Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

Turgay Güler: Etyen Mahçupyan daha neler biliyordur neler!

Akşam Gazetesi yazarı Turgay Güler bugünkü yazısında hükümet-cemaat kavgasında Etyen Mahçupyan'ın söylediklerini ele aldı...

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-11-26 04:43:37

Turgay Güler: Etyen Mahçupyan daha neler biliyordur neler!

İşte Turgay Güler'in "Etyen Mahçupyan daha neler biliyordur neler!" başlıklı o yazısı:

Daha henüz dershane meselesi bile ortada yoktu.

Ama cemaatte kıpraşmalar çoktan başlamıştı bile.

Bir anket yaptırmışlardı.

“Cemaatin oyu ne kadar?” anketi!

“Tahmin et abi?” diye gelip soruyorlardı.

Yüz bin mi?

Suratlar düşüyordu.

“Ne yüz bini abi?” diyorlardı.

İki yüz, üç yüz, bir milyon…

Bu rakamların hepsine çok bozuluyorlar, “çık abi çık” diyorlardı.

Uzatmayayım, yaptırdıkları anketlerde cemaatin oyu on milyon çıkmış-mış!

Bir cemaat “bizim oyumuz ne kadar?” diye niçin anket yaptırır ki?

Şüphesiz “cemaat oy desteğini çekerse, Ak Parti biter” demek için!

Dahası bir şeylere hazırlandıkları için!

Sonra çok geçmeden Gezi olayları patlak verdi.

Cemaat bu kez bu anketleri sağda-solda herkesin gözüne sokmaya başladı.

Öylesine şımarmışlardı ki, kurdukları her cümle “biz olmasak” diye başlıyor, “biz neler biliyoruz” diye de devam ediyordu.

Gezi’de çevirdikleri numaraları bir kez daha zikredecek değilim.

Lakin sağda solda kurdukları şu cümleler sanırım hala hafızalarınızdadır.

“Burunları bir sürtülsün”!

Derken dershane meselesi gündeme geldi.

“Top sakallılar” sağda solda “göreceksiniz koluna kelepçeyi takacağız” demeye başladılar!

Sonbahar sıcak geçecekmiş!

Sol örgütler sokakları kan gölüne çevirecekmiş!

Gezi devede kulakmış!

Üç gram zekâlarıyla ortalığa korku salacaklarını düşündüler.

O günlerde Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı bizlerle özel olarak ilgilenmeye başladı!

Bildiğiniz “adam adama markaj” faaliyeti.

Defalarca ziyarete geldiler.

Üslubumdan duydukları rahatsızlığı kibarca dillendirip, aba altında sopa gösterdiler.

Ekrem Dumanlı kaç kez aradı hatırlamıyorum?

Biraz daha “yumuşak” yazmam için yalvarıyordu.

Netice alamayınca “amirlerimi” aradı.

Oradan da netice çıkmadı.

Bunu bir tek bana yapmıyorlardı.

Derken 17-25 Aralık geldi.

Artık açıktan tehdit ediyorlardı.

“Sizi kim kurtaracak?” diyorlardı.

“Şubat’ta bu iş tamam” diyorlar, seçime kadar bile sabredemiyorlardı.

Cemaatin yazar-çizer takımı birkaç gün sonra yayımlanacak tapeleri önceden anons ediyorlardı.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara