DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

24 Nisan'da Ermeni yalanları

2008-04-27 07:22:00

Sevgili okuyucular, Türkiyemiz bir garip memlekettir.

Zorba devlet anlayışına sahip sistem baronlarının içine düştükleri tezatları anlamak kolay değildir. Bir taraftan, yedi ay önce yapılan genel seçimlerde oyların yarısını alarak kesin bir halk desteğiyle iktidara gelen siyasî parti, mensuplarının başörtüsü yasağına karşı çıkmaları yüzünden 'düşünce suçu' üretilerek kapatılmaya çalışılır; diğer taraftan, medenî ve demokratik geçinen ülkelerde 'Ermeni soykırımı yoktur' demek suç sayıldığı hâlde, kendi ülkemizde atalarımıza uluorta haksız iftiraların atılması normal karşılanır.

 İlk örneğe bakarsanız, Türkiye'yi antidemokratik ve totaliter bir rejime sahip ülkeler kategorisine rahatlıkla sokabilirsiniz. İkinci örnek esas alınırsa, Türkiye, Fransa, İsviçre gibi demokratik ülkelerde bile bulunmayan bir düşünce özgürlüğüne sahip bir ülke olarak karşımıza çıkar.

Sakın yanlış anlaşılmasın; biz, şiddete başvurmamak şartıyla, her türlü düşünce ve düşünceyi ifade hürriyetinden yanayız.

Mr. Soros iş başında

Efendim, 24 Nisan geldi ya; Ermeni diyasporası, gene kırnava gelip kızışan kediler gibi azarak iftiralarını sıralamaya başladı.

Ünlü Soros'un himayesindeki Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen 'Diyaspora Konferansı'nda, Türk düşmanı 'Gomidas Enstitüsü' Genel Direktörü Ara Sarafyan ve Türkiye'deki hempaları, gene olayları saptırarak atalarımıza iftira atmaya devam ettiler.

Daha önce de aynı üniversitede buna benzer bir konferans düzenlenmiş ve tümüyle uydurma iddialarla Türk tarihi karalanmaya çalışılmıştı. Bu iftiraları ön sayfadan ballandırarak yayımlayan da, Mr . Soros'un finanse ettiği söylenen 'Taraf Gazetesi' oldu. Taraf, bu yayımıyla diyasporanın tarafında olduğunu da açıkça ortaya koydu.

Sevgili okuyucular, her yıl diyasporanın azmasına vesile olan 24 Nisan iddialarını biliyorsunuz. Güya, 24 Nisan 1915'te, İstanbul'daki bütün Ermeniler tutuklanmış ve sürgüne gönderilip öldürülmüş! Ermeni diyasporasına ve onun maaşlı uşaklarına göre, sözde Ermeni soykırımının başlangıç tarihi de bu imiş...

Ermeni eylemciler tarihin ilk teröristleridir

Tarihin hiçbir döneminde olayların bu derece saptırıldığını göremezsiniz. Düşünebiliyor musunuz, sanki durup dururken bin yıldır beraberce huzur içinde yaşadığımız Ermenileri tutuklayıp öldürmüşüz, soykırıma tâbi tutmuşuz...

 Hâlbuki, olayların gerçek yüzü tamamen farklıdır. 19. yüzyılın sonunda emperyalist ülkelerin tahrikiyle kurulan Ermeni Taşnak ve Hınçak örgütleri, dünya tarihinin ilk terör örgütleridir.

Osmanlı, bu örgütlerin terör ve isyan eylemlerine tam 33 yıl sabırla tahammül etmiş; ancak, bu eylemler 1. Dünya Savaşı'nda Türk Ordusu'nu arkadan hançerlemeye kadar varınca, 27 Nisan 1915'te çıkarılan bir Kanun-u Muvakkat ile tehcir kararı almak mecburiyetinde kalmıştır.

Ermeni terör örgütleri, 1890'da Erzurum İsyanı'nı, 1893'te I. Sason İsyanı'nı, 1895'te I. Van İsyanı'nı ve Zeytun Ayaklanması'nı, 1904'te II. Sason İsyanı'nı, 1909'da Adana Olayları'nı, 1915'ten itibaren de II. Van Olayları ve katliâmları ile Muş, Bitlis, Kars, Ardahan, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum ve Erzincan mezalimlerini gerçekleştirdiler. Bu olaylarda 500 binden fazla Müslüman Türk ve Kürdü işkenceyle öldürdüler.

 Ermeni terör örgütleri Osmanlı pâyitahtı İstanbul'da da çeşitli terör eylemleri yaptılar. 1890'da Hınçak örgütü, Kumkapı'da bir tedhiş gösterisi düzenledi. Taşnaklar, 1893'te, örgütlerini desteklemeyen Ermeni Patrikhanesi'ni bastılar. 1895'te, hükûmetin bulunduğu Bâb-ı Âlî Baskını'nı yaptılar ve çok sayıda sivil ve askeri şehit ettiler. 1896'da Osmanlı Bankası Baskını'nı gerçekleştirdiler. 1905'te ise, devletin başı olan II. Abdülhamid'e suikast teşebbüsünde bulundular.

24 Nisan'da ne oldu?

Efendim, 24 Nisan 1915'te henüz tehcir kararnamesi çıkarılmamıştı. O esnada, nüfus sayımlarına göre, İstanbul'da 77 bin Ermeni vatandaşımız yaşıyordu. Bunların içinde devletin yüksek makamlarında bulunanlar, hattâ Bakanlar Kurulu'nda olanlar vardı.

İstanbul Ermenileri'nin sadece binde üçüne tekabül eden 235 örgüt üyesi tutuklandı. 24 Nisan'da tutuklananlar, Taşnak, Hınçak ve Ramgavar terör örgütlerine mensup kişilerdi. Tutuklananların evlerinde ve işyerlerinde yapılan aramalar sonunda şu silâhlar ve mühimmat bulundu: 19 mavzer, 74 martin, 111 vinçester, 96 maniher, 78 gıra, 358 filovir silahları ile 3591 taban- ca ve 45221 mermi...

Bu silâhlar, orta çapta bir askerî birliğin donanımına yeterli miktardı. Doç. Dr. Yusuf Sarınay'ın yaptığı arşiv araştırmasına göre, tutukla- nanlar Çankırı ve Ayaş'a gönderilerek gözetim altına alındılar. Ayaş'ta, bendeniz gibi 5 ay müddetle 60 santimlik duvarı olan zindan- da değil, kendileri için Osmanlı bütçesinden tahsis edilen 2897 kuruş ödenekle ellerini kollarını sallayarak kısa bir süre yaşadılar.

Gözetim altında bulunanların büyük çoğunluğu, iki hafta sonra 8 Mayıs'tan itibaren serbest bırakılmaya başlandı. Sadece 57 kişi Suriye'ye (Derzor ) gönderildi.

Geri kalanlar ise affedildiler. Ermeni tarihçi 'Palavraciyan'ın direktörlüğünü yaptığı Gomidas Enstitüsü'ne ismini veren meşhur müzisyen Gomidas'ın bütün tutukluluğu, Çankırı'da 13 gün zorunlu ikâmetten ibarettir. Hastalanınca İstanbul'a, oradan da Dahiliye Nezareti'nin özel izniyle Viyana'ya gitmiştir.

24 Nisan tutukluları arasında, tamamı da örgüt mensubu olmasına rağmen, tek kişi dahi idam edilmemiştir.

***

Utanmazca iftiralar ve yalanlarla tarihi saptırmayı bırakın da, gelin hep beraber gerçeği arşiv belgelerinden araştıralım.

Görüş Bildir Bizimle Paylaş