Dolar

32,5873

Euro

34,7969

Altın

2.497,47

Bist

9.453,80

PKK ile Hizbullah Çatışması ve Güç Dengesi

'Kürdistani dava açısından PKK-Hizbullah çatışması haramdır, kardeş kavgasıdır. Anahtar da PKK’nin elindedir. Ya doksanlı yıllardaki gibi kardeş kavgası ya da barış ve Hüda-Par’a tahammül edecektir. '

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-12-28 14:45:22

PKK ile Hizbullah Çatışması ve Güç Dengesi

Sıtkı Zilan'ın haberdiyarbakir.com sitesine yer alan yazısını noktasına virgülüne dokunmadan sizlere sunuyoruz:


"Kürt aydını pasiftir maalesef. Doğru dürüst, tarafsız bir PKK-Hizbullah tahlili bile yapılmamaktadır. Meydan bu iki cenaha bağımlı üçüncü sınıf kalemşörlere kalmakta ve halkımızın olan-bitenden haberi olmamakta, bundan cesaret alan karanlık güçler gençlerimizin zihnini çelmeye, onları kardeş kavgasına çekmeye çalışmaktadırlar.

Bu kısa girişten sonra konuya girersek; PKK-Hizbullah çatışması doksanlı yıllara dayanır. Kuzey Kürdistan’da İslami eğilim her zaman vardı. Türkiye’nin en dindar kesimi Kürdistan’ın Kuzeyindeki Kürdistan halkı ve hasseten Şafii Kürtlerdi. Diyarbakır, Batman, Bitlis, Van, Bingöl, Adıyaman, Urfa illeri Erbakan çizgisindeki partilerin en güçlü olduğu yerlerdi.

PKK’nin seksen sonrası silahlı ayaklanma başlatmasıyla Kuzey Kürdistan’da durum değişti. 12 Eylül 1980 askeri darbesi Türk solunu ezdiği gibi, Kürd solunu ve onun şahsında Kürtlüğü de ezdi. İslamcılar ehveni şer olarak kabul edildi. Lakin Kürdistan’daki İslami anlayış Kemalizm karşıtı, İran ve İslam dünyasındaki gelişmelere karşı duyarlı idi.

PKK’nin hem baba Esad, hem İran hem de Türkiye’deki sol kesimle arası gayet iyi idi. Aydınlık Grubunun lideri Perinçek, doksanlı yıllarda Cizre’de katıldığı bir mitingde, “Gerilla Vur, Kürdistan’ı kur!” diye bağırıyordu. Perinçek, gerillanın askere değil, İslamcılara vurmasını tavsiye ediyordu. Çünkü İslamcılar ile kavga Kürtlerin milli birliğini zayıflatacak, yıllarca sürecek bir kardeş kavgasına yol açacaktı. PKK ve Perinçek medyası kardeş kavgasını kışkırttı. İslamcı, Şeriatçı, Humeynici denilen İlim Grubu, İran Devrimi ve Lübnan Hizbullahı’nın şöhretinden de yararlanarak kendine “Hizbullah” ismini verdi. Onlarca yıl, kasetler dışında Hizbullah’ın ne bir bildirisi, ne yayın organı ne de yandaşları vardı.

PKK ise Türk solu, Avrupa'daki lobiler ve başkaca imkanlardan azami derecede yararlandı. PKK’nin imkan sahibi olması olumlu idi ama bu imkanları iyiye değil, kardeş kavgasını kışkırtmakta kullandı. Türkiye ve İran devleti hem PKK hem de Hizbullah’ı kardeş kavgası için gizli veya açık teşvik etmiş, içerdeki adamları vasıtasıyla kışkırtmıştır.

Hizbullah için milat, ikibin yılındaki Beykoz operasyonu oldu. Liderleri Velioğlu’nu kaybeden Hizbullah, tıpkı 1999 yılında liderleri esir düşen PKK gibi sarsıntı geçirdi. Tüm gizli arşiv ve ayıplar ortaya döküldü. Devletin ayıpları özenle kamuoyundan saklandı.

Hizbullah tabanından yaklaşık yirmibin kişinin özgeçmiş verdiği anlaşıldı. Bu taban büyük ölçüde yaşanan iç infazlardan habersiz ve masumdu, tıpkı PKK tabanının işlenen cinayetlerden masumiyeti gibi. Hizbullah için bir şans doğrmuştu; güçlü lider aynı zamanda değişimin önünde engel demekti. Hizbullah tabanı yavaş yavaş toparlandı. Mustazafalar Derneği’nin kurulması legalleşme için bir ilk adımdı. Sonrası Hüda-Par ile legalleşme tamamlanmak üzere iken, PKK cenahı zamana yayılmış bir şekilde Adana, Mersin, Diyarbekir, Batman, Yüksekova, Cizre vs yerlerde Hizbullah’a yakın dernekleri taciz etmeye, yakmaya başladı. Bu saldırılar elan bile devam etmektedir.

Bazı kriterlere göre Hüda-Par ve Hizbullah PKK’den daha fazla Kürtçüdür. PKK’de bidayetinden beri Türk solundan insanlar var ve bugün Kandil’de hatırı sayılır bir Türk etkisinden, Avrupa için Alevi etkisinden bahsedebiliriz. Lakin Hizbullah bir hemşehri (Batman) yapılanması olarak da görülebilir. Tamamı Şafii Kürtlerden oluşmakta olan yönetici üst düzey söz konusudur.

Hüda-Par da tamamı Şafii Kürtlerden oluşan bir kurucular kuruluna sahiptir. İlk Genel Başkanı Av. Hüseyin Yılmaz, Hanili bir Dimilî/Zaza Kürdü olmasına rağmen, ikinci ve şimdiki Genel Başkanı Batmanlı bir Şafii-Kurmanc Kürt’tür. Hizbullah’ın Batman takıntısı tesadüfen de olsa devam etmektedir. Hüda-Par’ın aldığı oy oranına bakıldığında da Batman’ın başı çektiği, buna karşılık Bingöl’ün bir hayal kırıklığı yaşattığı söylenebilir. Hizbullah ve Hüda-Par’ın en güçlü olduğu yerler sırasıyla Batman, Diyarbakır ve Mardin’dir.

Şimdiki verili duruma göre Hizbullah ile PKK’nin güç durumu dengede değildir. Lakin buna rağmen Hizbullah’ın varlığını sürdüreceği anlaşılmaktadır. Çünkü; PKK’nin karşısında Güney’de Barzani, Kuzeyde ise AKP hükümeti bulunmaktadır. Bu iki güç de PKK’nin hareket alanını daraltmaktadır. PKK’nin ABD, AB ve İran’dan destek ve anlayış göreceği, Türkiye’deki sol ve Alevi kesiminden de azımsanmayacak bir desteğe sahip olduğu anlaşılmaktadır.

Hizbullah ise siyasi açıdan sadece AKP’den destek görebilir ki, o da belirsizdir ve PKK’yi zayıflatmaya matuf bir destek olabilir. İran sadece kullanır, destek vermez; Hizbullah da bunun farkındadır. Hamas’ın derdi başından aşkın, İhvan ise Mısır’da ciddi sıkıntı içerisinde. Hizbullah ancak kendi öz gücüne dayanabilir ama bir farkla: Kuzey Kürdistan’da zayıflayan devlet otoritesine karşı diğer tutucu İslami çevreler Hizbullah’ı ya da Hüda-Par’ı bir sığınak olarak görebilir.

Bir de Barzani faktörü var. Eğer Barzani Hüda-Par’ı keşfederse PKK’nin işi zor olur. Bunun olup, olmayacağını zaman gösterecektir. Hüda-Par direndikçe PKK karşıtı cephenin sözcüsü ve hamisi olmaya adaydır. Dış destek ise zamanla gelecektir.

PKK ise Kuzey Kürdistan’da yarı iktidardır ve DBP’li belediyelerin hizmet üretimi çok azdır, kadroları yetersiz ve yeteneksizdir. KCK’nın haraç alması ve baskıları bir olumsuz birikime sebep olmuştur. Hüda-Par bu tepkileri kendine doğru destek olarak kanalize edebilirse karlı çıkar. İslami camia ise PKK’nin niyetinin farkındadır ve bu savaşta tarafsız kalmaya devam edecektir ama tabanlarının Hizbullah’a kayma riski vardır.

Kürdistani dava açısından PKK-Hizbullah çatışması haramdır, kardeş kavgasıdır. Anahtar da PKK’nin elindedir. Ya doksanlı yıllardaki gibi kardeş kavgası ya da barış ve Hüda-Par’a tahammül edecektir. "



Haber Ara