Dolar

32,3755

Euro

34,9680

Altın

2.325,67

Bist

9.057,86

Yazcıoğlu'nun helikopterini kiraladı mı? Destici cevap cerdi

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybetmesine sebep olan helikopterin, kendisince kiralandığına ilişkin haberleri sert bir dille yalanladı.

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-12-28 18:47:22

Yazcıoğlu'nun helikopterini kiraladı mı? Destici cevap cerdi

Destici, "Süreci aydınlatmayanlar, takipten rahatsız olanlar ve iktidar partisinin ‘bize katılın’ teklifini reddetmemiz ile demokratik kararlarımızın sindirilememesinin, bazılarını ‘bu tür alçakça, adice, kahpece, münafıkça haber yapmaya ve kumpas kurma zavallılığına kadar götürdüğü." dedi.

BBP lideri Destici, “Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a sesleniyorum; MİT Müsteşarı'na sahip çıkın. MİT Müsteşarı'na da sesleniyorum; BBP’den elini çek kardeşim. BBP’den maşalarını çek. BBP’ye bu oyun tutmaz. Bu tezgah tutmaz. Sen yiğitsen, o helikopter düştüğündeki radar kayıtlarını açıkla. Eğer bu olayın aydınlanmasını istiyorsanız, iftirayı, alçaklığı, münafıklığı bırakacaksınız. O cihazları, kim, kimin talimatı ile söktü onu açıklayacaksınız.” diye konuştu.

BBP’in Ankara İçkale Otel’de düzenlediği istişare toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplayan Mustafa Destici, Akit Gazetesi’nin gündeme getirdiği “Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopteri Destici kiraladı” iddiasının sorulması üzerine, şu sert açıklamaları yaptı:

“Hem bu süreci aydınlatmayanlar, takipten rahatsız olanlar, daha sonraki iktidar partisinin ‘bize katılın’ teklifini reddetmemiz, akabinde demokratik kararımızı sindirememiş olmaları, onları, işte bu tür alçakça, adice, kahpece, münafıkça haber yapmaya ve kumpas kurma zavallılığına kadar götürmüştür. Bu, kabul edilebilir bir şey değildir. Bu, iftiranın zirvesidir. Daha önce, içimize sızmaya çalışmış, daha önce partimizi, gençlik teşkilatlarımızı bir yerlere bulaştırmaya çalışmış, bir takım yapılarla işbirliği içerisine girmiş beslemeleri manşetlere çekerek, onlarla derin işbirlikleri yaparak BBP’yi, onun genel başkanını, onun kadrolarını kirletme adına, itibarsızlaştırma için attıkları bu çamur kendi yüzlerine yapışacaktır.

"SEN YİĞİTSEN, O HELİKOPTER DÜŞTÜĞÜNDEKİ RADAR KAYITLARINI AÇIKLA"

Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a sesleniyorum; MİT Müsteşarı'na sahip çıkın. MİT Müsteşarı'na da sesleniyorum; BBP’den elini çek kardeşim. BBP’den maşalarını çek. BBP’ye bu oyun tutmaz. Bu tezgah tutmaz. Sen yiğitsen, o helikopter düştüğündeki radar kayıtlarını açıkla. Eğer bu olayın aydınlanmasını istiyorsanız, iftirayı, alçaklığı, münafıklığı bırakacaksınız. O cihazları, kim kimin talimatı ile söktü onu açıklayacaksınız.

‘Muhsin Yazıcıoğlu kurtuldu geliyor’ bilgisini kim yaydı. Şu anda onlar hangi görevlere getirildi, onu açıklayacaksınız. Bu dosyaya takipsizlik verenleri nasıl başsavcı yaptınız, dosyayı aydınlatmak için çalışanları nasıl düz savcı yaptınız, siz bunun cevabını vereceksiniz. Bu yaklaşan 2015 seçimi öncesi BBP’nin yükselişi rahatsız etmiş vaziyette. ‘BBP’nin içini nasıl karıştırırız? BBP’yi nasıl içine döndürürüz. Büyümesinin önüne nasıl geçeriz?’ bütün hesap budur. Yapacaklardır. Bir takım operasyonlarla karşı karşıya kalacağız. Bizi bir takım yerlere ilişkilendirmeye çalışacaklardır, bulaştırmaya çalışacaklardır. Birlik ve beraberliğimizi bozmak üzerine çamur at izi kalsın misali haberleri kendi yandaş medyalarında yapacaklardır. Ne insanı ne İslami ne de demokratik bir tavırdır, adiliktir, alçaklıktır, kahpeliktir, münafıklıktır. Bu adiliği, kahpeliği iftirayı yapanları da aynen bu sıfatlara sahip olduğunu buradan ifade etmek istiyorum.”

“GAZETECİLER TUTUKLANABİLİR, ÇÜNKÜ TÜRKİYE’DE ARTIK HİÇ KİMSE GÜVENDE DEĞİL”

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Destici, Cumhurbaşkanı’nın gazetecilerin tutuklanacağına işaret etmesi ile ilgili soruya, şöyle cevap verdi: “‘Yargıya müdahale yoktur’ kimse diyemez. Açık bir şekilde olduğunu hep birlikte görüyoruz. Hem sürekli yenilenen kanunlar hem HSYK’nın yapısının değiştirilmesi, aynı zamanda atamalar, cezalandırmalar, ödüllendirmeler. Bu net bir şekilde gözüküyor. Türkiye’yi yönetenler, kendi hukuksuzluklarını kapatmak isteyenler, bunun önemi yok. Bunların üzerinden baskı tehdit ve şantaj oluşturdukları açık. Cumhurbaşkanlığı makamında oturan birisinin bu sözü kabul etmesi kabul edilemez bir şey değil. Siz bir başkasını konuşmasından dolayı suçlayacaksınız. Bundan dolayı gözaltına aldıracaksınız. Operasyon yapacaksınız. Ama aynı şeyi kendiniz yapacaksınız. Gazetecileri, iş adamlarını hedef göstereceksiniz. Birileri daha sonra bunu kendi gazetelerinde kendi köşelerine taşıyacaklar. Ve daha sonra da bunlara operasyonlar yapılacak. Bu aynı şey. Sizin suçladığınız, şikayet aynı şeyi yapmış olmuyor musunuz? Bundan herkesin uzak durması gerektiğini düşünüyorum. Olabilir mi? Evet olabilir. Çünkü, Türkiye’de artık hiç kimse güvende değil. Hukukun üstünlüğünün değil, üstünlerin hukukunun geçerli olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Gayri hukuki, antidemokratik bir süreçten geçiyoruz.”

“STV VE ZAMAN’A EL KONULARAK MUHALEFETİN SESİ KISILMAK İSTENİYOR”

STV ve Zaman gazetesine el konulması girişimlerinin sorulması üzerine de Destici, “El koyma girişimlerini ciddiye alıyorum. Şu anda muhalefetin sesidir, bu basın yayın organları. Burada sadece o gruba el koyma ile o grubu susturmak amaçlanmıyor. Burada, bir taşla üç beş kuş vurulmaya çalışılıyor. Bu taşlardan biri de muhalefetin bütün renkleri. Bu yayın grubu, muhalefetteki bütün seslere yer veriyor. Muhalefete, bu iki gruptan başka ses veren kuruluş yok. Bu iki grup yaklaşan seçimler öncesi, hem bir gruba gözdağı, hem medyaya gözdağı hem de muhalefete de gözdağıdır.” diye ifade etti.

"GÜNEYDOĞU’DA FİİLİ ÖZERKLİK VAR"

Çözüm Süreci hakkında da değerlendirmede bulunan Destici, şunları söyledi: "Bu, Çözüm süreci değildir. Bu, bir ayrılma surecidir. Bunu net görüyoruz. Yoksa çözümü kim istemez? Gerçekten söylendiği gibi, PKK silah bırakacaksa dışarı çıksa hangimiz istemez. Hangimiz buna hayır diyebiliriz. Çünkü PKK’nın niyeti belli, amacı belli. Yol haritalarında yazanlar belli. Irak’ın Kuzeyi’ni özerkleştirdiler. Simdi Suriye’nin kuzeyini özerkleştiriyorlar. Sıra Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde. Bunlar hafife alınacak şeyler değildir. Bir milletin belasını ilgilendiren şeylerdir bunlar. Resmi olarak özerklik yok ama fiili olarak var. Mahkeme kurmuşlar, vergi alıyorlar. TSK, nasıl askere alıyorsa onlar da PKK bir evden genci asker olarak alıyor. Vermeyenleri kaçırıyor. Zengin olanlara da bedelli fırsatı sunuyor. Devlet de bedelli 18 bin TL PKK da 80, 100 bin Euro. İhalalerin tamamı PKK ve KCK'nin kontrolünden geçiyor."

“TUZAĞA DÜŞMEYECEĞİZ”

Destici, üniversitelerin karıştırıldığını ve gençlerin karşı karşıya getirildiğine de dikkat çekerek, asla bu tuzağa düşmeyeceklerinin altını çizdi. Destici, Alperenlere de söyle seslendi: "Bu büyük ve kirli bir tezgâhtır. PKK'nın derin güçlerinin başlattığı oyundur. Asla Hizbullah tuzağa düşmeyeceğiz. Katil, eşkıya sürüleri ile karşı karşıya geçemeyeceğiz. Devletin polisi karakteri var, herkes görevini yapsın. Bu bizim görevimiz değil."

“PKK KENDİ HAKİMİYETİNİ KURMAK İSTİYOR”

Destici, Cizre’de yaşanan çatışmayı da değerlendirdi. İki grubun çatışıyor gibi gösterilmeye çalışıldığını anlatan Destici, şunları kaydetti: "Hâlbuki PKK kendi hakimiyetini kurmak istiyor. Buna kim aykırı harekette bulunursa ve bunu kim kabul etmez ise odasında uyguluyor. Türkiye'yi yönetenler buna müdahale edemiyorlar. Burçların kontrolü neden benim askerimde niye benim polisimde, benim kaymakamı değil. Hangi anlaşma neticesinde bunlar onlara bırakıldı? PKK ile müzakere taslağı var mı? Bu taslağın içinde özerklik var mı? Apo başta olmak üzere PKK’ya af var mı yok mu? PKK’nın bildiğini bu büyük Türk milletinden saklamayın ve gizlemeyin. Açık olun."

“HÜKÜMET VESAYET ALTINDA”

Hükümetin, kirli ekonomik tablo ve ilişkiler ağı ile dar oligarşik yapı ile Türkiye’yi yönetmesi ile PKK’nın vesayetinin altığında olduğunu ifade eden Destici, şöyle devam etti: “PKK’nın bütün talepleri masadadır. PKK, 2015 seçimleri öncesi bütün taleplerini kabul ettirmek için her türlü şantaj ve tehdidi yapmaktadır. Cizre de bu şantajlardan ve tehditlerden bir tanesidir. Bu iki vesayetten kurtulmadığı sürece 60. Hükümet, Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye’yi yönettiklerini iddia etmeleri çok zayıf bir söylem olarak kalacaktır. Bunun yanı sıra Müslüman ve muhafazakar, dindar insanları temsil etme kabiliyetini yitirmişlerdir. BBP, milliyetçi, muhafazakar, dindar ve demokrat insanlarımızın yegane temsilcisidir.”

“KORKMUYORSANIZ SEÇİM BARAJINI KALDIRIN HODRİ MEYDAN”

Destici, seçim kanunu ile ilgili yapılan itirazlarının Anayasa Mahkemesi yetkilileri tarafından görüşüleceğini ve Türkiye’nin 2015 seçimlerinde daha demokratik bir milli iradenin Meclis’e yansıdığı seçimi yaşayacaklarını dile getirdi. Anayasa Mahkemesi’nin ve bütün mahkeme üyelerine yapılan saldıların bundan kaynaklandığını dile getiren Destici, ‘barajdan korkmuyoruz’ diyenlerin eteklerinin tutuştuğunu vurguladı. Destici, ”Korkmuyorsanız hodri meydan.” diye meydanı okudu.

“TAYLAND’DAKİ UYGUR TÜRKLERİ TESLİM EDİLİRSE BUNUN HESABINI SORARIZ”

Destici, konuşmasında, Avrupa'da yasayan Türklerin sorunların çözülmesini gerektiğini belirterek, "Avrupa'da yaşayan Türklerin sorunları çözülmüyor. Gittikçe sorunları derinleşiyor." dedi. Destici, Uygur Türkleri’nin yaşadığı faciaya da dikkat çekti. Tayland'daki Uygur Türklerinin Çin’e teslimini engellemek için cumhurbaşkanı ve başbakana çağrıda bulunan Destici, "Teslim edilirler ve ölümle sonuçlanır, bunun hesabını sizden sorarız. İki dünyada da elimiz yakanızdadır." uyarısında bulundu.


Haber Ara