DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Kalp açılımı

2009-08-09 11:53:00
Haftalardır “Kürt açılımı”nı tartışıyoruz. Yol haritaları çiziyoruz, paketler açıyoruz. Siyasi, iktisadi, kültürel adımlardan söz ediyoruz. Ama sorunun fazlaca tartışmadığımız bir boyutu daha var:
Yürek boyutu...
“Türkler ve Kürtler asırlardır kardeştir” diye başlayan cümlelerin, “Kardeşi kardeşe düşman edenlere” lanet etmelerin örtmeye yetmediği bir dip akıntıdan söz ediyorum.
Sevda kapılarının açık olup olmamasından...
Yani bir “kalp açılımı” ihtiyacından...

Dil Tarih’te
“Orada sorun yok ki” diyenlere İzmirli bir okurumun kederli mektubunu okumak isterim.
“Can Abi” diye başlıyor mektup:
“Derin mi derin bir aşk acısı çekiyorum... Yardım!”
Acıyı çeken kız, İzmir’den gelmiş Ankara’ya...
Urfa’dan gelen bir Mardinliyle Dil Tarih’te kesişmiş yolları...
Lakin sonra, kan kesmiş yollarını...

“Güneydoğulu ama...”Oysa kızın kanı, en baştan kaynamış ona... Önyargı, sevdasını dile getirirken bile dökülüyor satır aralarından... Diyor ki:
“Güneydoğulu, ama birçok Batılıya göre o kadar zarif, derin, dolu bir insan ki... Ona yan gözle bakan ‘reis’ abilerle karşılaştırılmaz bile... Kendimi ondan uzaklaştırmak için uğraştım, olmadı.”
 Daha açılamadan, tatil dönüşü Mardinli’nin okuldaki kaydını dondurduğunu öğrenmiş İzmirli...
“İngilizce kursuna gideceği”ni bildirmiş okula; ama ayrılık kararı, intihar etmiş bir yakını yüzündenmiş.
İzmirli kız mahvolmuş üzüntüden...
Sonra bir gün, “kafası iyiyken”, kilometreler ötesine elini uzatmış, yazıp göndermiş duygularını sevdiğine...
Bu zor günlerde oralarda kendini yalnız hissetmesin, okulda onu bir arayan, bekleyen, özleyen olduğunu bilsin diye... 

“Deniz, çölde boğulmasın”
Yıllar önce Türklere hitaben bir yazı yazmıştım:
“Her Batı dilinde ‘Seni seviyorum’ demeyi bilirsiniz de asırlardır birlikte yaşadığınız Kürtlerin dilinde ilan-ı aşk edebilir misiniz? ‘Ez gelek heşte dıkım’ın anlamını bilir misiniz” diye sormuştum.
“Bir gün lazım olacağını hiç düşünmemiştim” diyor İzmirli... Oradan kopya çekmiş. Aşkını ilan etmiş.
Karşılığında acı bir cevap gelmiş. Sadece onun için değil, hepimiz için acı... Demiş ki Mardinli:
“Bizim buralar çöldür.
ve insanları doğasıyla özdeş.
Gönülleri çatlaktır ve çatlakları derindir.
Öyle derindir ki;
hiçbir deniz çatlamışlıklarına su olamaz.
Aman! Deniz onlarda boğulmasın.
Yazık olmasın denize,
boşver...”

Terör ve aşk
Sarsılmış İzmirli kız... “Çöl”ün çoraklığına hayıflanmış; “deniz”in kifayetsizliğine... Paylaşarak azaltmak istemiş derdini...
Yakın arkadaşlarına açılmış. Ummadığı kadar büyük tepki görmüş.
Onlar da çorak topraklarla, bereketli suların bir arada olamayacağından dem vurmuşlar hep...
Bir tanesi “O Kürt, sen Türksün... Bir araya gelseniz de yürümez ki bu iş” demiş. Diğeri “Normal zamanda olurdu belki; ama şimdi terör var” diye itiraz etmiş.
“Yüzüme bir tokat gibi çarptı kimliğim” diyor İzmirli; “Ailem de bilse, yaşıtlarımla aynı tepkiyi verirdi.”

Ya sonrası?
Mardinli’nin oralardan bir şairi, Ahmet Arif’i okumuş arkadaşlarına:
“Dost düşman söz eder kendi kavlince /
Kınanmak yiğit başına /
Bu ne ayıp ne de yasak /
Öylece bir gerçek, kendi halinde /
Belki yaşamama sebep...”
Ama Mardinlinin kuşkusu da, arkadaşlarının tepkisiyle benzermiş. O da “Ya sonrası” diyesiymiş.

Kavaklar ve kapılar
Bana yolladığı mektupta şöyle diyor İzmirli:
“Onun oralarda
yaşadığı acılar, gençliğimize kıyan bu Doğu-Batı çatışması, benim aşk acımdan da derin...
“Lanet okudum bu duruma... Türkün Kürde aşkına ipotek koyanlara, ‘Bir Türk kızı Kürt’e âşık olamaz’ diyenlere bin lanet!...
“Bir gün köşenizi bize, bizim gibilere ayırsanız. ‘İzmirli Mardinliye âşık olamaz mı?’ diye sorsanız olmaz mı?”
Bugün o gün işte...
Onun güzelim satırlarını bu köşeden Mardin’e yolluyorum:
“Onu çok seviyorum, çok özlüyorum.
En azından sizin köşenizde ona kavuşabilmeyi, diğerlerinin de kavuşabilmesini diliyorum.
‘İzmir’in kavakları’ndan ‘Mardin kapı şen olur’a köprü kurabilmek, ‘Buralarda da yar seven / ölmezse verem olur’ diyebilmek istiyorum.
Sarhoşken bu türküyü söyleyip arkadaşları halay çekmeye zorladığımı bilsin, yüzü gülsün istiyorum.
Bu insanlık ayıbının son bulmasını diliyorum.”
Son söz
“Kürt Açılımı”ndan söz ediyorduk ya...
Yürekleri açmak da yol haritasının bir parçası...
Onlar açılmadan, ne kadar barajlar, köprüler açılsa da nafile zaten...
Görüş Bildir Bizimle Paylaş