Dolar

32,5553

Euro

34,6820

Altın

2.420,56

Bist

9.645,02

İslami camianın engellilerle ilgili bir projesi var mı?

Türkiye'de nüfusun önemli bir kısmını engelliler oluşturuyor. Engellilerle ilgili çeşitli yasal düzenlemeler yapıldı ancak hala engellilerin sivil toplum çalışmalarındaki görünürlüğü oldukça zayıf. Timeturk Editör Masası bugün İslami camianın engellilerle ilgili bir projesi olup olmadığını sorguladı.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-02-26 13:38:16

İslami camianın engellilerle ilgili bir projesi var mı?


TİMETURK | HABER MERKEZİ

EDİTÖR MASASI

Türkiye'nin 'demokrasi' macerası içerisinde, çok partili hayata geçiş önemli bir aşamaydı. Türkiye'nin sivil toplum macerası da aşağı yukarı 1961 anayasasıyla başladı. Sendikalara geniş özgürlük alanı tanıyan 1961 anayasası aynı zamanda sivil toplumun da önünü açtı. Öyle ki polisler, doktorlar, memurlar ve toplumun bütün katmanları istedikleri derneklere üye olabiliyorlardı. Türkiye'nin sivil toplum macerası; 1970'li yılların sancılarını da içine alarak devam etti. Sosyalist, milliyetçi, İslamcı, feminist ya da farklı siyasi / toplumsal duruşa sahip yüzlerce dernek kuruldu. Ancak Türkiye'nin sivil toplum macerası içerisinde belki de en ciddi tecrübeyi İslami camia edindi.

İlim Yayma Cemiyeti, Milli Gençlik Vakfı, Milli Türk Talebe Birliği, Akıncılar Derneği gibi bir döneme damgasını vurmuş sivil toplum örgütlerinin tamamı Türkiye'de önemli işler yaptılar. 1980'li yıllarda sivil toplum örgütlenmeleri ciddi bir darbe alsa da çok değil sadece darbeden birkaç yıl sonra İslami camia sivil toplum kuruluşlarıyla yeniden örgütlendi. Bu anlamda elli yılı aşkın sivil toplum tecrübesine sahip İslami camianın bugün pek çok farklı alanda faaliyet gösteren dernekleri, vakıfları, federasyonları ve sendikaları var. Ancak İslami camianın engellilerle ilgili çalışma yürüten dernekleri ya da vakıfları yok. Daha da ötesi yaygın çalışmalar yürüten dernek ve vakıfların engellilerle ilgili herhangi bir projesi de bulunmuyor.

Editör Masası olarak bu metni kaleme almadan önce İslami camianın pek çok dernek ve vakfını aradık. Aldığımız cevapları tek tek yazmayacağız ancak özetle şunu söylemek mümkün: Engelliler konusuyla ilgili ulaşabildiğimiz sivil toplum kuruluşlarının herhangi bir faaliyeti bulunmadığı gibi geleceğe dönük herhangi bir projeden de söz etmek mümkün değil. Bir kısmı şubelerinin faaliyet yürütebileceğini ancak genel merkezin bir projesi olmadığını söylerken bir diğer kısmıysa bu yönde herhangi bir talep olmadığını dolayısıyla herhangi bir proje üretilmediğini dile getirdi. Aradığımız dernekler içerisinde; "Eğer bize ulaşıp yardım isteyen olursa kendi kanallarımızdan mesela istediği tekerlekli sandalyeyse ulaştırıyoruz." cevabını verenler de vardı. Ancak herhangi bir müstakil çalışmadan söz etmek mümkün değil.

Sonuçlara yoğunlaşmaksızın Editör Masası olarak neden böyle bir konuya eğilme kararı aldığımızı anlatmak istiyoruz. Teknolojik ürünler imal eden ve bütün dünyaya pazarlayan bir şirket geçtiğimiz günlerde bir reklam filmi çekti. İşitme engelli bir genç üzerinden kurgulanan reklam filmi, reklamı çeken şirketin işaret diliyle sunduğu müşteri hizmetlerini oldukça çarpıcı bir hikayeyle anlatıyordu. Sadece yakınları ve kendisi gibi işitme engellilerle işaret diliyle anlaşabilen işitme engelli genç, evinden çıkar çıkmaz karşılaştığı herkesin işaret dilini kullanarak kendisiyle konuştuğunu görüyor ve şaşırıyordu. En sonunda işaret diliyle anlaştığı taksi şoförü kendisini bir meydana bırakıyor ve meydanda kendisine işaret diliyle hizmet sunan bir ekranla karşılaşıyor. Hikaye, uzun bir emek sonucu oluşturulurken aynı zamanda işitme engelli genç için reklam filmi büyük bir sürprizdi. En sonunda gözyaşlarına hakim olmayan reklam kahramanı bizim için şu soruyu doğurdu: Sosyal sorumluluk noktasında herhangi bir baskı unsuru olmamasına rağmen bir şirketi böylesine bir hizmeti vermeye iten nedir? Soruyu şöyle de sorabiliriz: İslami camianın sivil toplum kuruluşlarını engelliler proje üretmemesinin sebebi nedir?

Salt bir eleştiri kaygısı gütmüyoruz ancak engelli gençleri de kapsamayan bir gençlik çalışmasının tam olarak toplumun tamamına sunulan bir sivil toplum hizmeti olduğunu söyleyebilir miyiz? İşitme engelli gençlere de dinlerini öğretme kaygısı taşımayan bir 'din öğretim seferberliği' tam olarak bir seferberlik midir? Görme engelliler için kitaplar üretmeden başlatılan bir kitap okuma kampanyası eksik değil midir? Yahut engellileri sadece yardım faaliyetleri düzleminde değerlendirmek adil bir bakış mıdır? Örneğin internet üzerinden canlı yayınlanan ancak işitme engelliler için işaret diline çevrilmeyen bir Kur'an dersinin toplumun tamamına sirayet ettiğini düşünebilir miyiz?

Elbette sorular çoğaltılabilir ancak bu soruların tamamının muhatabı sadece bir vakıf ya da bir dernek değil. Pek çok derneği aynı anda ilgilendiren bu soruların cevabıyla ilgili öyle zannediyoruz ki ortak bir çalışmayla verilebilir. Çünkü 2002 yılı verilerine göre nüfusun % 12.29'unu engelliler oluşturuyor. Dolayısıyla toplumun en az % 12.29'unu da kapsamayan sivil toplum çalışmaları için genel bir sorgulama yoluna gidilmesi en azından 'hata' olmayacak.

Haber Ara