DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Firavun'un ibretlik sonu...

2011-02-13 15:53:36

28 Ocak'tan beri Tahrir Meydanı başta olmak üzere halkın bütün kesimlerinden oluşan insanların büyük bir kararlılıkla ülke sathında sürdürdüğü eylemler neticesini verdi ve tam olarak beklendiği gibi neticelenmese de; Tunus'un ardından Mısır'ın zorbası da yurt dışına kaçmak zorunda kaldı...

Tunus diktatörü Bin Ali, eşi ve yakınlarının Tunus'u soyup soğana çevirdikleri ve gasp ettikleri milyarlarca dolarlık bir serveti yurt dışına kaçırdıkları biliniyor.

Firavun olarak nam salan Hüsnü Mübarek ve etrafının, Mısırlılara ait olan zenginliklerden ne kadarına el koyarak önceden yurt dışına aktardığını ve ülkeden kaçıp giderken yanlarına ne kadar dünyalık(!) aldıklarını bilmiyoruz ama muhtemelen o ve beraberindekiler, geleceklerini düşündükleri için bundan sonra idare etmelerine yetecek kadarını götürmüşlerdir...

Bundan sonra ne olacağı bilinmiyor olsa da, yaşadıklarına isyan eden insanların 'bundan daha kötüsü olmaz' şeklinde tanımladıkları bir halden, en azından ilk bakışta şimdilik razı olabilecekleri bir hale geçmiş bulunan iki ülkeden Tunus, şimdilik gündemin arka sıralarında kalmış durumda.

Mısır'da yaşananlar ise henüz taze ve tabii ki bu ülke, birçok sebeple Tunus'tan çok daha fazla öneme sahip...

Bundan sonra Mısır'da neler olacağı, Ordu Yüksek Konseyi'nin nasıl bir yönetim oluşturulacağı ve bu yönetimin, diktatörü kovan halkın ekonomik, sosyal , siyasal taleplerine ne kadar saygılı olacağı, özellikle de bundan böyle nasıl bir dış politika takip edileceği; hemen herkes ama özellikle de bu ülkenin atacağı adımlardan etkilenecek ülkeler tarafından ciddi şekilde merak edilmektedir...

Bölgeyi yakından ilgilendiren meselelerde Mısır ve Mısırlıların menfaatlerini esas alan politikalar izlenip izlenmeyeceği; daha da açığı, ABD ve dolayısıyla İsrail etkisinin ülkede bundan sonra da sürüp sürmeyeceği, belki de karşı karşıya bulunulan en önemli problem.

Mısır'da bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kesin ama umarız yeni oyunlarla karşı karşıya da kalınmaz...

Mısır'da yaklaşık 70 yıldır yaşanmakta olan baskı, bu ülkenin kendi iç dinamiklerinden daha çok, bulunduğu konum sebebiyle taşıdığı önemle alakalıydı... Dışarıdan telkin edilen politikaları uygulayan yönetim, 80 milyonun mutsuzluğu pahasına, ABD ve İsrail'in hoşuna gidecek uygulamalara imza atıyor ve bu arada başlarına geleceklere hazırlık olarak da ülkeyi soyup soğana çeviriyorlardı...

Tunus için de sözkonusu olan bir durum ama esas olarak Mısır'ı yönetenlerin bulundukları bölgede hayat sürmüş Firavun ve Karun (hatta Haman) örnekleri hususunda daha uyanık olmaları; Cenab-ı Hakk'ın Kur'an-ı Kerim'deki uyarılarına daha bir dikkat kesilmeleri  gerekirdi, olmadı...

Mısır'da doğup büyüyen, yüksek mevkilere kadar yükselip, sonra nedense Firavun gibi olmayı tercih ederek, beraberindeki Karun ve Hamanlarla 30 yıl ülke insanına hayatı zehir eden Hüsnü Mübarek; ömrünün kalan bölümünü, dünyanın değişik bölgelerinde sürdürecek ve tam 30 yıl hükmetme imkanı bulduğu halkının ağzı dualı olanlarının birisinden bile dua alamadan, tarihin karanlık sahifelerinde kaybolup gidecek...

Ömrünün son demlerini halkının arasında, onların sevgi dolu davranışlarına muhatap olarak geçirebilme, mukadder son vaki olduğunda da memleketinde defnedilebilme şansını kaybedenlere ne denilebilir ki?.. Veyl onlara!..

Bin Ali ve Mübarek'in yaşadıkları, umulur ki benzerlerine ders olur...
 

Görüş Bildir Bizimle Paylaş