DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Boğazda katliam...

2012-01-08 13:25:50
Geçtiğimiz günlerde bir tv kanalı sabah kuşağında yaptığı yayınla inanilmaz çamlar devirdi. Sanırım, Büyükdere önerinde ağ atan okyanus tipi teknenin devasa gırgır ağlarıyla attığı ve bir kerede çektiği çeşitli türde 70 ton balığı övünerek yayıncılık başarısı olarak sundu.
Bu cehaletle uğraşmayı artık üzerime vazife almıyorum. ''Herkes yandığı yerde sönsün'' diyorum.
Hatırlayacaksınız, Lüfer ve rakı hesabı yapan bir grup ''Lüferimiz dokunmayın'' ''Sızinki kaç santim'' adı altında kampanyalar başlatmıştı.
 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 20 santimetreden küçük lüferin avlanmasını yasaklamasın ardından balıkçı teknelerinde göstermelik cetveller ortaya çıktı.Güya balıkçı, ağlardan topladığı balığı tek tek ölçecek ve küçük olanları denize atacaktı(canlı yayında bu oldu, gözlerime inanamadım) Hiç bir balıkçının avladığı balığı, hele profesyonel ise denize atması mümkün değildir. Sersemlemiş balığı martılara mı yem yapacak.Güldürmesinler işi bilen insanları...

Neyse, Greenpeace'nin aklı başında kampamyasının da etkisiyle ''Böyle giderse gerçekten balık falan kalmayacak'' diye düşünen devletin uzmanları, bir hesap yaptılar. boy yasaklarını genişlettiler.

20 santimetreden küçük lüferin avlanmasını yasaklaması büyük balıkçı tekne sahiplerini gerdi.. Babadan değil sonradan balıkçı olan bir takım deniz gücü (!) sahipleri, "Lüferde yıllardan beri 14 santimetre yasağı var. Kaç yıldır tutuyoruz. Denizimiz lüfer dolu. Balıklar çoğalıyor. Lüfer balığı 20 santime ulaşmadan yumurta yapmıyor gibi bir durum yok. 15 santimde de 18 santimde de havyar oluyor. Biz bu balığı tuttuğumuzda elimizde cetvelle ölçüp denize mi atacağız? Hangi üniversite araştırma yapmış da bu kanaate varılmış? İthalatı serbest ama Türkiye'de tutulması neden yasak?" gibi sözlerle gazetere açıklama yaptılar Hatta binlerce liralık ilan verdiler.

İŞİN ASLINA GELİNCE...

Kimse 4.5 ay süren göstermelik balık avı yasağına kanmasın. Çünkü balık yasağı sadece boyu 20 metreden büyük tekneler için geçerli. Daha küçük tekneler serbestçe avlanmayı sürdürüyor. Özelikle Mrmara'da yıl boyunca yasak olmasına rağmen trol tekneleri cirit atıyor.
Burada  geçen yıl kaleme aldığım bir yazıyı aktarıyorum.

SİZİNKİ KAÇ SANTİM?

Küçük balıklar satın alınmazsa, balık neslinin korunacağını, balıkçıların da ava çıkmayacağını düşünen bazı çevreci kuruluşlar "Sizinki Kaç Santim!" diye erotik(!) bir kampanya yürütüyorlar. İşleri masa başında olan bazı doğa sever hanımlar da "Sizinki Kaç Santim"
yazılı tişortlarla boş vakitlerinde bu kampanyaya destek veriyorlar.

"Lüfersiz kalamam,kalmayalım" türünden broşür, e-posta ve her türlü lafla kampanyanın yürütülmesine yardımcı oluyorlar. "Sizinki Kaç Santim? sloganıyla  kampanyanın başarıya ulaşacağını düşünüyorlar herhalde.

Belki de haklılar... Popüler televizyonların muhabirleri ellerinde cetvelle sahilleri, balık pazarlarını dolaşıyor."Sizinki kaç santim!"
diye soruyor.
Muhabirler, tüketilen balığın kaç santim olduğunu soruyor da, balıkçılara okyanus tipi teknelerden atılan ağlarla  kaç ton çinekop çektiklerini sormuyor tabii!
Enkırlar da ' kıkır kıkır' gülerek haberden aldığı pasla bültenlerini neşeli bir haberle kapatmış oluyorlar.

Oysa vaziyet ciddi.

Çinekop, sarıkanat, lüfer diye secere çıkarmak marifet değil..

Önce şunu yazalım; lüfere sadece İstanbul'un balığı, boğazın balığı diye bakılması yanlış bir defa. Lüfer Türkiye karasularının balığıdır.
 Çanakkale Boğazı'nda da var, Batı Karadeniz'de ise  İğneada'dan Sinop'a kadar olan tüm yerlerde de...  Boğaz akıntısı değmişinin daha lezzetli olduğu yönünde balıkçılardan kaynaklanan bir efsane de vardır ama...

Bakın, İstanbul balıkhali'ne son birkaç yıldır bol miktarda ağlara gönülsüz takılmış köpek balıkları getiriliyor. Kızıldeniz'de sıcak sularda yaşayan balıklar İstanbul'un önlerine kadar geliyor. Devasa deniz anaları çoğalıyor. Denizin dibinde garip bir salya var...Bunlar hep yazıldı, çizildi.

Denizler ısınıyor...Balıkların  hava alacağı yerler daralıyor...

Asıl önemli balık katliamı bitmiyor.

Daha önce de bu katliamın nedenleri yazmıştım.
  -Sonar cihazı ve  80 kulaç derinliğindeki ağlarıyla balık sürülerine dalan büyük  tekneler,

  -Deniz dibini adeta kazıyan trolcüler,

  -Kumkapı Toptancı Balıkhali'ne gelen balığı denetlemeyen uzmanlar,

  -Denizlerle ilgili kararları Ankara'da alan Tarım bakanlığı'nın Su ürünleri Genel Müdürlüğü.(Balıkçılığı teşvik ediyoruz diye  okyanus tipi dev teknelerinin yapımına izin verdiler.önüne gelen balıkçı oldu)

  İŞTE ÖNLEMLER

  Türkiye'de özellikle Karadeniz'in ve İstanbul Boğazı'nda gırgır ağlarıyla donatılmış teknelerle balık avına en az bir yıl izin verilmemesi lazım.

 Yani denizlerde önemli üreme alanlarının bir tarla gibi nadasa bırakılmasının zamanı geldi.

  Şimdi  kampanyanın gerçek anlamda kahramanlarından Hüseyin Eriş'in, basit bir girişimin haberini aktarayım.

  Hüseyin Eriş, Başbakanlık İletişim Merkezi'ne bir mektup yazarak, "Bu güzelim balığın geleceği sizin elinizde. Lütfen bir şeyler yapın.
Gerekirse 2-3 yıl lüfer soyundan olan çinekop ve sarıkanat gibi balıkların avlanmasını yasaklayın" demiş.. Yani en  akıllımız o çıkmış.

Adresi doğru tespit etmiş...

Bunun üzerine Başbakanlık, çinekop ve sarıkanat boyutunda avlanması nedeniyle soyu tükenme tehdidi altında olan lüfer balığı için harekete geçmiş. Başbakanlığın talimatıyla lüferin küçük boylarına av yasağı uygulanması, Su Ürünleri İstişare Kurulu'nun gündemine alınmış...

 Lüfer tutkunu Hüseyin Eriş  3 Kasım'da, Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) yolladığı mektubuna cevap gecikmemiş.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı  Eriş'e bir hafta içinde BİMER aracılığı ile yanıt vererek, avlanmayla ilgili düzenleme yapan Su Ürünleri İstişare Kurulu'nda değerlendirileceğini belirtmiş.

İşte bu kadar...

Çünkü Türkiye'de yapılması gereken artık tek bir iş kaldı.

Balık avına sınırlama getirilmesi,

Ağ göz açıklığını büyültüp, tekneleri daha küçük  hale getirilmesi

Balıkçılığı profesyonel bir disiplini olan meslek haline dönüştürülmesi

Önüne gelenin tekne alıp balıkçı olmasının önüne geçilmesi,

Bunlar yapıldığında Sizinki kaç santim yazılı tişort giyen  hanımların lüferi de olur, kofanası da diyorum..
Görüş Bildir Bizimle Paylaş