Dolar

32,3373

Euro

35,1899

Altın

2.246,00

Bist

8.718,11

İHH'dan barışa katkı sunacak önemli sempozyum

Silahların susması ile önemli bir aşama kaydeden Çözüm süreci, daha somut ve önemli adımların atılmasını bekliyor. Bu noktada harekete geçen IHH Insani Yardım Vakfı Diyarbakır'da 'Ortadoğu'da Kürtler ve Barış Sempozyumu'düzenledi. Uluslararası düzeyde gerçekleştirilen sempozyumda hangi çözüm şeklinin Türkiye ve Ortadoğu'da barışa katkı sunacağı konuşuldu.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-25 18:22:16

İHH'dan barışa katkı sunacak önemli sempozyum

TIMETURK / Haber Merkezi

İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Çözüm sürecine katkı sağlamak amacı ile Diyarbakır'da 2 gün sürecek Uluslararası bir organizasyona imza attı. Meselenin bölge, Türkiye, Ortadoğu ve İslam dünyasında daha derinlikli anlaşılması, somut öneri ve adımların biraz daha iyi tartışılarak ortaya konulması için organize edilen sempozyuma İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım'ın yanı sıra bölge milletvekilleri, öğretim üyeleri, gazeteciler ve konu ile ilgili referans kabul edilecek çalışmalara imza atmış isimler katıldı.

Yapılan sunumların Kürtçe, Türkçe, Arapça, Zazaca ve İngilizce kitap haline getirildiği sempozyumda aynı zamanda Moro, Kuzey İrlanda, İspanya ve Doğu Türkistan gibi dünyanın farklı ülkeleri ile Keşmir'den gelecek bazı akademisyenler de barış süreci ile ilgili önemli bilgiler aktaracak.

Sempozyum İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım'ın açılış konuşması ile başladı. Yıldırım; "Çözüm Süreci için birtakım kararlar almak, aynı zamanda kendimize, milletimize ve insanlığa yol göstermek mecburiyetindeyiz. Bütün egemen güçlere rağmen Çözüm Süreci'ni hukuki ve siyasi adımlar atarak gerçekleştirmek durumundayız. Bütün egemen güçlere rağmen Çözüm Süreci'ni hukuki ve siyasi adımlar atarak gerçekleştirmek durumundayız. Kürt ve Türk ittifakının Suriye, Irak ve Lübnan'daki kaosa çözüm üretebilir. İslam milleti kendi meselelerini çözecek yetenektedir. İşte bunu dediğimiz an, kararımızı verdiğimiz an ve bunda da kararlı olduğumuz an çözümü kendimiz üretebiliriz. Fakat bundan rahatsız olanlar var. Bunlar ise İslam dünyasının parçalanması, bölünmesi, kolay yenilir, yutulur hale gelmesi için gayret eden egemen güçlerdir." diye konuştu.

Yıldırım, dünyanın çeşitli ülkelerinde insani diplomasi yürüttüklerini, bu tür barış görüşmelerinde tecrübeli olduklarını dile getirerek, süreçte tıkanmalar yaşanabileceğini ve barış iradesinin önemli olduğunu vurguladı. "Taraflar söylediklerine dikkat etmeli, birbirlerini rencide edecek şeylerden kaçınmalı." diyen IHH Başkanı bu sürecin taraflarının artık millet olduğunu ve yapılan eylemlerin hemen bir tarafa mal edilmemesi ve arkasında kimin olup kimin olmadığının iyi düşünülmesi gerektiğine özellikle vurgu yaptı.

Dünya Alimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhyiddin Ali Karadaği, "Ortadoğu barışının tesisinde Kürtlerin rolü" konulu açılış konferansının ardından "Kürtler tarih, dil, kültür, coğrafya" ve "Kürt meselesi, çatışma, değişim, dönüşüm" başlıklı oturumlar gerçekleşti. Sempozyumun 2. Gününde ise "Farklı coğrafyalardaki etnik kökenli silahlı çatışmalar ve çözüm süreçleri" ile "Barış ve çözüm süreci" konulu oturumlar gerçekleşecek.

İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Gülden Sönmez "Kürt meselesinin tüm yönleriyle çözüme kavuşturulmasıyla ancak barış mümkün olacak. Sempozyumda hangi çözüm şeklinin Türkiye ve Ortadoğu'da meselenin çözümüne ve barışa katkı sunacağı tartışılıyor. Uzun ve zorlu bir süreçteyiz. Silahların susmasıyla en önemli aşama geçildi. Çeşitli riskler ve endişeler söz konusu. Çözüme dair bazı kritik noktalarda önemli beklentiler var. Bu noktada bu sempozyum, siyasi partilerin çözüm konusundaki kararlılığını da etkileyecek. Kürt meselesinin çözümü çok önemli siyasi, ekonomik ve hukuki farklılıklar doğuracaktır. Yeni bir anayasa ve bu anayasadaki kimlik tanımı, yerel yönetimlerin güçlendirilmesiyle ilgili tüm konuların tartışılması gerektiğine inanıyoruz. Tüm sebepleriyle ekonomik manzaranın, insani durumunun ortaya konması, istihdam, eğitim, gençlik politikalarının gözden geçirilmesi, bu alanlardaki sorunların doğru tespit edilerek kime ne rol düşüyorsa somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Çünkü Kürt meselesi sadece Türkiye'nin bir sorunu olarak görünse de aslında Ortadoğu'da yaşayan tüm Kürtlerin ve halkların ortak problemidir. "

Haber Ara