Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

Mısır’ı İsrail işgal etmiş olsaydı!

Türkiye'nin Müslümanların yoğun olarak yaşadığı ülkeleri en iyi tanıyan isimlerinden Ahmet Varol, Mısır'da durumu ve Mısır'ın geleceğini değerlendirdi.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-05 13:59:15

Mısır’ı İsrail işgal etmiş olsaydı!

Yeni Akit yazarı Ahmet Varol'un bugünkü köşe yazısı;

Mısır’ı İsrail işgal etmiş olsaydı!

Siyonist işgal rejiminin Dış İşleri Bakanı aynı zamanda işgal hükümetinin, Likud Partisi’nden de daha aşırı tavrıyla öne çıkan ortağı İsrail Evimiz Partisi’nin genel başkanı Avigdor Liberman, işgal mahkemelerine yaptığı çağrıda Filistin direnişine ve halkına yönelik muamelede Mısır mahkemelerini örnek almalarını istedi.

Liberman, Mısır cuntasının Kahire Acil İşler Mahkemesi’nin Filistin İslamî Direniş Hareketi (Hamas)’ı terör örgütü ilan etmesinin ardından geçtiğimiz Cumartesi günü yaptığı ve kişisel facebook sayfasında da yayınladığı açıklamasında, İsrail yargısını Filistinlilere yönelik muamelede Mısır yargısı kadar olamadığı için eleştirdi.

Mısır yargısının kararının örnek alınması suretiyle 1948’de işgal edilmiş olan ve “İsrail” diye tanımlanan bölgede yaşayan Filistinlilerin vatandaşlıklarının iptal edilmesini ve bunların tamamen sınır dışı edilmelerini isteyen Liberman açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Nasıl bugün Mısır yargısı Hamas’ı yasa dışı ilan ettiyse bizim de bunları (yani 1948’de işgal edilmiş bölgedeki Filistinlileri) yasa dışı ilan etmemiz, onları İsrail vatandaşlığından çıkarmamız ve tamamen İsrail dışına kovmamız mümkündür.”

Bu sözler her şeyden önce Mısır yargısının, Filistin topraklarının tamamen Filistinlilerden arındırılmasını isteyen siyonist işgalcinin iştahını nasıl kabarttığını ortaya koyması açısından düşündürücüdür.

Ayrıca bu açıklamalar gösteriyor ki şu an Mısır’da İsrail işgalinden daha kötü bir işgal var. Çünkü şayet Mısır, İsrail işgali altında olsaydı daha kötüsünü yapmayacak veya yapamayacaktı. En azından ezilen insanların fiili mücadelede daha rahat hareket edeceklerini, ülkelerinin işgal altında olduğunu düşüneceklerini dolayısıyla halklarına ve değerlerine açıktan ihanet edenler dışındakilerin işgale karşı birlik oluşturacaklarını dikkate almak zorunda kalacaktı.

1967 Haziran Savaşı’nda siyonist saldırganların sadece altı gün içinde Mısır’dan Filistin’in Gazze bölgesini ve Sina’yı, Ürdün’den Doğu Kudüs’ü ve Batı Yaka bölgesini, Suriye’den de Golan tepelerini işgal edebilmesi büyük bir askerî başarı olarak konuşuldu sürekli. Tabii işgalci siyonistlerin bunu başarabilmeleri de kendi güçlerinden ziyade hainlerin ihanetlerinden kaynaklanıyordu. Ama o zaman en azından askerlerini harekete geçirmiş, uçaklarını kaldırmış ve bazı riskleri göze almak zorunda kalmıştı.

Sisi cuntası sayesinde ise göstermelik veya rol icabı yahut senaryo gereği de olsa en ufak bir askeri operasyona dahi ihtiyaç duymadan onun yönettiği ülkenin tamamını işgal edebildi. Bugün Mısır’a hükmeden askeri cuntanın izlediği politika ve sergilediği tutum, siyonist işgalcinin Mısır topraklarının tamamını işgal ettiğini gösteriyor. Bu sadece işgali gerçekleştirmek için değil sürdürmek için de söz konusu. Siyonist, oradaki insanları hizaya sokmak ve boyun eğmeye zorlamak için de kendi askerini ve polisini yormak zorunda kalmadığı gibi yargıçlarını bile meşgul etmeye ihtiyaç duymuyor. Hepsini cuntanın elemanları fazlasıyla, üstelik işi çok daha ileri götürerek yapıyorlar. Hatta bizzat siyonist politikanın en aşırı ve saldırgan görüşleriyle öne çıkan liderlerinden Liberman’ın itirafıyla İsrail yargısı Mısır yargısının gerisinde kalıyor ve cunta yargısı onun için örnek oluşturabiliyor.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Haber Ara