Dolar

32,5704

Euro

34,9691

Altın

2.423,76

Bist

9.722,09

Libya'da 'Beşir Atalay'ın Muta'dan olma çocuğu Hakan Fidan' yalanı

Timeturk Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek bölgede incelemeler yapmak için gittiği Libya'daki durumu yazdı. Ülkede Türkiye ile ilgili yapılan propagandaları da anlatan Çiçek, çarpıcı bir iddiaya da yer verdi.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-06 11:41:51

Libya'da 'Beşir Atalay'ın Muta'dan olma çocuğu Hakan Fidan' yalanı

Libya'daki durumu yerinde görmek, ne olup bittiğini anlamak amacıyla ülkeyi dolaşmaya karar verdik ve Libya'ya geldik. Yol arkadaşlarım İHH'dan Ahmet Sarıkurt ve Taner Altun ile birlikte hem cepheleri dolaşmaya hem de yetkililerle görüşerek.

Lİbya'nın nereye doğru gittiğini sizlere anlatmaya çalışacağım.
Lİbya'daki iç çatışmaların başlamasıyla birlikte yaklaşık 30 bin kişi Trablus ve Mısrata'ya doğru gelmeye başladı. Bingazi'den çatışmalar dolasıyısıyla çıkamayan ailelerde okullarda barınıyor.

Ülkede acil olarak ameliyat malzemeleri, doktor, gıda ve çocuklar için süttozuna ihtiyaç var. Bu noktada Mısrata'daki Kızılay ile yapılan görüşmede onlar özellikle Türkiye Kızılayı'ndan yardım talep ediyorlar. Hafter güçleri, devrimci güçlere ait bölgedeki hastane ve sağlık kuruluşlarını bombaladığı için yaralıları ve hastaları Mısrata'ya getirmek zorunda olan devrimci güçler, sahra hastanelerinde yada bina altlarında bu insanları tedavi etmeye çalışıyorlar.Mısrata yolunun son günlerde özellikle de IŞİD tehlikesinden dolayı güvensiz oluşu nedeniyle yaralılar genellikle yolda kan kaybı yada enfeksiyondan ölüyorlar.

Bingazi'nin büyük bir kısmı Devrimcilerin elinde. Merkez ve sahil kesimi özellikle deniz yolunu açık tutmak için Devrimciler tarafından stratejik olarak korunuyor. Trablus Hükümeti'ne bağlı kalkan güçleri, Ensaru Şeria, 17 Şubat Milisleri gibi oluşumlar Bingazi'de bir çatı altında hareket ediyorlar.Kalkan Gruplarının Komutanı Mustafa El Burra grupları koordine ediyor.Burra'ya göre en ciddi eksiklik askeri malzeme eksikliği, eğer askeri malzeme olursa sonuca gitmenin kolay olacağını ifade ediyor.
Ülke içinde ve ülke dışında barış görüşmeleri devam ediyor.Bir taraftan Devrmci Güçler'in bağlı olduğu Trablus Hükümeti diğer taraftan ise Tobruk merkezli Hafter Güçleri.Fecr-i Libya Trablus Hükümeti'nin ordusu gibi. Mısrata başta olmak üzere Devrimci Güçleri'n elinde bulunan yerlerde Fecr-i Libya sayesinde asayiş tam olarak sağlanmış durumda.

Lİbya'da şuan Hafter kadar bir başka sıkıntı da IŞİD. Aşırılar ve Kaddafi döneminin eski muhaberat elemanlarından oluşturulan IŞİD'de yer alan eski muhaberat elamanlarının isimleri bile biliniyor. Devrimci Güçler'e göre, Libya'nın birliğini istemeyenler Hafter ve Zintan'la karışıklık çıkardılar bu tam tutmayınca şimdi IŞİD'i devreye sokarak aynı oyunu oynuyorlar. Sird şehri IŞİD'in en güçlü olduğu yer ne hikmetse burası Kaddafi'nin aşiretinin olduğu şehir.Öyle ki Kaddafi'nin yeğeni Ahmet Kaddafi Mısır Tv'lerine verdiği röportajda Sird'deki IŞİD'çiler için, "İyi çocuklardır" dedi. İlginçtir, Ahmet Kaddafi bunu Mısır'da Sisi'nin koruması altında ifade ederken, Mısır'da IŞİD bahanesiyle Hafter'e verdiği desteği meşrulaştırmaya çalışıyor.Sird'de yeni çatışma alanı oldu. Fecr-i Libya güçleri şehri kuşatmış durumdalar ve özellikle tüp ve benzin girişini yasakladılar.

Üç büyük şehir Mısrata, Bingazi, Trablus ve ülkenin güneyi ve doğuda Derne Devrimci Güçlerin elinde, doğuda MIsır sınırındaki Tobruk, Beyda, Merç, batıda Tunus tarafında Zintan ise Hafter güçlerinin elinde bulunyor.

Ülkede şuan iki hükümet bulunuyor, batı daha çok Tobruk'u tanıyor ancak Libya Anayasa Mahkemesi'nin son seçimi iptal etmesi ve her iki hükümeti düşürmesi neticesinde yetkili merci olarak Trablus'ta bulunan Ulusal Kongre'yi görevlendirdi.Bunun üzerine batı da bu nedenle Trablus'u dışlayamadı ve onu dikkate almaya başladı. Ulusal Kongre'de Ömer El Hasi'yi Başbakan olarak atadı ve hükümeti onun kurmasını istedi ve hükümet kuruldu. Ömer El Hasi'de yönetim zaafı görülünce Ulusal Kongre Başbakanlığı bırakmasını istedi ve yeni Başbakan olarak Khalifa al Ghawi atandı.

Devrimci Güçlerin, Türkiye'den çok büyük beklentisi var. Emrullah İşler'in Lİbya özel temsilcisi olarak atanmasını muhattaplık açısından son derece önemli görüyorlar. Tobruk Hükümetini destekleyen aşiret ve siyasi gruplarının büyük bir çoğunluğu Türkiye'nin arabulucu olmasını önemsiyorlar ve Türkiye'ye sıcak bakıyorlar, bu bakımdan Hafter'den ayrılıyorlar.Ancak Türkiye'nin saha da daha aktif olması gerekiyor ve bu noktada çok ciddi eleştiriler var. Özellikle Türkiye Kızılayı, Yunus Emre Enstitüsü, TİKA, ve THY'nin aktifleşmesi isteniyor.Bu bağlamda THY'nin Mısrata'ya tehditten dolayı durduğu seferlerin başlaması isteniyor. Fizan'dan gelenler Türkiye'nin Fizan'da konslosluk açmasını istiyorlar.Tarihsel olarak Libya'da üç bölge bulunuyor; Barka (doğu), Trablus (batı), Fizan (Güney)

Türkçe kurslarına karşı son derece büyük bir ilgi var ve ne yazık ki Yunus Emre Enstitüsü bu görevini yapamadığı için boşluğu başkaları doldurdu ve buralarda özellikle AK Parti Hükümeti'ne karşı son derece olumsuz propaganda yapılıyor. Yapılan propagandaya akıl sır ermiyor. Örneğin; Beşir Atalay'ın Muta'dan olma çocuğunun Hakan Fidan olduğu ve Türkiye'nin Şii'leştiği burada güçlü olan işadamlarına ve öğrenci velilerine anlatılıyor.Bu duruma isyan eden ve Libya'da çalışan bazı işçilerimiz durumu Bingazi Başkonslosluğu'na şikayette bulundular. Bu sohbete katılan Beyda'daki aşiret reisi daha önce gelen arkadaşlarımıza, "Mısır'ı kaybettik, Türkiye'yi kaybettirmeyin. Biz Tayyip Erdoğan'ı biliyoruz, sizin dediğiniz gibi hain olamaz" diyerek anlatınlara isyan ediyordu. Bu nedenle Yunus Emre Enstitüsü'nün çalışmalarına Libya'da çok büyük ihtiyaç var.
Yarın inşallah Mısrata'dan Trablus'a geçeceğiz ve Libya'nın durumunu oradan anlatmaya çalışacağız.






Mısrata'daki devrim müzesi



 Mısrata'da çatışma ve savaş sonrası durum


Haber Ara