Dolar

32,5445

Euro

34,9009

Altın

2.427,23

Bist

9.645,02

“Biz örgütüz” demenin Zamancası

Yazar Ümit Şimşek yazısında cemaatin Tahşiyeciler operasyonu ile ilgili tutumlarını ele aldı

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-12-21 16:58:03

“Biz örgütüz” demenin Zamancası

Bir yandan Tahşiyecilere kurulan kumpasla bir ilgilerinin olmadığını iddia ederek kendisini temize çıkarmaya çalışan Cemaat, bir yandan da Tahşiyecileri suçlamaya kalkışıyor – hem de onlara isnad ettikleri suçun asılsız olduğunu itiraf ederek!

Cemaatin kanallarından birine çıkan eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, Tahşiyecilere yapılan operasyonu savundu. Cemaatin gazeteleri de bu savunmaya geniş şekilde yer verdi.

Fakat bu zoraki savunmada dikkat çeken tema, “Tahşiyeciler suç işlememişlerdi, ama işleyeceklerdi” tezi oldu.

Ardıç, Tahşiyecilerde silâh olmadığını itiraf ettikten sonra, “Ellerine imkân geçince silâhlanacaklardı” şeklinde bir gerekçeyle Tahşiyecilere karşı yapılan operasyonu savundu.

Zaman gazetesi bu habere geniş yer verirken, Cemaatin Batı’ya mesaj vermekle görevli yayın organı Today’s Zaman ise, haberi, “Tahşiyecilere yapılan baskın, önleyici bir operasyondu” başlığı altında verdi. Haberin metninde de Tahşiyeciler, “terörist el-Kaide ile bağlantılı grup” şeklinde tanımlandı.

Cemaat, bu telâşlı tavrıyla bazı soruları da kendi eliyle davet etmiş oldu:


“Suç işlemediler, ama ileride işleyebilirler” şeklindeki mantığı hangi hukuk sisteminden aldınız?


Madem Tahşiyecilere kurulan tuzakla bir ilginiz yoktu; öyleyse niçin yamyam hukukunda bile savunulmayacak böyle bir mantıkla Tahşiyecilere karşı kurulan tuzağı savunmaya kalkıyorsunuz?


İşlenmemiş bir suç sebebiyle hapse tıkılan bu insanların on yedi ay ailelerinden, çoluk çocuklarından, işlerinden koparılıp demir parmaklıklar arkasında kalmasını hangi vicdanla savunabiliyorsunuz? Bu insanlara yapılan haksızlıktan dolayı üzülmek, yahut hiç değilse üzülüyormuş gibi yapmak hiç mi aklınıza gelmiyor?


Zaman gazetesinin başındaki kişi gazetecilikle ilgisi olmayan bir suç sebebiyle dört gün nezarette itibarlı bir misafir gibi ağırlanıp sorgulandığı zaman bu “basına baskı” oluyorsa, ondan çok daha kıdemli bir gazeteci olan Mustafa Kaplan’ın, asılsızlığı polis müdürünün itirafıyla da sabit olan bir suç sebebiyle bir buçuk sene hapiste kalmasına ne isim veriyorsunuz? Eğer birer gazeteci olarak meslek namusundan bir nasibiniz varsa bu soruyu cevaplandırınız.


Meslek namusunu bir yana bırakalım; aşikâr bir suçu bu kadar saçma gerekçelerle ve telâşla savunmaya kalkarak örgüt olduğunuza dair delil verdiğinizi fark edecek kadarcık akıldan da mı nasibiniz yok?

ÜMİT ŞİMŞEK


Haber Ara