Dolar

32,3301

Euro

35,0306

Altın

2.283,67

Bist

8.974,91

İşte CHP'nin Kürt sorunu çözümü!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Kürt sorununun çözümüne ilişkin açıklama yaptı

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-12-22 12:19:21

İşte CHP'nin Kürt sorunu çözümü!


Tanrıkulu, mecliste yaptığı açıklamada Kürt sorununun çözümünün en önemli unsurlarından birinin yeni bir anayasa olduğunu söyleyen Tanrıkulu, şunları söyledi:

DAVUTOĞLU'NUN İFADESİNİ İTİRAF OLARAK OKUMAK LAZIM

Dün (21 Aralık) Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni anayasa için önümüzdeki genel seçimlerinden sonra çalışmaya başlayacaklarını ifade etti. Öncelikle buradan başlamak lazım. Davutoğlu’nun bu ifadesini bir vaat olarak değil, bir itiraf olarak okumalıyız. Toplumun en temel ihtiyacı olan yeni bir anayasayı, geçmiş seçimler için kullanan AKP, yine aynı taktiğe başvuruyor. AKP, tıpkı Kürt meselesinin çözümünü seçimlere endekslediyse, başından beri yeni bir anayasa vaadiyle toplumu kandırmıştır ve kandırma girişimini de sürdürüyor.

FIRSAT ISKALANMIŞTIR

Kürt sorununa kalıcı çözümün en önemli unsurlarından biri, demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir perspektifle hazırlanacak olan yeni bir anayasadır. Ancak ne yazık ki mevcut ortamda yeni bir anayasanın hazırlanması fırsatı ıskalanmıştır. Diğer yandan yeni bir anayasanın toplumsal katmanlarda zemin ve karşılık bulabilmesi için de ciddi bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır. Bu zihniyet değişikliği zaruretinden hiçbir kesim azade değildir. Gerek devletin, bürokrasinin, iktidarın ve genel olarak siyaset kurumunun gerekse yanlış uygulamalar sonucu yaratılmış olan toplumsal kutuplaşmanın giderilmesi açısından bu kaçınılmazdır.

Ama ne yazık ki AKP bu kutuplaşmayı giderecek demokratik adımlar atmak bir yana, kutuplaştırmayı daha da derinleştirecek politikalara sarılıyor. Bu toplumun içine sığmayacağı bir gömleği ısrarla dayatıyor. AKP, yeni güvenlikçi yasalarla, antidemokratik uygulamalarla bunu sürdürüyor.

Türkiye’nin en önemli meselesi olan Kürt sorunu, eşit yurttaşlık ve demokrasi temelinde kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturulmalıdır. Ama AKP böyle bir zihniyetten uzaktır. Yeni bir anayasının önündeki en büyük engel, bizzat AKP’nin zihniyetidir.

2015'E UMUTLA GİRELİM

Biz “her şey ancak anayasayla çözülür” gibi bir yanılgı içinde de değiliz. Anayasa, toplumsal uzlaşı gerçekleştiği sürece anlamlıdır. Yoksa altta kutuplaşma, çatışma varken istediğiniz kadar yeni anayasa yapın, sorunları çözemezsiniz.

O yüzden Kürt sorunun tek çözüm yolu yeni bir Anayasa’yla birlikte toplumsal uzlaşının da sağlanmasından, devletin ve hükümetin ciddi bir zihniyet değişikliğine tabi tutulmasından geçer.

Biz CHP olarak Kürt sorununun çözümü konusunda bugüne kadar Meclis’e onlarca teklifte bulunduk. Benzer teklifler HDP’den de gelmiştir. Ama AKP muhalefetin bu olumlu adımlarının istisnasız tümünü elinin tersiyle itmiştir.

Şimdi AKP’yi bir kez daha sınıyoruz. Daha da doğrusu AKP’ye bir şans daha sunuyoruz ve diyoruz ki, işte Kürt sorununun çözümü konusunda onlarca öneri. Buyrun CHP’nin bu önerilerini, varsa sizin de önerileriniz, onları da ekleyelim ve 2015’e CHP’nin bu paketi sayesinde umutla girelim!

Kürt sorununun çözümü konusundaki her türlü adımı atmaya ve atılacak her türlü adımı desteklemeye hazırız. Yeter ki öneriler ve adımlar toplumsal barışa, kalıcı barışa, demokrasi ve özgürlüklere, eşitliğe hizmet etsin! Bizim tek şartımız budur! Barış, demokrasi, özgürlük ve eşitlik! CHP’nin süreç konusundaki temel talebi budur ve çözümün kalıcılaşması için de şeffaflaştırılması gerektiğini söylüyoruz. Bu açıdan Sayın Kılıçdaroğlu’nun Ocak 2013’te çözüm konusunda sunduğu “açık çek” hala geçerliliğini korumaktadır.

KOMİSYON ÖNERİYORUZ

Barışın sigortalanabilmesi için çözüm sürecinin kapalı kapılar ardından çıkarılıp TBMM’ye taşınması, tüm toplum kesimlerinin demokratik katılımının sağlanması bir zorunluluktur.

CHP, bu doğrultuda TBMM zemininde tüm partilerin eşit üye vereceği bir komisyon tarafından yol haritası belirlenecek, bağımsız olarak çalışacak bir “Toplumsal Mutabakat ve Ortak Akıl Heyeti Komisyonu” öneriyor.

İlk günden itibaren uyardığımız gibi, demokratik ve şeffaf yürütülmeyen bir süreçten, demokrasi, kalıcı barış ve özgürlük çıkmasının mümkün olmadığı her geçen gün daha net görülmektedir.

KANUN TEKLİFİMİZDEKİ MADDELER

Kanun Teklifimizde de görüleceği üzere CHP, hepimizin umudu olan çözümü ve kalıcı barışı AKP’nin günlük siyasi hesaplarına kurban etmeyecek somut ve gerçekçi çözüm perspektifinde ısrar etmeyi sürdürmektedir.

Bu çerçevede, ülkemizde temel hak ve hürriyetlerin etkin bir şekilde korunması ve Kürt sorununun barışçıl çözümü için vazgeçilmez bir şart olan demokratik zeminin oluşturulmasına yönelik olarak;

Demokratik temsilin sağlanabilmesi için milletvekili genel seçimlerinde barajın yüzde 3’e indirilmesi; belediye ve il genel meclisleri seçimlerinde ise barajın %17’lere çıkmasına yol açan “onda birlik baraj” uygulamasının kaldırılması,

Siyasetteki dil yasaklarının tamamen sona erdirilmesi, siyasi partilere devlet yardımının tüm siyasi partileri kapsayacak şekilde adil bir hale getirilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir “Toplumsal Mutabakat ve Ortak Akıl Heyeti Komisyonu"’nun oluşturulması, Geçmişte yaşanan acı ve travmaları hatırlatan isimleri taşıyan; meydan, bulvar, cadde, yol, sokak, park ve benzeri alanlar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait işletme, tesis, bina ve benzeri tüm yapıların ve kışlaların tespit edilmesi ve bu isimlerin değiştirilmesi amacıyla TBMM’de Komisyonu kurulması, Adları değiştirilen köy, bucak, ilçe ve diğer yerleşim yerleriyle coğrafi yerlerin eski adları, yeni adlarıyla birlikte kullanılması, Dersim olaylarının tüm boyutlarıyla araştırılması için Dersim arşivlerinin devletin ilgili tüm kurumlarından alınıp TBMM’de toplanarak halka ve araştırmacılara açılması, 21 Mart gününün Nevroz Bayramı olarak, tatil ilan edilmesi, Eski Diyarbakır Cezaevi’nin “İnsan Hakları ve Demokrasi Müzesi”ne dönüştürülmesi,
Koruculara kamuda başka alanlarda istihdam olanağı getirilerek, koruculuk sisteminin kaldırılması,
Boşaltılan yerleşim yerleri nedeniyle mağdur olan vatandaşlara yardım yapılmasını öngören 5233 Sayılı Yasa’nın yeniden düzenlenerek, mağduriyetlerin giderilmesi ve köye dönüşlerin önünün açılması,
Mayınlı arazilerin temizlenip, yoksul köylüye tarımsal faaliyetler için tahsis edilmesi, Demokrasilerin vazgeçilmez bir koşulu olan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin özgürce yapılabilmesi için gerekli değişikliklerinin yapılması, Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’ndaki ifade özgürlüğünü engelleyen hükümlerin kanun metinlerinden çıkarılması, Tutuklamaların cezaya dönüşmemesi için uzun tutukluluk sürelerinin kısaltılması, Davaların başka illere nakledilerek adil yargılamanın engellenmesine son verilmesi, Özel yetkili mahkemelerin verdiği kararlar için yeniden yargılama imkanının sağlanması, Polisin biber gazı kullanması ve orantısız şiddet uygulamasının önüne geçilmesi,
İşkence ve benzeri gayri insani suçlar nedeniyle Anayasa Mahkemesince veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince verilen tazminat kararlarının gerekirse Başbakana varıncaya kadar tüm sorumlulara rücu edilmesi, Temel Hak ve Hürriyetlerin kullanımı sırasında güvenlik görevlilerinin orantısız şiddetine maruz kalarak ölenlerin yakınlarına ve yaralananlara nakdi tazminat, aylık bağlanması, kamuda istihdam gibi hakların tanınması, Adil yargılamayı ve savunma hakkını engelleyen “gizli tanık” uygulamasına son verilmesi, Faili meçhul cinayetlerde zaman aşımının kaldırılması, Nefret suçlarının zamanaşımına uğramaması ve para cezasına çevrilmemesi, Darbe dönemlerinin mahkemesi olan DGM’lerce verilen kararlarda zamanaşımı süresinin yarı oranda düşürülmesi, Hukuka aykırı şekilde elde edilen kişisel verilerin imha edilerek, fişleme uygulamalarına son verilmesi, Ceza evlerinde soyut ve yoruma açık düzenlemelere dayanarak yapılan haksızlıkların engellenmesi, Hrant Dink’in adının İstanbul Şişli’de bir caddeye verilmesi, konularındaki Kanun Tekliflerimizi bir kez daha, bir paket olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve halkımızın takdirine sunuyoruz.

Meclis Araştırma Komisyonu kurulması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunmuş olduğumuz;

Geçmişte Yaşanan İnsan Hakları İhlallerinin Araştırılması,
Toplumsal Barışı Bozan Olayların ve Nedenlerinin Araştırılması,
Uludere / Roboski Katliamının Araştırılması,
Zorunlu Göçün Yarattığı Sorunların Araştırılması,
Faili Meçhul Cinayetlerin ve Kayıpların Araştırılması,
İşkence ve İşkencecilerin Araştırılması,
Yasadışı Dinlemelerin Araştırılması,
Fişlemelerin Araştırılması,
Seçim Sistemlerindeki Adaletsizliklerin Araştırılması,
Cezaevlerinde Yaşanan Hak İhalelerinin Araştırılması,
Cumartesi Annelerinin Taleplerinin Araştırılması,
Nefret Suçlarındaki Artışın Araştırılması,
Gerçekleri Araştırma Komisyonu Kurulması,
İşkence Mağdurları Aleyhinde Memura Mukavemet Suçlamasıyla Açılan Davalardaki Artışın araştırılması konularındaki önergelerimizin bazılarının AKP oylarıyla reddedilirken, çoğunun gündeme alınmayı beklediğini; 3 Mayıs 2013 tarihinde verdiğimiz Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’na konulan çekincelerin bugüne değin neden kaldırılmadığına ilişkin soru önergemizin ise hala yanıtlanmadığını TBMM üyelerine ve kamuoyuna bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.


Haber Ara