Akil adamlar heyeti kiminle görüşecek?
Pratik çalışmalar da var: Mesela akil adamlar toplantı yapıyor. Ankara ile Kandil arasında arabulucu olacaklar.
Evet bunlar iyi niyetli fikir ve girişimler... Ancak hiçbir işe yaramaz. Nedenini anlatayım:
Bu yaklaşımların tamamı PKK'yı kendi başına davranabilen, bağımsız bir örgüt olarak görüyor. Tabiri caizse PKK'yı fikri hür, vicdanı hür bir militanlar topluluğu olarak ele alıyorlar.
Keşke öyle olsaydı. O zaman iş nispeten kolaydı: Masaya oturulur, sorunlar müzakere edilir... Akil adamlar heyeti, Ankara ile Kandil arasında mekik dokur... Abdullah Öcalan devreye sokulur... Yurtdışında çatışan aktörleri uzlaştırıcı kuruluşlar var; onlardan yardım alınır...
Zahmetli ama üstesinden gelinebilecek bir süreç. Yeter ki taraflar savaşı gerçekten bitirmek istesin.
Hükümetin savaşı bitirmek istediğini biliyoruz. Başbakan Erdoğan siyasi geleceğini tehlikeye atarak, çok önemli iki girişime onay erdi: Habur Süreci ve Oslo Görüşmeleri.
Yani çok net: Savaşı sürdürmek isteyen taraf PKK... Soracaksınız: "Madem Ankara, af dahil her şeyi müzakere etmeye hazır... PKK niye yan çiziyor?"
Çünkü PKK bağımsız bir aktör değil.
Örgüt şu anda, Suriye başta olmak üzere, Türkiye'nin Ortadoğu'da takıştığı ülkeler tarafından kullanılıyor.
Bugün Murat Karayılan... "Saldırılara son veriyor ve gerillayı Türkiye'den çekiyorum" desin... Yarına sağ çıkmaz!
"Biz sana Türkiye'de eylem yapman için para, silah, bilgi verelim... Sen git barış masasına otur... Yok öyle!" derler adama!
O halde soralım: Mesela akil adamlar heyeti kimle görüşecek? Örgütün dışladığı Apo ile mi? Kandil'deki savaş ağalarıyla mı? Beşar Esad ile mi? Yoksa Esad'ın destekleyicileriyle mi?