DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

İslamcılık ve Milli Görüş; Numan Kurtulmuş

2008-11-05 16:29:00

 

İslamcılığın toplumsal ve siyasal sahada görünürlülük kazanması Milli Görüş aracılığı ile gerçekleşmiştir. Bunu bir hak olarak teslim etmenin faziletine inananlardanım? Tercüme faaliyetleri sayesinde yeni yeni İslamcılığın kültürel dokusu okuyucuya ulaşmaya başlarken, siyasal faaliyete yatkın bütün unsurları bir araya toplayarak İslamcılığı ayağa kaldıran Milli Görüşün bizzat kendisi olmuştur. Ondan sonra da İslamcılık edebiyat alanında ve düşünsel, kültürel alanda atılımlarını yapmaya devam etmiştir.

 

Milli görüş 1994 yerel seçimlerden sonra bir atılım ve açılım gerçekleştirerek belediye ve genel seçimlerde başarı kazanarak hükümet başkanlığını da ele geçirmiş ve böylece İslamcılığın ulaşabileceği sınırların alanını genişletmeye devam etmiştir. Ama Muhafazakar refleksi, 28 Şubat sürecinde belirgin yanlışlıklara neden olmuş ve İslamcılığın bir dağılma sürecine girmesine sebep olmuştur. Bu noktada parlamento dışı mücadele olanaklarını arayan grupların kendi yaptığı yanlışları da elbette gözardı etmemiz doğru değildir?

 

Milli Görüş, kendi içinde genç kuşakla bir çatışma yaşayarak ayrışmasının üzerine 2002 Seçimleri ile birlikte Ak Parti iktidarına zemin hazırlamıştır. Ancak bu süreçte, Ak Parti kurmaylarının Milli Görüş gömleğini çıkarmalarını sürekli dile dolamaları Müslüman kamuoyunun gözünden kaçmamıştır. Bunun anlaşılır nedenlerini meşru kabul etmenin mümkün olmadığını düşünüyorum! Daha önceki yazılırımda da belirttiğim gibi Ak Parti İslamcı bir gelenekten geldiği halde ve yaptığı faaliyetlerin zararları İslamcılığa yüklendiği halde, İslamcılığın toplumsal, kültürel ve siyasal boyutunu terk etmiştir. Zorunlu devlet politikalarının İslamcı karakterini burada gündeme almanın doğru olmadığını düşünüyorum?

 

Milli Görüş'ün Ak Parti eleştirileri ve özellikle de 2007 genel seçimlerinde ortaya koyduğu eleştiri biçimi ve biçemi onun da İslamcı duruşu terk ettiği görüşüne yöneltti aydınları! Gerçekten sağduyu sahibi her insan, bu eleştiri biçimini bu geleneğe yakıştıramadı?

 

Bu süreç çerçevesinde bir isim öne çıkmaya başladı. Numan Kurtulmuş? Milli Görüş çizgisinde ve kültürel formasyonunu düşünsel boyutu ile bütünleştirmiş bir derviş düşünce ve siyaset adamı profili çiziyordu. Her kesimde bir saygınlık kazanan ismi, bir çok politik arayışta adı üzerinde tartışılıyordu. Kendisini ilk dinlediğim yer; Bursa Uludağ'da Küreselleşme konulu bir panelde konuşmacıydı. Bir çok aydınla birlikte o gün Numan beyi dinlemek bir başka güzellik olmuştu, benim adıma? Kendisiyle yaptığım iki söyleşiyi de eklersek; kültürel derinliği ve meselelere vukufiyeti beni sarmıştı?

 

Numan Kurtulmuş'un Milli Görüşün liderliğine gelmesinin Milli Görüş açısından önemini de belirtmek zorunludur. Milli Görüş ve Erbakan hoca bütünleşmiş bir durumdaydı. Bu Milli Görüş için çok iyi bir pozisyon değildi aslında! Çünkü etkisini sınırlıyor ve bir şahsiyete müncer kılıyordu. Numan bey bu klişeyi de kırmış oldu. İslamcılığın siyasi, toplumsal ve kültürel alandaki bu gerilemesinin üzerine gerçekleşen bu yeni atılımın İslamcılığı yeniden şaha kaldıracağını söylemek kehanet olmasa gerek!

 

Elbette ki bu beraberliğin zorluluk boyutunu gözardı etmenin kimseye yararı yoktur. Ancak, İslamcılık; kendi sesini ve söylemini tekrar bu güne kadar yaşadığı tecrübelerin ışığında ve herhangi bir çıkar grubunun yedeğinde olmadan bizzat topluma yönelik uyarıcı ve kişilik kazandırıcı pozisyonunu geri almalıdır?

 

Burada Numan Beyin Genel Kurulda söylediklerini hatırlamakta fayda var: sadece Müslümanların mahrum ve müstezaflarını değil bütün insanların mahrum ve müstezaf olanlarına yönelik bir söylemi dile getirmesi. Mahrum, mahkum, fakir ve gücü ellerinden alınmış bütün insanlığa yönelik bir söylemi inşa etmenin anlamını burada izaha gerek yok sanırım! Bu çok önemli bir tespiti unutmayalım. İki noktaya daha dikkat çekti. Karunlaşma ve firavunlaşmaya? Yani bir iktidar olma durumunda Karun ve Firavun olmayacağına dair bir sözü kamuoyuna açıkça söz vermiş oldu. Bu sözün anlam ve önemini de ayrıca belirtmeye gerek yok sanırım? Akledenlerin bu tutumun ne kadar önemli olduğunu ve İslamcılığın söylemsel ağırlığını belirttiğini anlayacaklarına olan güvenim tamdır?

 

Burada şunu ifade etmekte yarar var! Parlamento dışı siyaset konusunda aktif çalışmalar içinde olan Müslümanların siyasal gelişmeler karşısında alacağı tavırları gözlemlemek önemlidir? Çünkü, düşünsel ve kültürel İslamcılığın oluşumunda bu gurubun önemi yadsınamaz bir gerçekliktir. Aslında hem refah yol iktidarında ve hem de ak parti iktidarının oluşumunda bu gurubun içinden aldığı desteği belirlemek kaçınılmaz olmalıdır.

 

Bana öyle geliyor ki; Numan bey, bu parlamento dışı çalışmalara aktif katılım sağlayan kişilerle diyalog kuracak kültürel argümanlara sahip görünüyor. Belki ilk kez; İslamcılık kendi bütünselliğini oluşturacak bir zemine yönelim gösterebilir pozisyona geldi. Bu heyecan verici bir durumdur? Birbirinin dilinden ve duygularından anlayan bu iki parçanın bütünlüğe yönelmesinin önündeki engellerin kaldırılması; karşılıklı güvenin tesisi ve birbirini anlamaya yönelik kaygıyı öne çıkarmaya bağlıdır. Ayrıca gelişen siyasi ve toplumsal hayatın bütünü, herkesi kapsadığını ve herkesin bu gelişmelerden payına düşeni aldığını gözlemlemek yararlı olacaktır.

 

Geldiğimiz noktada bir kez daha kemal-ı ciddiyetle yeniden durumumuzu gözden geçirmemiz elzem olmuştur. Amaç, gerçekten  Allah'ı razı etmekse! Allah'ı razı etmenin koşulu da Allah'ın kullarının hür ve tok olarak bir yaşam sürmelerine yardımcı olmaksa; yani toplumsal ve siyasal barışı sağlamaksa; her Müslüman'a düşen sorumluluk; bugüne kadar yaşadığı süreci ve bundan sonra yapması gerekenler üzerine doğru düşünme yöntemleri ile düşünerek cemaat olarak hareket etmenin koşullarına kendisini hazırlamasıdır. Bu cemaat, Müslümanların toplumsal ve siyasal birlikteliğini oluşturacak örgüt mantığından kurtulmuş ve Müslümanların bütün renk ve desenlerini kuşatan bir özgül ağırlığa sahip olmalıdır?

 

Sonuç olarak Numan Kurtulmuş, sahip olduğu kültürel donanım ve sahip olduğu özgüven ile siyasi hayatı kültürel boyutla kuşatarak bütünsel bir gelişmeye kapı aralayacak hamleler yapacaktır. Bu heyecanımızı diri tutarak doğru adımların atılmasını ve bu doğru adımlara doğru hamlelerle karşılık verilmesinin İslamcılık açısından önemini ise belirtmeye gerek yoktur. Bu toprakların ruhu olan İslamcılık kendi zenginliğine doğru emin adımlarla yürüyüşe çıkmıştır.

 

İslamcılar, ayağa kalkmanın ve kültürel hamlenin yanında heyecan oluşturacak siyasi hamlelerin de zamanıdır?

 

 

 

Görüş Bildir Bizimle Paylaş