Dolar

32,4817

Euro

34,9637

Altın

2.436,34

Bist

9.716,77

Başdanışman Ete: Süreç duraklama noktasında

Başbakan başdanışmanı Hatem Ete, İmralı ile görüşmelerin pürüzsüz sürdüğünü, çözüm sürecinin ise PKK'nın tereddütleri nedeniyle duraklama noktasında olduğunu söyledi. Ete'ye göre taraflar ısrarlı olursa 'türbülans' aşılabilir.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-26 15:47:24

Başdanışman Ete: Süreç duraklama noktasında

Türkiye Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ilişkileri ve çözüm süreci Erbil'de, Middle East Research Institute ve Al Sharq Forum tarafından düzenlenen bir panelde ele alındı. Açılışını IKBY Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani'nin yaptığı panelde, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun iki başdanışmanı Hatem Ete ve Etyen Mahçupyan da konuşmacı olarak yer aldı. "Türkiye'de barış süreci: Dün, bugün, yarın" başlıklı toplantıda IKBY Sözcüsü Safin Dizayi, Prof. Dr. Mesut Yeğen, Prof. Dr. Vahap Coşkun da birer konuşma yaptı.

"Süreç özerkliğe bağlı değil"

Toplantıda yaptığı konuşmada çözüm sürecinde gelinen son noktayı anlatan Başbakan'ın Başdanışmanı Hatem Ete, "çözüm süreci"ni daha önce başlatılan açılımlardan farklı kılan noktanın, "PKK'nın silah bırakmaya ikna olması ve bunu özerk bir statü talebine bağlamaması, demokratikleşmeyi yeterli görmesi" olduğunu söyledi. Ete şunları söyledi:
"Özerklik talebi çözüm sürecinin bir parçası değil. Bunu çözüm sürecinin bir parçası kılmamaya karar verdiler diyorum. PKK-HDP hattı bu fikirden vazgeçti demiyorum ama bu çözüm sürecinde konuşulan meselelerin bir ön şartı değil. Eninde sonunda PKK silahı bırakacak. Bu onurlu bir çıkış fırsatı. Yarın öbür gün çözüm süreci hayata geçtiğinde siyasal mücadele ekseninde özerklik de tartışılabilir."

"PKK'nın tereddütleri var"

Hatem Ete'ye göre çözüm süreci başladıktan sonra geçen 2 yıl süreç için yeni riskleri de beraberinde getirdi. Ete, 6-8 Ekim olaylarının sürece etkisinin özellikle PKK-HDP kanadı açısından halen devam ettiğini de sözlerine ekledi.
"Bir yönü 'Acaba Hükümet eskisi kadar, vaatlerini hayata geçirebilecek kadar güçlü mü?' dedi. Bir yandan da 'Acaba doğru mu yaptık? Bu silahsızlanma gibi kararları vermekte acele mi ettik?' tereddüdüne kapıldı. Hükümetten kaynaklananlar önce 30 Mart, sonra 10 Ağustos seçimleri ile giderildi. Ama ikinci tereddüdünü teşkil eden meselede ise daha uzunca bir süre bu sorunun cevabını alamayacağı kadar karmaşık, her türlü senaryonun hayata geçirilme ihtimali olan bir süreçte hissediyor kendini PKK-HDP."

"İzleme Kurulu neyi izleyecek?"

Kobani eylemlerinin ardından bazı illerde yaşanan son olarak Cizre'de devam eden şiddet olaylarının nedenini, "PKK'nın yaşadığı bu tereddüt" olarak tanımlayan Ete, bir taraftan çözüm sürecinde İmralı ile sürdürülen ilişkilerde, "ciddi bir tökezleme" yaşanmadığını belirtti.

"İmralı mekanizması pürüzsüz devam ediyor denilebilir. Her gün yeni bir kararla yeni bir mekanizma gerçekleştirilerek süreç ilerliyor. Her konuda, İzleme Kurulu, Sekreterya konusunda Devlet ile İmralı arasında uzlaşma sağlandı ama mesele gelip şuna dayandı: Evet sürüyor ama bu görüşmelerin sonunda ne olacak? Tamam, izleme kurulu oluşturalım ama izleme kurulu neyi izleyecek? Mesela PKK geri çekilmeyi yeniden başlatmayı düşünüyor mu? Çözüm süreci sadece mekanizmanın devam etmesini sağlayacak bir süreçle ilerliyor ama yeni bir şey sağlayamıyor. Şu anda bir duraklama sürecindeyiz diye düşünüyorum. Ama ısrarla tarafların bu mekanizmanın ilerletilmesine devam etmeleri, yaşanan türbülansın aşılabileceğini gösteriyor."

Süreci daha kırılgan hale getiren unsurun PKK-HDP'nin yaşadığı kararsızlık olduğunu belirten Hatem Ete, hükümetin 6-8 ekim olaylarından sonra sürecin ilerlemesi konusunda daha kararlı bir tutum aldığını da söyledi.

Aynı toplantıda konuşan Etyen Mahçupyan ise Türkiye'de çözüm sürecine desteğin yüzde 70'ler seviyesinde olduğunu söyledi. Sürecin özellikle iki aktöre yarayacağını söyleyen Mahçupyan, "Şu anda Kürt siyasi hareketi ile Türk Hükümeti arasındaki ilişkiye müdahil olabilecek hiç bir üçüncü aktör yok. Tamamen bu iki aktörün bizi nereye götürebileceğine göre çözüm şekillenecek. Çünkü denetleyemiyoruz, tam ne olduğunu da anlamıyoruz, çok anlamak da istemiyoruz. Toplum olarak bir biçimde güvenmek de istiyoruz." diye konuştu.

Gonca Şenay / AL JAZEERA

Haber Ara