Dolar

32,5589

Euro

34,9021

Altın

2.433,13

Bist

9.645,02

Mezarlıkta yaşayan Gazzeliler

Gazze'deki Şeyh Şaban mezarlığı sadece bir mezarlık değil. Mezarlığın üstünde kurulan gecekondularda birçok hayat devam ediyor. Mezarlık sakinlerinin ise burada yaşamaktan başka bir çaresi yok, yardım bekliyorlar.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-15 16:58:13

Mezarlıkta yaşayan Gazzeliler

Hişam Mugrabi, oturma odasının ortasındaki iki büyük mezara bakıyor. Ailesiyle birlikte kaldığı bu karanlık barakada Al Jazeera'ye konuşan Mugrabi, "Bildiğim gidecek başka bir yer yok" diyor. Barakanın içi odunlar, eski ayakkabılar, demir hırdavatlar ve plastik borularla dolu.

Mugrabi'nin Gazze kentindeki Şeyh Şaban mezarlığındaki hayatı bu şekilde devam ediyor.

43 yaşındaki Mugrabi mezar taşlarının arasındaki bu eğreti evde nasıl yaşayabildiğini bilmiyor. Tek bildiği ailesinin 1948'de, Filistinlilerin topraklarından sürüldüğü Nekbe olaylarından bu yana burada yaşadığı.



"Bu durum çocuklar için çok korkutucu" diyen Mugrabi, bu 'garip' yaşam koşullarından dolayı çocuklarla okulda alay edildiğini söylüyor. Mugrabi'nin tek kazancı kent sakinlerini at arabasıyla bir yerden başka bir yere götürerek günde kazandığı birkaç dolar. "Çoğu zaman çocuklar aç karnına uyuyor. Aynı zamanda böcekler ve farelerle de başa çıkmak zorundalar" ifadelerini kullanıyor.

Onlarca insan daha evlerini Şeyh Şaban mezarlığında inşa etmiş. Hiçbirisi burada yaşamayı istemiyor ama söylediklerine göre gidecek başka yerleri de yok.

Mezarlığın bazı bölgeleri İsrail'in Temmuz ayında Gazze'ye düzenlediği ve 2 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü saldırılarda vurulmuş. Dolayısıyla bölge mezarlıktan çok bir çöplüğü andırıyor. Bazı alanlar mezarlık, bazıları hurdalık, bazıları ise gecekondu bölgesi. Çocuklar mezarların düz mermer taşları üzerinde misket oynuyorlar.



'Çocukların oynayacak bir yeri yok'

Mezarlıktaki gecekondu veya barakaların bir diğer sakini Abdül Rauf Harrem, "Çok iç karartıcı bir durum. Çocuklar için çok zor. Oynayacak bir yerleri yok, bundan dolayı da mezarların arasında oynuyorlar" diyor.



Harrem'e göre, Gazze'de yaşayan diğer insanlar mezarlığı ziyaret ettiğinde mezar taşlarının arasında oynayan çocuklara kızıyorlar. Gecekonduların diğer sakinlerine göre ise, ziyaret edenlerin bazen çocuklara bağırdığı ya da vurduğu oluyor.
Yaşamın izleri bu mezarlığın her yerinde. Çamaşırlar ahşap direkler arasına asılıyor, kurutma işlevini ise öğleden sonra esen ılık rüzgar sağlıyor. Küçük bir erkek çocuğu süt kartonlarından yaptığı el arabasıyla oynuyor. Küçük bir kız ise bantla birleştirdiği plastikleri çember haline getirerek belinde çevirmeye çalışıyor. Zaten burada evler dâhil her şey kullanıulıp atılmış ikinci el eşların bir araya getirilip yamalanmasıyla meydana getirilmiş.

'Mezarların üstünde uyuyoruz'

Mugrabi'nin evinin dışında, diğerlerinden farklı olarak yeni yapılmış iki mezar görünüyor. Mezarlar 2014'deki İsrail bombardımanında ölen iki kişiye ait. Bunlardan birisi daha önce Şeyh Şaban mezarlığı sakinlerinden. Harrem, "Mezarlıkta yaşayanlar ciddi bir şekilde ölülerin ruhlarına olan yakınlıklarının farkındalar" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Mezarların üstünde uyuyoruz. Geceleri bir şeyler görüyoruz. Çocuklar gece aniden dehşete kapılmış bir şekilde uyanıyorlar ve 'Beni kurtarın, beni kurtarın' diye bağırıyorlar."

Yedinci sınıf öğrencisi Muhammed Sonbul burada daha fazla yaşamak istemediğini söylüyor, ancak bir çocuğun meydan okumasıyla mezarlıktan korktuğunu reddediyor.

"Allah'tan başka kimseden korkmam. Gece de dışarı çıkabilir ve mezarlıkta oynayabilirim. Diğer çocuklar korkuyor ama ben korkmuyorum."

Mezarlık kamu arazisi. Orada yaşayanlara göre hükümet burada oturmalarına izin veriyor, çünkü onların yerini değiştirmek için ödeme yapmayacaklar. Bölge sakinleri hükümetin bunun yerine mezarlıktaki yerleşimlerin artmaması için önlemler alındığını ve kısıtlamalar getirdiğini söylüyor.



'Alternatif evler bulunmalı'

Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı Yerleşim Departmanı Dairesi Direktörü Munzir Mughari, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, gerçekleşşse bile ne zaman gerçekleşeceği detayını vermeden "hükümetin bu insanlar için alternatif evler bulması gerektiğini" söyledi.

Al Jazeera'ye konuşan Mughari, "Bakanlık belediyeye mezarlıkta yaşayanlara hizmet sağlamayı durdurmasını ve bu konuda ceza ve kısıtlamalara gitmesini istedi. Bütün bu tedbirler sadece Müslüman mezarlığının sınırlarını korumak içindir" dedi.

Mezarlık sakinlerinden Camelia Kuheyl, İsrail hava saldırılarından önce evinin olduğu yerde duran moloz yığınına doğru bakıyor. Kuheyl, İsrail saldırısından sonra mezarlıkta yaşayanların çilesinin arttığını söylüyor. Kuheyl'e göre, mezarlık sakinleri uluslararası toplumun müdahalesine ihtiyaç duyuyor.

"Sadece çocuklarım için bir hayat istiyorum, buradan gitmek. Gıda yok, çocuklar için pişirecek bir şey yok. Bütün gün çocuklarım yaralanmasın, zarar görmesin diye uyumadan bekliyor ve onları gözetliyorum. Evet, tehlikeli ama nereye gidebiliriz?"

Harrem ise yerel yönetimin yardım etmediğini, dolayısıyla müdahalenin dışarıdan gelmesi gerektiğini söylüyor.


"Mezarlık sakinleri yer değiştirmek için yeterli paraya sahip değil. uluslararası yardım talepleri de duymazlıktan geliniyor. Onların durumu savaştan bu yana çok daha kötü."

Burada yaşayan, burada ölen ve buraya gömülen arkadaşının mezarına bakan Harrem sessizce "Yardım istiyoruz" diyor.
"Bir yerde yaşamak istiyoruz. Mezarlık dışında herhangi bir yerde."

Al Jazeera-Megan O'Toole

Haber Ara