Dolar

32,5201

Euro

34,7829

Altın

2.419,30

Bist

9.704,78

Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü'nden Filistin çıkışı

Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Denis McDonough, İsrail-Filistin sorunun çözümünde iki devletin sınırlarının 1967 sınırlarına göre belirlenmesi gerektiğini belirtti, 'Yaklaşık 50 yıldır devam eden işgal sona ermeli' dedi.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-24 01:53:19

Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü'nden Filistin çıkışı

McDonough, başkent Washington’da, İsrail-Filistin barışını destekleyen Yahudi lobi kuruluşu J Street’in düzenlediği konferansa katıldı.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre; Konferanstaki konuşmasında ABD’nin İsrail’in güvenliğini sağlamaya dönük attığı adımlara ilişkin bilgiler veren McDonough, "İsrail’i kim yönetirse yönetsin ABD, İsrail’in güvenliğini sağlamaya yönelik desteğinden geri kalmayacak" ifadesini kullandı. McDonough, iki ülke arasındaki güvenlik, askeri ve istihbarat alanlarında işbirliğinin devam ettiğini vurgulayarak, daha önce görülmemiş boyutta olan bu desteğin ilerleyen dönemde de değişmeyeceğini bildirdi.
İsrail’in uzun süreli güvenliğini sağlamanın en iyi yolunun Filistinlilerle varılacak kapsamlı bir anlaşma olduğunu söyleyen McDonough’nun konuşmasında "işgal" kelimesi kullanması dikkati çekti. McDonough, İsrail-Filistin sorununun çözümüne ilişkin şunları söyledi:

"İsrail ile bağımsız bir Filistin devletinin sınırları, karşılıklı mutabık kalınan mübadeleyle 1967 sınırları temel alınarak olmalı. Her bir devletin güvenli ve geçerliliği kabul edilmiş sınırlara ihtiyacı var ve İsrail’in güvenliğini koruyan güçlü hükümler olmalı. Yaklaşık 50 yıldır devam eden işgal sona ermeli. Filistinliler bağımsız bir ülkede yaşama ve kendilerini yönetme hakkına sahip olmalı."

ABD Başkanı Barack Obama’nın iki yıl önce İsrail’i ziyareti esnasında barışın gerekli ve mümkün olduğunu vurguladığını ve Obama’nın hala buna inandığını belirten McDonough, İsrail’in Yahudi ve demokratik güvenli bir devlet olmasının ancak barış ile sağlanacağına işaret etti.

McDonough, Başkan Obama’nın "Ne işgalin ne de Filistinlilerin sınır dışı edilmesinin çözüm olduğunu" söylediğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Asıl barışın haricinde herhangi bir şey durumu daha da kötüleştirecek. ‘Tek devletli çözüm’ İsrail’in Yahudi ve demokratik devlet niteliğini sona erdirebilir. Batı Şeria topraklarının tek taraflı ilhak edilmesi hem yanlış hem de yaşa dışı. ABD ve İsrail’in diğer dostları bunu desteklemez. Bu sadece İsrail’in izolasyonuna kaktı sunar."

Denis McDonough, ABD yönetiminin iki devletli çözümden yana olduğunu hatırlatarak, sözü, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ülkesindeki seçimler öncesinde yaptığı "Filistin devleti olmayacak" açıklamasına getirdi.

Netanyahu’nun sözlerini "çok rahatsız edici" olarak nitelendiren McDonough, "Bu açıklamalar hiç yapılmamış veya Başbakanın ifadelerinin barışın doğrudan müzakerelerle sağlanmasına dönük taahhüdünde akıllarda soru işaretleri oluşturmamış gibi davranamayız" diye konuştu.

"Netanyahu kafaları karıştırdı"
ABD yönetiminden İsrail Başbakanı Netanyahu’ya tepkiler gelmeye devam ediyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Netanyahu’nun bir hafta içinde tamamen birbirine zıt şeyler söylediğine işaret ederek, "Kendisinin hangi sözlerine inanılacağı noktasında insanların anlaşılır şekilde kafası karıştı" ifadesini kullandı.

Harf, şunları söyledi:
"Gerçekten hangisi kendisinin politikası? Şurası kafa karıştırıcı ki bir şeyler söylediğimizde, o sözler önemlidir. Eğer iki gün öncesinden farklı şeyler söylüyorsanız, hangisine inanmalıyız? Gerçekten bilebilmek zor. Şu anda neye inanacağımızı bilmiyoruz. Bu nedenle artık sözlerin yeterli olmadığını söylüyoruz. Bizim şu anda görmek istediğimiz, iki devletli çözüme dair hakiki taahhütleri gösteren eylemler ve politikalar, daha fazla sözler, açıklamalar değil."

"Meşru soru işaretleri"
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest da günlük basın brifinginde, Netanyahu’nun “Filistin devleti olmayacağına” yönelik açıklamalarının kendisinin iki devletli çözüme taahhüdüne yönelik “meşru soru işareti” yarattığını hatırlattı.

Geçmişte, BM’de diğer bazı müttefikler konuyla ilgili bazı çözüm önerileri sunmak istediğinde ABD olarak “çözümün dışarıdan zorlanmaması, tarafların masaya oturup müzakere etmesi gerektiğini” söylediklerini aktaran Earnest, “Şimdi ise müttefikimizin (İsrail) müzakerelere taahhüdü noktasında meşru kaygılar oluştu. Dolayısıyla, müttefiklerimiz bir görüşmelere katılmaya isteksiz olduğunda, bu bizim de politikamıza dair sorular yaratıyor. Bu da ABD'nin politikasını yeniden gözden geçirmesine yol açtı” diye konuştu.

Haber Ara