Dolar

32,3785

Euro

35,0557

Altın

2.326,42

Bist

9.095,13

'Belki bir iki ihale de bize düşer diye aday adayı olanlar...'

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan bugünkü köşe yazısında 'belki bir ihale de bize düşer' ya da 'bürokraside yükseliriz' kaygısıyla aday adayı olanları sorguladı. İşte Kılıçarslan'ın birbirinden ilginç tespitler barındıran o yazısı:

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-03 18:16:26

'Belki bir iki ihale de bize düşer diye aday adayı olanlar...'

Geçen gün bir yazışma grubunda bir arkadaşımız, seçimler sonrası işleri kolayca yürüsün diye aday adayı olan işadamlarından söz etti. Ardından bir başkası ‘yükselmek için’ aday adayı olan bürokratlardan dert yandı.   Lafı eğip bükmeyeceğim. ‘Şu beş bin lirayı verelim de, vekil olamasak bile devlette yükseliriz’ diyen bir dünya bürokratın varlığı da, ‘belki bir iki ihale de bize düşer’ diye kıvranan iş adamları da ağzımda bir kekre tat bırakıyor. Yanlış anlaşılmasın. Son derece iyi niyetlerle aday olan bürokratlardan ya da iş adamlarından da haberdarım. Sözüm onlara değil. Ama ben böyle yazınca ‘hah, işte adam bizi kastetmiyor. Ben onlardan değilim’ deyip işin içinden sıyrılmayı da doğru bulmuyorum.   Belki birilerini kızdıracak söyleyeceklerim; ama söylemeliyim: Ben bu ‘teşkilat siyaseti’ işini de pek anlamıyorum. Seçimlere birkaç ay kala toplanıp seçimlerden hemen sonra kapatılabilecek ve gönüllülük esasıyla pekâlâ iş görebilecek il ve ilçe teşkilatlarının sürekli açık tutulmasının özellikle yerel yönetimleri ne denli zor durumlarda bıraktığını görmezden gelebilirim güzel hatırınız için. Fakat teşkilatın gençlerine arada bir kıymalı pide ısmarlıyor, bazen gezilere araç temin ediyor, ara sıra basılacak afişlerin parasını veriyor falan diye bazılarına ‘tam milletvekili olacak adam’ muamelesi yapılmasını da epeyce garip buluyorum.   Bir siyasi partinin ilçe teşkilatına uğrayıp ‘ben bu bölgeden aday adayıyım’ diyen arkadaşıma doğrudan ‘kusura bakma, biz temayülde teşkilatçı arkadaşlara destek vereceğiz’ demiş başkan. Bir başka deyişle bizim arkadaş desteği ‘kıymalı pide farkı’yla kaybetmiş.    İşte benim açımdan filmin kopmayı gözüne kestirdiği yer tam burasıdır. Mesleği politika olan adamların amacı siyaset yapmak olan adamlara çektiği numara tam da burada olup bitiyor çünkü.   Hiçbir parti ayırt etmeksizin söylüyorum bunu. Teşkilatçıların ‘biz bu arkadaşı hiç tanımıyoruz’ dediği bazı aday adaylarının meclise katacakları derinlik, siyasete getirecekleri kalite ortadadır. Bazı isimlerin de sırf ‘teşkilat istiyor’ diye meclise gönderilmesinin sakıncaları...   İşte şimdi başlıktaki soruya gelebiliriz. ‘Politika insanı bozar mı usta?’   Hiç duraksamadan cevap vereyim soruya: Politika insanı elbette bozar. İnsanı bozmayan siyaset yapmaktır. Yandaş olmak insanı elbette bozar. İnsanı bozmayan adaletli şekilde taraf olmaktır.   Böylelikle ‘politika’ kelimesi ile gündelik ve ilişkiye dayalı olanı, ‘siyaset’ kelimesi ile de değişmez ve varoluşsal olanı kastettiğimi de söylemiş oluyorum doğal olarak.   Türkiye, politikayı ‘ikbal kapısı’ olarak gören adamlardan çok çekti. Eksik olmasınlar siyasi partilerimiz de bu adamlara durmaksızın çanak tuttu. Ünlü diye vekil yapılan sporcu ya da oyunculardan ‘bunun oyu çoktur’ diye meclise sokulan sıfır nitelikli adamlara... ‘Ekonomik açıdan destek verir bize’ denilen ve paradan başka hiçbir birikimi olmayan işadamlarından ‘bu da bilmem hangi grubun temsilcisi olsun’ kontenjanından siyaseten önü açılan kifayetsiz muhterislere değin geniş ve kötü bir galeri söz konusu.   Şimdi Türkiye seçime giderken neredeyse bütün partilerimizin elinde o güzel imkânın ihtimali var. Partilerimiz bunu yapar mı? Siyasete hakiki bir kalite getirmeyi memlekete yapılabilecek en önemli iyiliklerden biri olarak değerlendirirler mi?   Bizi temsil edecek insanları seçerken ‘nitelik’ten başka hiçbir şey gözetmeseler... Mecliste ne konuştuklarını her seferinde açıklıkla anladığımız vekiller olsa... Ülkemiz politika yapmanın değil siyaset üretmenin derdini çeken birinci sınıf insanlar tarafından yönetilirken aynı vasıflara sahip insanların yaptığı muhalefet içimizi ferahlatsa...

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara