Dolar

32,3448

Euro

35,1194

Altın

2.309,79

Bist

9.079,97

Atanma hakkının iptali için dilekçe verdi

''Başörtüsü yasağı'' yüzünden öğretmenlik mesleği elinden alınan Sultan Kara, yıllar sonra MEB'in 28 Şubat mağduru öğretmenlerin göreve geri dönmesine ilişkin verdiği hakkının iptali için dilekçe verdi.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-31 14:52:21

Atanma hakkının iptali için dilekçe verdi

''Başörtüsü yasağı'' yüzünden öğretmenlik mesleği elinden alınan Sultan Kara, yıllar sonra Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) 28 Şubat mağduru öğretmenlerin göreve geri dönmesine ilişkin verdiği hakkı kendi elleriyle geri çevirdi.

Kara, ''Verilen listeden okul beğenmek yerine beyaz bir kağıt isteyerek bu sefer atanmamın iptalini kendi ellerimle istedim. Çünkü artık devlet huzurunda işçi emeklisiydim'' dedi.

''Başörtüsü yasağı'' yüzünden 28 Şubat sürecinde mağdur edilen ve öğretmenlik görevinden alınan Kara, o dönem yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezun olduktan sonra, ulusal basında 11 yıl aktif gazetecilik yaptığını, 17 yıl boyunca şirket ve sendikalarda genel müdürlük, genel koordinatörlük, basın danışmanlığı ve başkan danışmanlığı görevlerinde bulunduğunu belirten Kara, Türkiye'de ''başörtülü fotoğrafla'' ilk sarı basın kartı alan gazeteci olduğunu söyledi.

Halen Bem-Bir-Sen Genel Koordinatörlüğü ve Genel Başkan Danışmanlığı görevini sürdüren Kara, bir dönem gazeteciliğe ara vererek Refah-Yol hükümeti döneminde yapılan düzenlemeyle öğretmenliğe adım attığını, sınıf öğretmeni olarak ilk görev yerinin Diyarbakır olduğunu belirtti.

28 Şubat 1997'de Ankara'da Ulubey İlköğretim Okulu'nda görevli olduğunu anlatan Kara, Kılık Kıyafet Yönetmeliği gerekçe gösterilerek öğretmenlerin çok ciddi soruşturmalar geçirdiğini ifade etti.

Kara, ''İfade alma uygulamaları skandallarla doluydu. Bizi odalara hapsettiler, 7'şer müfettişle ifadelerimiz alındı'' diyerek, bir sürü hukuksuz uygulamanın ardından, severek yaptığı öğretmenlik mesleğinden ihraç edildiğini söyledi.

O dönemde hiçbir koşulda haklarını arayamadıklarını aktaran Kara, ''Ankara'da atılan ilk öğretmenin atılma yazısı bana getirildi ve başımı açmam istendi. 'Yoksa başına gelecek bu' dendi bana'' dedi.

''6 yaşındaki çocuklara bunu izah edemedim''

Sadece 16 ay öğretmenlik yapabildiğini belirten Kara, ''O zaman 1. sınıfı okutuyordum. 6 yaşındaki çocuklara bunu izah edemedim, etmek de istemedim. Çocukların devlete karşı zihninde bir düşmanlık oluşmasını istemedim'' diye konuştu.

Son iş gününde hiçbir şey yokmuş gibi davrandığını, öğrencilerine ödevlerini verip, öperek evlerine uğurladığını anlatan Kara, ertesi gün erkenden gelerek eşyalarını toplayıp kimseye de veda etmeden okuldan ayrıldığını söyledi.

''Bir süre benim izinli olduğumu varsaydılar'' diyen Kara, daha sonra öğrencilerine ''Sizin öğretmeniniz devlete karşı geldiği için atıldı'' diyen öğretmenlerin olduğu bilgisinin kendisine geldiğini kaydetti.

''İntihar edenler, boşananlar oldu''

O dönemde ciddi mağduriyetler yaşayanların olduğunu vurgulayan Kara, ''Çalışma koşulları ellerinden alındı, sosyal güvenlikle ilgili hak mağduriyetleri oluştu. İntihar edenler, boşananlar oldu. Yıllarca psikolojik tedavi görenler oldu'' dedi.

Yıllarca bunların ızdırabını yaşadıklarını belirten Kara, ''Bugünlerin geleceğini biliyorduk, biraz uzun sürdü. 17 yıl sonra haklar geri teslim edilmeye başlandı. MEB'in ara dönemlerde çıkardığı aflar ne yazık ki 28 Şubat mağdurlarına o dönem uzanamadı. Daha sonra benim gibi 28 Şubat'ta atılmış öğretmenlere hak tanındı. Geç kalındı ama bir hak teslimi gerçekleşti'' diye konuştu.

MEB'in öğretmen atamalarındaki şartlar arasında yer alan ''40 yaş sınırı''nı kaldırmasını da değerlendiren Kara, şöyle konuştu:

''Bu ciddi bir problemdi. O dönem atılanlardan ziyade, o dönem öğrenci olanları ilgilendiren bir konu. Onlar okullarını yarıda bırakmak zorunda kaldılar, mezun oldular atanamadılar. O dönemin üniversite öğrencileri 40 yaşın üstü. Bunlar ellerinden devlet memuru olma hakları alınmış kişilerdi. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarının önemli çalışmaları oldu. Bu çabaların sonuç bulmuş olması memnun ediyor. O dönemdeki üniversite öğrencilerinin şimdi yeniden bir hakka kavuşturulması, demokratikleşme adına ciddi bir adım.''

''Bu hak, ben kazanmışım kadar kıymetli''

28 Şubat mağduru öğretmenlerin göreve geri dönmesiyle ilgili düzenlemenin ardından MEB tarafından onurla davet edildiklerini anlatan Kara, başından geçen trajikomik o günü şöyle anlattı:

''Bize has bir uygulamayla, evimizin, yaşadığımız yerin çevresinde bulunduğu okulların listeleri çıkartılmış ve bizim önümüze bu listedeki okullardan herhangi birini tercih edebileceğimiz gibi bir güzellik yapıldı. Bundan yararlanarak dönen çok oldu. Benim gibi emekliliği hak etmiş ve emekli olanlarla ilgili bir araştırma yapılmadığı için de davet edildik. Ben, verilen listeden okul beğenmek yerine beyaz bir kağıt isteyerek atanmamın iptalini kendi ellerimle istedim bu sefer. Çünkü artık devlet huzurunda işçi emeklisiydim.''

Kara, ''Bunun hiçbir önemi yok benim için. Bundan faydalananların kavuşmuş olduğu haklar, aynen benim kazanmış olduğum kadar kıymetli'' dedi.

''Korkudan çocuklarımın veli toplantısına gidemedim''

"Öğretmenlik mesleğine uzun yıllar ara verdikten sonra döneceklerin mesleğin icrası anlamında sıkıntı yaşayabileceği" yönündeki yorumlara da değinen Kara, buna kendisinin de katıldığını, bu öğretmenlerin Bakanlığın idari hizmetlerinde de görevlendirilebileceğini kaydetti.

Kara, ''Ben böyle bir durumda olsaydım şu anda, 17 yıl sonra değişen sistemlere ayak uydurabilir miyim, bu konuda tereddütlerim var. Tereddütü yaşayan ve dönmek isteyenler için de bakanlık içinde devlet memurluğu hakkı düşünülebilir'' değerlendirmesini yaptı.

Öğretmenliği özlediğini belirten Kara, okulların kendine özgü bir kokusu olduğunu, kendi döneminden ''paspas'' ve ''tebeşir'' kokusunu hatırladığını ifade etti. Bu kokuların kendisini öğretmenlik yıllarına götürdüğü için çocuklarının veliler toplantısına gidemediğini anlatan Kara, ''Ben öğretmen olmalıymışım. Hatta başka hiçbir şey olmamalıymışım'' ifadesini kullandı.

''Aradan geçen sürede bir müddet yüreğimi de kapımı da kapattım. Kimselerle bunu konuşmadım'' diyen Kara, yıllar sonra okuttuğu 1. sınıf öğrencilerinin sosyal medya aracılığıyla kendisini bulduğunu, ziyaretine geldiklerini söyledi.

Bir öğrencisinin ''Sürekli 28 Şubat mağduru öğretmenlerden bahsediliyor. 28 Şubat mağduru küçük öğrencilerden hiç bahsedilmiyor'' dediğini belirten Kara, o dönemde çocukların da travma yaşadığını sözlerine ekledi.

Haber Ara