Dolar

32,5981

Euro

34,8100

Altın

2.509,08

Bist

9.471,40

Kırım'dan Türkiye'ye çağrı: Bizi ayırmayın, barıştırın

“Amacımız 1944’teki sürgünde yaşadığımız günleri tekrar yaşamak istemiyoruz.Nüfusumuzun yarısı yollarda öldü. O zaman bize ne Avrupa, ne de başkaları sahip çıktı. Savaş kolay değil, işte Suriye’de görüyoruz. Biz burada bir avuç insanız. Mücadelemizi yapacaksak burada siyasi olarak yapmalıyız. Bu konuda diaspora da ayırıcı değil, barıştırıcı olmalı. Benim Davutoğlu’ndan ricam bizi yalnız bırakmayın, barıştırın, ayırmayın ”

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-11-30 23:39:01

Kırım'dan Türkiye'ye çağrı: Bizi ayırmayın, barıştırın

Geçtiğimiz Mart ayında Ukrayna’dan ayrılarak Rusya’ya bağlanan Kırım’ı yerinde gözlemlemek gayesiyle İHH ve Uluslararası Mülteci Hakları Derneği ilebirlikte bölgeye gittik. Kırım Meclis Başkan YardımcısıRemzi İlyasoğlu ve Bahçesaray Belediye başkanı Rıfat Derderov ile görüşmeler yaptık. Her iki yönetici de Tatar asıllı Kırım vatandaşı. Ayrıca halkın içinden bir çok farklı kişiyle de görüştük. Hem Rusya yanlısı, hem Ukrayna yanlısı, hem de her iki ülkeyi de istemeyen farklı kişiler vardı görüşmelerimizin içinde. Mümkün olabildiğince tarafsız bir bakış açısıyla olayları yorumlamak gayesiyle yaptığımız bu görüşmelerin neticesinde Kırım halkını memnun etmek için atılan bazı adımları da gördük. Tabiki burada ‘Kırım’ halkının şöyle bir üzüntüsü de var. Kırım Tatar meclisinin yıllardır üyesi olan Mustafa Cemiloğlu’nun da Kiev’deolması ve Kırım’a girememesine de bir çok insan üzüntülü. Bu sorunun çözülmesini herkes istiyor. Cemiloğlu’nun Kiev’de olmasından dolayı buruk halk. Bu problemin bir an önce kazasız belasız bir şekilde tatlıya bağlanmasını istediklerini gördük.  
YÜZDE 97 OYLA UKRAYNA’DAN AYRILDI
Bir kere Kırım’ın kansız bir şekilde referandumda yüzde 97 oyla Ukrayna’dan ayrılıp Rusya’ya katılmak istemesi başlı başına bir haber konusuydu. Çünkü 23 yıldır Ukrayna, Kırım halkına ciddi bir sıkıntı vermemişti ama halktan dinlediğimiz kadarıyla camilerin yapımında ve dini eğitimde çok zorluklar çıkarıldığını duyduk. Ülkenin gelişimi adına da çok ciddi çalışmalar yapılmadığını gözlemledik. Özellikle yollar ve tarım alanlarında ticari ve sanayi alanlarda yatırım yapılmamış. 
Kırım halkı bir süre de Rusya’yı mı denemek istiyor? Bölgede neler oluyor? Bir kere; haberlerde duyduğumuz gibi Kırım’da çok şükür fiili bir çatışma ortamının olmadığını gördük. Ülkenin doğusundaki Donesk ve Luhans bölgelerindeki gibi çatışmaların yaşanmaması büyük bir şans. Hatırlatmakta fayda var, Kırım’ın yüzde 60’ı Rus. Yüzde 25’i Ukrayna’lı. Yüzde 15’i de Tatar.
300’E YAKIN CAMİDE MİNARE YOK
İlk olarak Kırım Meclis Başkanı Remzi İlyasoğlu’nu ziyaret ettik.İlyasoğlu, samimi bir Müslüman. Benim, Kırım, Ukrayna’dan ayrılıp Rusya’ya geçtikten sonra Müslümanların lehine hiçbir gelişme oldu mu? Soruma  şöyle cevap verdi: “23 yıldır Ukrayna bizi hep oyaladı. Müslüman Tatarlar için en önemli iki bayram Ramazan ve Kurban bayramlarını resmi tatil yapmadı. Fakat Kırım, Rusya’ya geçtikten 6 ay sonra Ramazan ve Kurban bayramlarında Kırım’da genel olarak resmi tatil. 5 gün Ramazan, 5 gün Kurban tatili. Ayrıca artık cami yapmak serbest. Hiçbir zorluk çıkartmıyorlar.” 
Kırım’da 300’e yakın camide minare yok. Ukrayna zamanında bu camilere minare yapmak için bile izin alamamışlar. Fakat şu anda yeni bir proje kapsamında Türkiye’den bazı iş adamlarının da desteğiyle minare projesi başlatılacakmış.
Remzioğlu, yeni süreci şöyle değerlendiriyor: “Dini bayramlarda tatilden sonra ana dilde eğitim hakkı da verildi. Ayrıca buradaki Tatarların evlerinin çoğu kaçaktı şu anda yapımına izin veriyorlar. Rusların hepsi değil, ama çoğu bizimle çalışmaya istekli. Kırım bizim vatanımız, toprağımız. Biz burada yaşayacağız.  11 Mart’ta Kırım Yukarı Şurası güzel bir karar aldı o kararda isteklerimizin yüzde doksanını kabul ettiler. Beraber çalışmaya başladık. Burada bizim amacımız resmi dil, sosyal ve kültürel hakların yaşatılması için mücadele veriyoruz .”
İHH’DAN DESTEK
İHH 1999’dan beri bölgede cami, kurban, ramazan, yetim ve Kırımlı öğrencilerin eğitim çalışmalarına destek vererek dertlerine derman oluyor. İHH ve Uluslarası mülteci hakları Derneği, Rusya ve Ukrayna’nın birbiriyle savaşması durumunda Kırım halkının haklarının zayi olmamasını önemsiyor. 
Kırım tatarlarının önde gelen bazı isimleri Kırım vatandaşlarının Türkiye’ye mülteci olarak gelmesi için uğraşıyor şeklindeki soruma Remzioğlu şöyle yanıt veriyor:
“Suriye’de savaş var ve oradan insanlar Türkiye’ye geliyor. Peki siz burada gezdiniz gördünüz, hiçbir savaş var mı? Herhangi bir sıkıntı yaşadınız mı? Kırım Tatarları vatanlarında kalacaklar. 350 bin Kırım Tatarı içinde böyle düşünen 500 kişi var. Ukrayna ve Avrupa’nın Rusya’yla olan savaşında Kırımlılar üzerinden bir takım provokasyonların olması bizi üzer. Çünkü ikinci defa bu topraklardan sürgün edilmemiz gelecek kuşakları mahveder. Biz topraklarımızı terketmeyeceğiz. Mustafa Ağa (Cemiloğlu) ona her zaman saygımız, hürmetimiz var o bir halk kahramanı ama bizimle birlikte hareket etmemesi bizi üzüyor. Hepimiz Kırım’da oturuyoruz. 
Ukrayna zamanlarında 23 yıl Tatar dili devlet dili olsun dedik. Yok dediler yapmadılar. 16 Mart’ta referandum sonrası 18 Mart’ta Putin, kanunu imzaladı. Kırım’da Tatarca ikinci resmi dil, devlet dili oldu. Ukrayna 23 yıl bizi oyaladı. Ama statü olarak verdiler. Üç dilde yazılacak. Rusça, Ukraynaca ve Tatarca. Ve bizim dilimiz unutulmayacak, gelişecek.’’ 
Ankara ile hükümetin iletişimine de değinen İlyasoğlu şunları söyledi:
“TÜRKİYE'Yİ ÇOK BEĞENİYORUZ”
“Kırım Haber Ajansı var. O, yani Kırım Haber Ajansı yaşanan durumları doğru yansıtmadığı için, iletişim kurulmasında zorluk çıkarttığı için iletişimi zor kuruyoruz. “ 
“6 ay içinde elbette çok iş yapamazsın. 100 yıl sonra burada ilk defa Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı resmi tatil oldu. 23 yıldır hallolmayan cami meselesi için Putin “kendim ilgileneceğim” diye yakınındaki kişilere söyledi. Bunun dışında gaz ve su problemi vardı. Üç ay içinde elektrik, su ve gazda mültecilere yüzde 50 indirim olacak. Sürgünden gelen ailelere ev yapımında öncelik hakkı verilmesi için çalışıyoruz. Kırım halkı sokaklara çıkıp ‘biz Ukrayna istemiyoruz’ demiyor ama süreci de dikkatle izliyoruz. Rusya’nın Tatarlara nasıl davranacağını, verilen sözlerin yerine getirilip getirilmeyeceğine bakacağız.’’
“Türkiye’den bir talebiniz var mı?” sorumuza ise;
“Türkiye’yi çok beğeniyoruz ve çok şey öğreniyoruz. Mesela Tataristan ve Türkiye çok güzel çalışıyor. 
Ahmet Davutoğlu ile kaç kere konuştuk, o kadar akıllı insan. Sözlerini tana tane koyup anlatan insan. Davutoğlu, Ukrayna zamanında da ‘Devleti kabul edin. Cumhurbaşkanı sizi çağırdığında bağırmayınız, gidiniz. Sivri hareketlerde bulunmayın’, böyle şeyler çok anlattı. Fakat Mustafa Ağa, Yanukoviçzamanında da hükümetle arası iyi değildi, şimdi de Rusya hükümetiyle değil. Cemiloğlu ve Kibarov sürekli muhalefet içindeydi. Türkiye ile Rusya arasında kalsak o zaman muhalefet etmeye gerek var. Fakat Ukrayna ile Rusya arasında neyi seçeceksiniz? Ne gerek var muhalefet etmeye…”
ÇATIŞMAYAN KAZANIR
 “Ahmet Davutoğlu’nun dedeleri Kırım Tatarı’dır bize öyle söyledi. Sabırlı olunuz. Her şey çözülür akılla hareket ediniz “ dedi. Telkinleri hep sabır üzerindendi. Çeçenya ve Tataristan 1990’lı yıllarda cenk etmeye başladı. Tataristan da cenk edecekti ama akıllı davranıp ilişki geliştirdi. Bugüne geldi. Çatışmayan kazanır. Çeçenya çarpıştı kaybetti, 1 milyona yakın insan öldü. Silahla çözüm olmuyor, biz de çözüm sürecinde gördük. Dindaşlarımız, kan kardeşlerimiz büyük milletler biz onları dinliyoruz. 1944’teki sürgünde yaşadığımız günleri tekrar yaşamak istemiyoruz. Nüfusumuzun yarısı yollarda öldü. O zaman bize ne Avrupa, ne de başkaları sahip çıktı. Savaş kolay değil. İşte Suriye’de görüyoruz. Biz burada bir avuç insanız. Mücadelemizi yapacaksak burada siyasi olarak yapmalıyız. Bu konuda diaspora da ayırıcı değil, barıştırıcı olmalı. Benim Davutoğlu’ndan ricam bizi yalnız bırakmayın, ayırmayın, barıştırın.”
KIRIM NOTLARI
Kanımca, Kırım Tatarları içinde Ukrayna yanında olanlar ve ‘Rusya’yı bir bekleyelim’ diyenler arasında ayrılık var. Türkiye’ye düşen bu ayrılığı giderici bir rol üstlenmek. Yani Tatarları bir araya toplamak, ikiye bölünmesini önlemek. Tatarlar birbiriyle çatışırsa bu kavgadan her zaman gâvur kârlı çıkar. Gâvurun ismi değişir ama zulmü değişmez.  Allah, Kırım halkı için hayırlı olanı nasip etsin.

Haber Ara