Dolar

32,3594

Euro

34,9650

Altın

2.325,37

Bist

9.079,97

Timetürk soruyor: Kim bu Cizre'deki karanlık el

Cizre'de yaşanan olaylarla ilgili her kesim işin içerisinde karanlık eller olduğunun altını çiziyor. Timetürk olarak soruyoruz, kim bu karanlık eller ve neden bu oyuna geliniyor

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-12-28 23:56:31

Timetürk soruyor: Kim bu Cizre'deki karanlık el

TIMETURK / Haber Merkezi

Timetürk Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek,bu gibi durumlarda diyaloğun çok önemli olduğunu, Cizre'de DBP teşkilatının Hüda-Par Cizre teşkilatını ziyaretinden sonra bu tip saldırının geldiğini ve bunun zamanlamasının önemli olduğunun altını çizerek şöyle konuştu."Bu bölgede herkes bir birini dışlamadan, bir birini suçlamadan yarına bakmak zorundadır. Kürtlerin kendi içerisinde çatıştırılması Türkiye'nin de tekrar karanlık günlere götürülmesi anlamına gelir ki bunun ne PKK'ya ne de Hizbullah' a nede bölgede legal siyaset yapan diğer kurumlara  ve devlete bir faydası yoktur.

Kürtler artık kendileri üzerinden oynanan oyunları bozmak zorundadır. Hüda Par bölgenin bir gerçeğidir. Geçmişle ilgili olarak gerek PKK'nın da gerekse de Hizbullah'ın da Kürtlere bir özür borcu vardır. Bu özür ve özeleştiri yapılmadan hiç kimse kimsenin elinin daha az kanlı olduğunu beliirtmemelidir, bu söylemin sonu yoktur ve terk etmek gerekiyor.

Kürtler bugün geldikleri nokta itibariyle demokratikleşen bir Türkiye ile birlikte büyümek istiyorlar. Herkes biliyor ki bölgenin istikrarı ve oyunların bozulması Türk ve Kürt ittifakından geçiyor. Bu nedenle batıda bazı İslamcı kurumların, sol kurumların olaylara ideolojik körlük perspektifinde yaklaşmaları da doğru değildir. Bu oyun takım tutar gibi parti tutmakla bozulamaz. Bu kurumların yapması gereken, bir diyalog kanalını açık tutacak olan adımları atmak ve arabulucu olabilmeyi başarmaktır. Yoka ölümleri ayırarak bir sonuca varmak mümkün değildir. Bu bakımdan  Milliyetçilikten arınmamış bazı düşüncelerin, "Bırakın Kürd Kürdü yesin" yaklaşımı da ne yazık ki hastalıklı bir yaklaşımdır. 

Devlet içerisindeki Paralel Örgüt ile mücadelede hükümetin o yapıya yakın olduğunu iddia ettiği emniyet güçlerinn bir kısmını hassas olan bu bölgelere göndermesi ve sonrasında da olaylar olduğunda bu yapıyı işaretlenmesinin de tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bu yapının uzantılarının Çözüm Süreci'ne karşı olduklarını biliyoruz, peki bunu bile bile bu insanlar bu bölgede ne arıyor sorusunu sormamız gerekmiyor mu? 

Bu oyunun bozulmasının temel yolu PKK'nın da Hizbullah'ın da ve onların tabanlarının da birbirini kabul etmeleri ve birbirlerinin can, mal ve namuslarına saygı duymalarından geçiyor. Hiç kimse kendi ideolojisini bölgede zorla birbirine dayatmamalı ve hiç kimse de kimseyi dindar olmak veya olmamakla suçlamamalıdır. Bölgede sürekli olarak provokasyonalrın İslami hassasiyeti bilenen kişi ve kurumlara karşı sergilenmesi karşısında herkes tekrar düşünmeli ve aklını başına toplamalıdır. Silahların konuştuğu yerde insanlardan sağ duyu beklemek çok mümkün gözükmemekyedir. Yapılması gereken silahların susturulması, saldırıların kesilmesi ve özellikle de sosyal medyada hedef göstermelerden kaçınılmasıdır.

Türkiye'nin, Kürtlerin ve bölgenin yakaladığı çözüm süreci motivasyonunu kimse kendi çıkarları,ve politik geleceklerine kurban etmemelidir. Bölgede siyaset yapıcıların özellikle bu son süreçte İran, İsrail  ve Almanya'nın oyunlarını bozmadığınız sürece geleceğe yürüyemeceğinizi görmeniz gerekiyor.

Aşağıda okuyacağınız gibi bir çok yetkili süreç içerisinde bir karanlık yapının varlığına iişaret ediyor. Biz de diyoruz ki biliyorsanız, tahmin ediyorsanız lütfen oyuna gelmeyin..Biribirinizi öldürmeyin...


BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: BAZI PROVOKATİF UNSURLAR CİZRE'YE SIZMA ÇABASI
Başbakan Davutoğlu: "Devlet, her yerde her türlü tedbiri almaya muktedirdir. Dün de yine olayı daha da tırmandırmak isteyen bazı provokatif unsurların Cizre'ye sızma çabalarına karşı da çok etkin tedbirler alınmıştır. Kamuoyumuzun bunu yakından bilmesini isterim ki bu provokatörler, hem yakalanmış, bazıları da bu süreç içinde kontrol altına alınmışlardır. Bunlar da bir provokasyonla karşı karşıya olduğumuzu açık şekilde göstermektedir."Sadece devlete dönük bir provokasyon değil, değişik siyasi gruplar arasında da bir çatışma ortaya çıkarmak istediler. İkisine karşı da hazır olmak lazım. Olaylar, ilk aşamasındayken sosyal medya üzerinden ve diğer yayınlarla sanki 'Cizre'de kontrol kayboldu, Cizre'de tam bir kaos var' görüntüsüyle neredeyse bu provokasyonlara katkıda bulunmaya çalışan bazı unsurlara da dikkatinizi çekmek isterim. Bu unsurlar da Cizre olayları üzerinden özellikle bu paralel yapılanmanın hangi kanallarla bu olayları daha da abartarak toplumda huzursuzluk çıkarma çabaları içinde olduğunu da gözümüzden kaçmadı.

BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN: NE ZAMAN ÇÖZÜME YAKLAŞSAK KARANLIK BİR EL DEVREYE GİRİYOR

Başbakan Yardımcısı Akdoğan:  Hükümet olarak Nisan ayında Akil İnsanlar Komisyonu'nu, Meclis'te çözüm süreci komisyonunu kurduk, arkasından demokrasi paketini hayata geçirdik. Bu konuda hükümet samimi şekilde çok ciddi adımlar attı ama gelinen noktada Kobani olayları bahane edilerek süreç tekrar sabote edilmek istendi. Ne zaman sonuca yaklaşsak, ne zaman çözüme yaklaşsak hep bir karanlık el devreye giriyor. Hep birileri Türkiye’ye kendi iradesiyle bu sorunu çözmesin, bu sorundan kurtulmasın ki biz karıştırabilelim, Türkiye’yi baskı altına alabilelim, Türkiye’nin büyüyebilmesini engelleyelim, Türkiye’de bir çatışma zemini oluşsun diye hep devreye giriyor. Ama biz başta ne dedik; bu uzun soluklu, akşamdan sabaha çözülecek bir süreç değil. Sabırlı, sağduyulu olmamız, bu tür sabotaj girişimlerine karşı duyarlı olmamız gerekiyor. Ama şunu gördüm olaylardan sonra bir toplumsal direnç meydana geldi, bir kamuoyu oluştu, bu olaylardan sonra bir tepki oluştu. Çözüm sürecine sahip çıkan, yaşanan o şiddeti eleştiren, 'siz yanlış yapıyorsunuz' diyen bir toplumsal direnç ve duyarlılık meydana geldi. Bu çok önemli bir kazanımdır. Bu yüzden süreç toplumsal destekle, toplumsal kararlılıkla şu anda tekrar rayına oturmuş durumda devam ediyor.


HDP EŞ GENEL BAŞKANI SELAHATTİN DEMİRTAŞ: "İKİ TARAF İÇİNE SIZMA VAR"

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Cizre'deki olay muhtemeldir ki, iki tarafın içine sızma yapmış ve bilinçli bir şekilde çatışma katliam yaratmak isteyen güçlerin tezgahı, oyunudur" dedi.

HDP ŞIRNAK MİLLETVEKİLİ HASİP KAPLAN: BÜYÜK PROVOKASYON VAR

HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Türkiye'nin şu an temel gündem noktalarına bakarsak büyük provokasyonlarla karşı karşıyayız. Buna karşı uyanık olmak lazım. Dün Cizre'de yaşananlar tesadüf değil" dedi.

HÜDA -PAR BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN YILMAZ: İŞİN İÇİNDE DERİN ELLER VAR

Yılmaz, "Bütün bu gelişmelere baktığımızda, tam da hükümet ile İmralı'nın ya da PKK tarafının bundan sonra kamu düzeni sağlanacak, eylemler kesilecek, YGD-H eylemlerini kesecek şeklindeki beyanlarından sonraya denk gelmesi, bu da bizi düşündürüyor. İşin içinde derin ellerin olduğu noktasında Hatip Bey'le hem fikiriz. O da bunu dile getirdi. Fakat bu karanlık yapılara kimin alet olduğu noktasında düşünülmesi ve bakılması gerekiyor. Ne zaman süreçle ilgili olumlu bir mesaj verilse PKK, YGD-H çevreleri tarafından bizim partimize yönelik provokatif eylemlerde bulunuluyor. Bizim partimiz üzerinden kendilerine göre çözüm sürecini sabote etme veya farklı mecralara çekmeye çalışıyorlar. Bunun da sorumlusunun PKK tarafı olduğu düşüncesindeyiz. Özellikle DBP, HDP'nin yetkililerinin de medya karşısında vermiş olduğu sorumsuz açıklamaların bunda rolü vardır" dedi.

Dün DBP Cizre teşkilatının Hüda-Par'ı ziyaret ettiğini belirten Yılmaz, "Ziyaretin ardından bu saldırı gerçekleşiyor. Vatandaşa, esnafa, partimize yapılan saldırılar kamu düzenini bozucu eylemler sayılmıyor. Devleti, hükümetin kamu düzeninden anladığı kamu kurumlarının ve görevlilerinin güvenliğidir. Yasin Börü olayında olduğu gibi saatlerce müdahale edilmeyecek, danışıklı bir şekilde birisi ben saldıracağım, diğeri de sen müdahale etme. Böylece ortaklaşa bir derinlerde olan bir plan olabilir. Bunun üzerinde biz müdahale etmeyeceğiz. Hükümet yetkilileri de bizim yaşadığımız mağduriyet üzerinden mağduriyetleri ağzına dolayacak neticede süreçle ilgili siyasal alanda kendine bir nevi malzeme bulmuş olacak. Biz bunu kabul edemeyiz. Kamu güvenliği sağlanacaksa öncelikle bunun içerisine Hüda-Par'a olan bütün saldırıların kesilmesi de içine alınmalıdır. Sivillere yönelik, esnafa yönelik yol kesmeler gibi her türlü eylem kamu düzenini bozucu eylem içerisine girmeleridir. Sürecin işlemesi buna bağlanmalıdır. Eğer bu yapılmazsa o zaman biri provokatör diyecek, benim alakam yok diyecek, biri polisini göndermeyecek. Bu iş böyle işlemez. Rayına oturtmalıdır ama bu şekilde değil" dedi.

DTK BAŞANI HATİP DİCLE: "DERİN GÜÇLERİN PROVOKASYONU" VAR
Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkanı Hatip Dicle Cizre'deki olaylarla ilgili yazılı bir açıklama yapan Hatip Dicle şunları söyledi: "Cizre'de bugün yaşanan olayların çözüm sürecine yönelik gelişmeleri içine sindiremeyen ve toplumu uçlaştırarak bundan çıkar sağlayan derin güçlerin bir provokasyonudur. Çözüm ve müzakere süreci ağır işlemesi bu tür provokasyonlara da gerekli zemini ve zamanı sağladığı açıktır. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın yaptığı görüşmeler ve başlatılan bu müzakere sürecinin ne kadar gerekli ve hızlı bir şekilde yaşamsallaşması gerektiği bir kez daha görülmektedir. PKK -Hizbullah çatışması olarak körüklenmek istenen olayların sağ duyulu bir şekilde çözmek esas temel görevimizdir. Bu konuda basın mensuplarına da özellikle de kullanılan dil konusunda birleştirici ve yapıcı olmaları temenni ve ricamızdır. Hüda-Par ve çevreleriyle gerek yurt dışı gerek ise yerelde direk diyalogların devam ettiği bilgimiz dahilindedir. Bu tür toplumda ağır yaralara neden olacak olaylar da ilk yapılması gereken yangını önce söndürmektir. Daha sonra yapılması gereken oturup ikna temelinde yaşananların ortaya çıkarılması ve bunu kamuoyuyla paylaşmaktır. Şu aşamada kim haklı kim haksız durumundan çok, yaşanabilecek toplumsal olayların ve ölümlerin önüne geçmek herkesin asıl görevidir. DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek gerek ise Hüda-Par Genel Başkanı Yrd. Hüseyin Yılmaz ile yaptığım görüşmeler tamamen bu temeldedir. toplumun barış ve huzur içinde yaşama hayallerine dönük yapıcı bir çağrıda bulunmak tarafların ortak beyanıdır. Çözüm süreci konusunda destekleyici ve gösterdikleri çaba, provokasyon amaçlı yapılacak her türlü engelin kaldırılması için tarafların açık gözlü ve temkinli davranması önemlidir. Bu temel de yaşanan olaylarda hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Çözüm umudunu zedeleyen her türlü şiddeti kınadığımızı taraflara itidal çağrısı yaptığımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz."

HDP ŞIRNAK MİLLETVEKİLİ: FAYSAL SARIYILDIZ: "KARANLIK TEZGAH VAR"

HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Cizre'de 2 gündür süren gerginliğin 'karanlık tezgah' olduğunu ileri sürdü.
Olaylardan güvenlik birimlerini suçlayan Sarıyıldız, şunları söyledi:"Karanlık tezgah bugün farklı bir evreye geçti. Artık ifade edildiği gibi halk ile Hüda- Par çevresinde değil, devletin içinde, emniyetin içinde konuşlanmış kesimler, halka pervasızca saldırıları temelinde geçiyor. Bu çok tehlikeli bir oyundur. Dün akşam en son gece saatlerinde 2 gencimiz daha yaralandı. Şu an birinin hala hayati tehlikesi devam ediyor. Diyarbakır'da hastanede tedavi altına, ameliyata alınmış durumda. 2 gencimiz sokakta tek başına bulunuyorken, karşı taraftan askeri araçlar, polise, özel harekata ait olan araçlar taramıştır. Üzerlerinde hiç bir silah olmamasına rağmen bu yapılmıştır ve şu an bununla birlikte Cizre'de 2 gündür yaşanan çatışmalarda ölü sayısı 4'e çıkacak. Hükümetin bir an önce söz konusu karanlık odaklarını ortaya çıkarması gerekiyor" dedi.
VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara