletin iradesine çevirip siyasete müdahale eden darbeciler, artık meşruiyet çizgisini çiğneyip demokratik hukuk nizamına isyan etmiş olurlar ve şerefli Türk Ordusu’nu temsil etmekten uzaklaşırlar. Suçların en fazla ‘yüz kızartıcı’ olanını işleyen bu gibileri tenkil edip cezalandırmaktan başka çare yoktur. 

Türkiye’de 27 Mayıs’tan sonra darbelerin devam etmesinin asıl sebebi, darbe yapanın yanına kâr kalışı ve cezalandırılmayışıdır. 

Yarım asırlık uzun bir suskunluk döneminden sonra ilk defa olarak savcılar ve hakimler darbecilerin üzerine gitmeye; bunun sonucunda da TSK içinde 2003 yılından itibaren, 28 Şubat’la bağlantılı olarak yapılan darbe hazırlıkları ortaya çıkmaya başlamıştır. 

Bütün darbeler sorgulanmalıdır

Efendim, ben 27 Mayıs’tan bu yana yapılan bütün antidemokratik müdahalelerin ve darbelerin sorgulanmasından; bütün darbecilerin de -ölmüş olanlar dahil- yargılanmasından yanayım.

28 Şubat da yürütülen tanklarıyla, ‘balans ayarlarıyla’, illegal ‘Batı Çalışma Grubu’ cuntasıyla, baskıyla imza attırılmasıyla, zorla iktidar değişikliğiyle ve parti kapatmalarıyla ‘apaçık’ bir darbedir.

28 Şubat’ta millet iradesi gasp edilmiş; Genelkurmay’daki ‘irtica brifingleri’yle yargı siyasallaştırılmış; TSK içinde illegal şekilde ‘konseptler’, ‘andıçlar’, ‘genelgeler’ yayınlanmış; herkes ideolojik şekilde fişlenmiş ve açıkça suç işlenmiştir.

Son 8 yıllık dönemde, TSK içinde illegal şekilde darbe planları ve hazırlıkları yapan, darbeye teşebbüs suçu işleyen odakların, 28 Şubatçı’ların devamı oldukları, artık bilinen bir gerçektir. 

Bu durumda, 28 Şubat Darbesi’nin içyüzünün ortaya çıkartılabilmesi ve yargılanmakta olan darbe teşebbüslerinin iyice anlaşılabilmesi için TSK’daki kayıtların derinliğine incelenmesi; özellikle illegal ‘Batı Çalışma Grubu’nun darbe örgütlenmesinin açığa kavuşturulması gerekir. 

28 Şubat darbecileri mutlaka yargılanmalıdır. 

28 Şubat’ın bazı gizli belgeleri

Efendim, bendeniz, 28 Temmuz 1997 günü, yani 28 Şubat rezaletinin en civcivli zamanında, bir basın toplantısıyla 28 Şubat Cuntası’nı ve gizli belgelerini açıklamış; bunun sonucunda da gözaltına alınmıştım. 

Sütunlarımın izin verdiği kadarıyla bunlardan bazılarını çok özet olarak sıralıyorum:

* Genelkurmay Başkanlığı’nın ‘Gizli’ damgalı, Nisan 1997 tarih ve 7130-97/İGHD.P1.Ş (2) sayılı yazısı.
‘Batı Hareket Konsepti’ konulu bu uzun yazıda, tamamen siyasete müdahale mahiyetinde suç teşkil eden ifadeler yer almaktadır. Genelkurmay II. Başkanı Org. Çevik Bir’in imzaladığı bu yazıda, ‘milli iradenin üstünlüğü aldatmacası’ denilmekte; sonuç olarak, siyasi ‘bir cephe oluşturulması’ ve belirli siyasi partilere destek verilmesi (CHP) istenmektedir. 

* Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ‘Gizli’ damgalı, 5 Mayıs 1995 tarih ve 3429-3-97/İKK.Ş. (317) sayılı, Kurmay Başkanı Oramiral Aydan Erol’un imzaladığı yazıda; Batı Çalışma Grubu ile ilgili olarak ‘Tüm dernekler, vakıflar, meslek kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları ve konfederasyonlar; yüksek öğrenim kurumları (fakülte, yüksekokul ve enstitüler), resmi ve özel yurtlar; üst düzey yöneticiler (vali, kaymakam), belediye başkanları ile diğer görevliler (müdür, daire başkanları); il genel meclisi ve belediye meclis üyeleri; siyasi parti il ve ilçe teşkilâtları yönetim kadroları; yerel TV, radyo, gazete, dergi ve diğer basın-yayın kuruluşlarına ait biyografiler, anılan şahısların siyasi görüşleri/yönleri’ tespiti istenmekte ve ekteki tabloda fişleme şekli belirtilmektedir.
Buna göre, ‘Tandansı: aşırı sağ, sol, bölücü, PKK, Nurcu, Nakşibendi vs.’ denilmektedir.

Bu yüz kızartıcı fişlemeye daha sonra günümüzde de devam edildiği anlaşılmaktadır. 

* Genelkurmay Başkanlığı’nın ‘Gizli’ damgalı, 16 Nisan 1997 gün ve 3429-13-97/İGHD. (P1.Ş.-2) sayılı yazısında, ‘Garnizon komutanlıklarınca, öncelikle cuma ve bayram namazları olmak üzere gayrimuayyen zamanlarda verilen hutbe ve vaazların personel görevlendirmek suretiyle takibinin ve tespit edilen hususların yer ve zaman belirtilerek rapor edilmesinin laiklik aleyhtarı tutum ve davranışları önlemeye yönelik çalışmalar için faydalı olacağı değerlendirilmektedir’ denmektedir.
Bu skandal yazının imza sahibi, ünlü Çetin Doğan’dır (Korg. Çetin Doğan). 

* Nihayet şu belge, 28 Şubat’ta faşizan darbe zihniyetinin nasıl TSK’nın alt kademelerine indirildiğini göstermektedir:
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 8’nci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nın, 19 Şubat 1997 tarihli, ‘Haber Toplama’ konulu yazısında (Kurmay Albay Mahmut Sancar imzasıyla kişiye özel yazılmış); koruma ve kollamanın TSK personeli ve onların eş ve çocuklarının da görevi olduğu belirtilmiş; kara kuvvetlerinin tüm personeli ve aileleri ‘birer haber toplama vasıtasıdır’ denilerek, elde edecekleri belge, bilgi ve haberi üst komutanlığa bildirmesi istenmiştir. 

***


Bütün bu bilgi ve belgelerden sonra, 28 Şubatçı Darbeciler hâlâ yargılanmadan kalacaklar mı?
Görüş Bildir Bizimle Paylaş