Dolar

32,3363

Euro

35,1952

Altın

2.246,41

Bist

8.718,11

Ahrar'uş Şam'dan Guta saldırılarıyla ilgili açıklama

Suriye'nin etkin muhalif gruplarından Ahrar'uş Şam Hareketi, Şam'ın Guta bölgesinde Feylak'ur Rahman grubunun kendi karargahına düzenlediği saldırılarla ilgili yeni bir açıklama yayınladı.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-20 17:44:29

Ahrar'uş Şam'dan Guta saldırılarıyla ilgili açıklama
GUTA’DA MAHKEMENİN VERDİĞİ HÜKÜM HAKKINDA AÇIKLAMA

RAHMAN ve RAHİM ALLAH’IN ADIYLA

Yüce Allah şöyle buyurur: “Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür.” (Nisa Sur. 58)

Doğu Guta’da -İrbîn’deki- Hareketimiz karargâhlarına, Faylak al-Rahman grubuna bağlı savaşçılar tarafından yapılan saldırılarla ilgili daha önce açıklama yapmıştık, anlaşmazlıkların da Şerî Mahkemeler aracılığı ile çözülmesini istemiştik. Dava Guta’daki Mahkemeler Birliği tarafından görülmüştür. Bu mahkeme kararını, çok acele bir şekilde ve deliller dikkatlice incelenmeden yanlış şekilde vermiştir. Biz, Ahrar Şam İslam Hareketi Komutanlığı olarak, Mahkemeler Birliği tarafından alınan bu kararın, mahkeme kurallarına uyulmadan ve adaletin yerini bulması için özen gösterilmeden alındığı görüşündeyiz. Aşağıda sıralayacağımız maddeler bunu açıkça göstermektedir:

1 – Doğu Guta’da ki Komutanımız Hubeyb eş-Şâmi ve bölgede hareketimize bağlı diğer komutanlar, Faylak al Rahman grubunun Hareketimizin karargahına gerçekleştirdiği saldırıdan sonra, saldırganların Şerî Mahkeme tarafından tutuklanmasını ve bunun Kadı Ebû Süleyman ve Ceyşu’l-İslam’ın komutanı Şeyh Alluş gözetiminde olmasını şart koştular. Bu konuda söz verildi ancak daha sonra böyle bir söz verilmemiş gibi davranıldı.

2 – Ahrar Şam İslam Hareketi mahkeme karar vermeden bir müddet önce yeni tanıklar sunmuş ancak bu tanıklar dikkate alınmamış ve aceleyle bir karar verilmiştir. Bilindiği gibi acele edilmemesi gereken durumlarda acele etmek ve dikkat etmemek adaletsizliğin işaretidir. Hareketimiz, itiraz sebeplerini takdim etmek için mahkemeden bir veya iki gün süre talep edince, mahkeme meselenin acil olduğunu ileri sürerek bu talebi reddetmiştir.

3 – Hareketimizin Guta komutanı Hubeyb, mahkeme karar vermeden önce kendisinin ifadesinin, ve yeni şahitlerin dinlenmesini istemiş ancak bu kabul edilmemiş, Hareketimiz mahkemeye yeni tanıkları sunmasından sonra da Faylak al-Rahman grubu komutanı Ebu’n-Nasr şahitlik etmesi için çağrılmamıştır.

4 – Hareketimizin Guta komutanı Hubeyb, yargı komitesinde sadece komite üyelerinin olmasını şart koşmuştu. Bunun kabul edildiği kendisine bildirilmiş ancak ikisi Ceyşu’l-İslam’dan olan üç kişinin bu komitede olduğu görülmüştür.

Bunlar:

1 – Şeyh Semir Ka’ke (Ceyşu’l-İslam mensubu)

2 – Şeyh Ebû Hâşim el-Vezîr ( Ceyşu’l-İslam mensubu)

3 – Said Derviş (bağımsız) Hubeyb bunlara itiraz edince, kendisine bunların komiteden çıkarılacağı vaad edilmiş ancak bu söz yerine getirilmemiştir. Yargı Komiteine dahil olan bu kişilerin, mahkeme kararının bu şekilde verilmesinde büyük etkisi olmuştur.

5 – Hareketimizin tek yetkili heyeti olan Şura Meclisi; Doğu Guta’da Faylak al- Rahman ile beraber hareket etmeyi kabul ettiğini bildiren bir dosya sunmuştur. Bundan amacı da Faylak ile beraber, Guta’daki kuşatma sebebiyle cihadın maslahatını gözetmektir. Ancak bu gerçekleşmemiş ve hazırlık aşamasında anlaşmazlıklar çıkmıştır. Bunların en önemlisi de faylakal Rahman, Doğu Guta’nın ana hareketin dışında tutulması ve birleşmeye verilecek isimde ısrar etmeleridir. Böyle olduğu için de Hareketin komutan vekili Ebû Enes, Faylak komutanı Ebu Nasr’a, bu şartlarda birleşmenin mümkün olmadığını söylemiştir.

Bu sebeple, şartlar tamamlanmayınca da birleşme olmamış, Hareketin silahları ve karargahı iki tarafın da anlaşamaması sebebiyle Doğu Guta’ya nakledilmemiştir.

Mahkemenin bunları dikkate almaması ve davayı hareketin Doğu Guta’daki kuvvetleri ve Faylak arasında olanlara hasretmesi bu davanın adil bir şekilde görülmesine yardım edecek olan sunduğumuz delilleri görmezden gelmesi mahkemenin davaya dar çerçeveden bakmasına sebep olmuştur. Çünkü fıkıh usulcülerinin da belirttiği gibi bir şeyin sadece bir kısmına bakıp hüküm
verilemez.

6 – Mahkeme, Faylak al-Rahman grubu komutanına sorumluluğu yüklemiş ve Faylak’ın kendi içinde bir nizam tesis edebileceğine hükmetmiştir. Bu nasıl hükümdür ki; Bir kişiye, Müslümanların karargâhlarına ağır ve hafif makineli silahlarla, bombalarla, sanki zalim rejime saldırıyormuş gibi saldırarak kanlarını helal saymalarına izin veriyor, ondan problemleri Şerî yollarla halletmesini istemiyor! Mahkeme saldırı davasını, bölge komutanının daha önce de belirtilen delilleri sunmasına rağmen esas davadan ayırmıştır.

7 – Mahkemenin dökülen kanın hesabını sormak yerine Guta bölge valisi Şeyh Ebû Musa Kenakrî’yi tutuklaması Hareketi hayrete düşürmüştür. Bundan sonra artık herhangi bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde mahkemenin taraflara haklarını teslim etmediği, doğru karar vermesini sağlayacak olan şahitlerin hepsini dinlemediği görülmüştür. Bu sebeple Hareketimizin Komuta Merkezi, Guta’daki Mahkemeler Birliğinin tarafların razı olacağı ilim adamları ve bağımsız hakimlerin davanın delillerini ayrıntılarıyla incelemesini ve şahitlerimizin dinlenmesini talep etmektedir

Başarıya ulaştıran ve tek yardımcı Allah’tır.

18.04.2015 / 29.06.1436

AHRAR ŞAM İSLAM HAREKETİ ŞURA MECLİSİ

Haber Ara