DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Köylü, köylüydü eskiden…

2014-11-19 17:28:51
Köyde yaşar, köyde ölürdü. Köyden de askerlik görevi dışında kolay kolay çıkmazdı.

Çiftler bozuldu, göçler tamamlandı, artık köy son dönemini yaşamaktadır ve tabii köylülük de…

Hikâyemiz, bir maceracı köylünün başından geçmiş.

Eşeğine binmiş, azığını beline bağlamış ve şöhretini duyduğu şehre gitmeye azmetmiş. Meşakkatli bir yolculuktan sonra şehre varmış. İlk işi kıymetli varlığı eşeğini sağlama almaktır, öyle yapmış. Eşeğini emniyetli gördüğü bir kazığa bağlamış.

Vardığı yer istasyon, eşeğini bağladığı kazık ta trenmiş… Mesel bu ya, adamcağız treni demirden evler zannetmiş. Şehre öyle bir dalmış ki, o çarşı senin, bu çarşı benim alaca karanlığa kadar gezmiş. Döndüğünde ise eşeğini de, eşeğini bağladığı sağlam kazığı da yerinde bulamamış. Üzülmüş, sağa sola sormuş, başına geleni anlatmış. Saflığına bir gülmüşler, aptallığına iki…

Bari bir hana gideyim de geceyi geçireyim diye yol sormuş. Hanlar kapanmış oysa, oteller açılmış; onu da şöyle o devre göre yıldızlı sayılacak bir otele yönlendirmişler.

Otel kâtibi hemşerisi çıkmış…

Hoş beşten sonra kâtip adamcağızın haline acımış, balayı süitinin üstündeki çatı odasına bir yatak attırmış ve “Burda yat, sabah sana yeni bir eşek alırız, sakın ola ses çıkarma, hemen altında bir taze çift var!” demiş.

Adamcağız mitile kıvrılmış ama “taze çift” lafı da kafasını fena halde kurcalamış. Merakına mağlup olup belinden cesametli bıçağını çıkarmış, ahşap tavandan bir tahta söküp, bir gözlük oyuk açmış ve aşağıdaki odaya bakmış. O esnada oğlan kızın gözlerinin içine baka baka:

─ Sevgilim, senin gözlerinde denizlerin maviliğini görmekteyim; gözlerin gökyüzüm, ben gözlerinde yıldızları seyrediyorum; saçların benim kaderim, ben saçlarının her bir telinde kaderin bize çizdiği aydınlık geleceği okuyorum…

Diyormuş…

E, martaval da bu kadar olur…

Bizim köylünün derdi ise eşeğidir…

Heyecana kapılmış ve bağıra bağıra:

─ Beyefendi, sevdiğinin başı için bir yol bak, bizim eşeği de görüyor musun?

Deyivermiş…

Gerisini yedi türlü tamamlayın…

Bu devirler, öyle derler ya, post-modern devirlerdir… Bozun yazın, yazın bozun gönlünüzce köylü ve eşeğinin hikâyesinden albenili bir küçük anlatı çıkarın…

Ben sözü şuraya getiriyorum…

Her şeyi görüyorsunuz…

Yüz yüze, göz göze bakışıp, gelecek güzel günlerimizi müjdeliyorsunuz…

Da…

Nasıl oluyorsa, bakıştıklarınızla baktıklarınız kesişmiyor!

Gelecek bugünden, bugün dünden bağımsız mıdır?

Trenler eşekleri alıp götürüyor…

Farkında mısınız?"


Görüş Bildir Bizimle Paylaş