DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Halkın gerisinde kaldılar…

2014-11-26 16:00:45
Baştan söyleyeyim.

İleri sürülen gelişmeler dahi yaşansa bu durumda bile toplumun gerisinde kalınıyor. Hem de her yönüyle.

Millet bu acısını kederini bağrına gömüp diyor ki “Bırakın şu terörist elebaşını da ne hali varsa görsün” ancak devletlü yetkililerimiz henüz bu noktaya gelemediler. Yani toplum devletten önde gidiyor.

Son gelişmeye göre Öcalan ev hapsine çıkacakmış…

O da bu iyileştirmeye karşılık dağdaki teröristlere silah bırakın çağrısı yapacakmış.

http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/adim-adim-surecin-yol-haritasi

Bunda sıkıntılı bir durum yok.

Akan kanı durduracak her türlü pazarlık meşrudur. Hiçbir şey insan kadar değerli değildir. Kan duracaksa ocaklar sönmeyecekse varsın pazarlıklar yapılsın.

Ancak, sıkıntı oluşturan bu değil kanımca. Esas sorun devletin inisiyatifi eline alamaması. Kontrol ben de demeli devlet.

Apo taviz verdi de Devlet te onun hapis şartlarını iyileştirdi denilmesi bir zafiyet oluşturacağından bundan uzak durulması gerekiyor.

O halde ne yapmalı?

Apo kayıtlı serbest olmalı.

Bu kayıt Ankara’da günlük bir karakola imza verme şeklinde olabilir.

Gözlemlediğim kadarıyla devletimiz kendine yakışan gerekli refleksi veremiyor. Sorun işte bu.

***

Bahçeli de aslında devlete tabi olmuş vaziyette. Önce Seyyit Rıza’ya karşı saygısız nitelendirmede bulunuyor sonra da telafi için Tunceli’ye gidip on maddelik açılım programı sunacakmış.

Sen o kişi için “eşkıya” dedikten sonra kim takar senin açılımını?

Devlette ki hastalığın bir muhalefet partisinde de olması iki kat daha düşündürücü, değil mi?

Bakın Başbakan hakkında neler yazmıştık:

Neden olmadı?

Kamuoyu olacak beklentisi içindeydi.

Dersim ismi Tunceli yerine ikame edilecekti.

Değişim makul ve makbul görüldüğü için satın alınmıştı.

Öncesindeki tüm söylemler ve gelişmeler Tunceli’nin ismi değiştirilecek ve eski ismi olan Dersim olacaktı.

Bütün şartlar olumluydu, sadece iş resmiyette olacak değişime kalmıştı.

Ben de böyle bir gelişme olacak ve buna da 23 Kasım Bombaları denecek diye yazdım.

Ama olmadı.

Değişim olmayınca eş-dost şimdi benimle dalga geçiyor ve sürekli gol yiyorsun diyorlar. Hani şaka yapıyorlar, aldırma geç diyemiyorum. Aldırıyorum. Sallayıcı bir imajımın oluşmakta olmasından rahatsızlık duymaya başladım.

Biraz düşünmeye karar verdim…

İşte tefekkür hasılası neticeler.

Aslında Tunceli ismi değişti ama millet aymazlığa devam ediyor.

Bakınız öncelikle orada çok ciddi değişiklikler oldu.

Önce bunların ayırtına varalım ki doğru sonuçlar, çıkarımlar yapabilelim.

Şehri yeniden tanımlayacak olan Tunceli Üniversitesi’nin adı değişti. Artık o müessesenin ismi Munzur Üniversitesi. Yerelle özdeş, halkın kolaylıkla benimseyebileceği bir isim.

Tunceli Kışlası da bundan böyle bir müze olarak hizmet verecek. Çok büyük bir anlamı var bu değişimin. Kışla müze olacak yani askeri bir oluşum daha sivil bir kuruma dönüşecek. Dersim Müzesi’ni bölge halkı canı gönülden benimseyecek diye düşünüyorum.

Tunceli ismi Dersim olarak değişmedi ama Başbakan oraya onlarca kere Dersim dedi.

Peki, boşuna mı dedi? Hayır, siz de Dersim deyin, diye dedi.

Kim ne derse desin Tunceli’nin ismi değişti ve Dersim oldu. Aksini söylemek bence mümkün değil.

Esas soru şu: Bu iki güzel gelişmeye rağmen Başbakan neden “bundan böyle Tunceli ismi yerine Dersim ismini kullanacağız” demedi?

Bunun birkaç şekilde cevabı var, sıralayayım:

1-Bir gurup azınlık Başbakanın belediye binasına ulaşmasını engellediler. Davutoğlu o binada şehrin seçilmişlerini selamlayacak ve balkondan yapacağı konuşmayla vatandaşlarla kucaklaşarak Tunceli’nin adı bundan böyle Dersim’dir, hayırlı olsun diyecekti. Yaptırmadı bir gurup marjinal komünist.

2-Toplumu ilgilendiren değişimler tabandan gelmeli. Yukarıdan aşağı yönde zecri yöntemlerle uygulanan değişimlerin kabullenilmesi kolay olmuyor. Dolayısıyla bu değişim toplumda bir zemin bulamıyor. Tıpkı Mustafa Kemal’in gerçekleştirmeye çalıştığı, uğruna kelleler aldığı devrim kanunları gibi.

Tekrar etmek gerekirse aslında değişim oldu. Halk bu ismi kullanırsa yerleşir.

Şimdi Başbakan Davutoğlu’na karşı jest yapmaya niyetli olan Bahçeli, 28 Kasım'da Tunceli'ye gidiyor.

Devlet Bahçeli'nin Seyit Rıza'ya "terörist" ve Dersim olayları için "isyan" şeklindeki açıklamalarına tepki gösteren Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Cesaretin varsa bunları git Tunceli'de söyle" demişti.

Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Tunceli ziyareti esnasında yaptığı açıklamalar için, "Dersim isyanının elebaşı terörist Rıza’yı sözde seyit unvanıyla anan Başbakan, bir defa İslam'a, kutsal emanetlere kara çalmıştır" demişti.

Al gözüm oku manzarayı.

Maalesef iktidar da muhalefette halkın gerisinde kalmış.

Bu memlekette işler nasıl düzelecek, bilen var mı?
Görüş Bildir Bizimle Paylaş