Dolar

32,5409

Euro

34,8821

Altın

2.431,88

Bist

9.771,81

'Baban, cennette kızım…'

2008 yılında İstanbul Davutpaşa’daki maytap atölyesi patlamasında hayatını kaybedenlerden biri de Kadir Cesur. Eşi Arzu Cesur için kocasını kaybı sonrası hayat hiç kolay olmamış. En zoruysa babasını hiç hatırlamayan kızına babasını anlatmak olmuş.

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-09-22 14:00:37

'Baban, cennette kızım…'

“Kızım bütün olayı biliyor. 3 yaşına kadar bir şey söylemedim, mezarlığa da götürmedim. 3 yaşında bir bayram günü götürdüm, anlattım, 'Bak kızım, baban burada yatıyor. Baban artık cennette, biz de onun yanına gideceğiz' dedim.”

İstanbul Esenler’de yaşayan Arzu Cesur’un 'Kızıma anlattım' dediği olay, 7 yıl önce İstanbul Davutpaşa’da resmi kayıtlara “iş kazası” olarak geçen maytap atölyesindeki patlama. Kent içinde olmaması gereken işyerindeki patlamada 21 kişi öldü, 115 kişi yaralandı.


Arzu Cesur’un eşi 33 yaşındaki Kadir Cesur da olayda hayatını kaybedenlerden.

Kadir Cesur 33 yaşındaydı.

“2 yıllık evliydik, kızım 21 aylıktı, eşimi sabah işe gönderdik. Saat 10:30 gibi kayınvalideme haber geliyor. Önce eşimin izini bulamadık hastane hastane dolaştık. Akşam 5’e doğru Güngören Hastanesi’nde bulduk. Eşimin şah damarına parça gelmiş. İki ayrı patlama olmuştu. Eşim ilk patlamadan sonra yardıma gidenler arasında. Dumandan insanlar boğulmasın diye camları kırarken ikinci patlamada balkonda hayatını kaybediyor.

31 Ocak 2008’de eşini kaybetmesinin ardından Arzu Cesur için hayat hiç kolay olmamış. Uzun süre psikolojik tedavi görmüş. Babasını hiç hatırlamayan kızını büyütmüş. Kızı şimdi 8 yaşında. Eşinin ailesi ile aynı binada yaşaması, patlamadan 3-4 ay sonra eşinin emekli maaşının bağlanması maddi olarak sıkıntı yaşamalarını engellemiş. İşin manevi yönü ise hiç kolay olmamış:
"5 yıl eşimle yaşadığım evde yatamadım. Kızıma babasını aratmamaya çalıştık. Son babalar günü zor geçti. Kızım babasına mektup yazdı. Mezarına gömdük. Mektup dayanılır gibi değildi. Kızım duygularını çoğunlukla kağıda döküyor. Beni kaybetme korkusu var. Tek başıma sokağa çıkmama izin vermiyor. 'Bize bir şey olursa beraber olalım anne' diyor."
7 yıl boyunca “kaza” hep Arzu Cesur’un gündeminde olmuş. Olaydan 2 yıl sonra ancak açılabilen dava için sokaklarda çaba gösteren ailelerden olmuş. Bütün mahkeme sürecini takip etmiş. 2014 Temmuz’unda verilen mahkeme kararı onu tatmin etmemiş:
"Bizi tatmin eden bir karar değildi. Bizim amacımız Zeytinburnu Belediye Başkanı’nın da ceza almasıydı. Başkan mahkemeye bile zor geldi. Dava sürecinde hakimler değişti, savcılar değişti. Hatta bilirkişi raporları bile yeniden yazıldı. Dava sürecinde gördüğüm baştakilerin korunduğuydu. Fatura işçilere kesildi. Orada olmasalardı, çalışmasalardıya kadar getirildi."

Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Zeytinburnu Belediyesi Zabıta Müdürü ve aynı belediyenin Ruhsat ve Denetim Müdürü’ne 7,5 yıl hapis cezası verdi. Bina sahipleri de 5’er yıl hapis cezası aldı. Kararları aile avukatları temyize taşıdı. Şimdi Yargıtay’ın kararı bekleniyor.

Arzu Cesur, Yargıtay kararının ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne davayı taşıyacaklarını söylüyor. Cesur’a göre, olayda kusuru bulunan belediye başkanı da ceza almalı:

"Ders alınsın istiyoruz bir belediye başkanı cezaevine girerse tüm belediye başkanları bundan ders alır. Denetimler yapılır, başka insanlar ölmez."

İrfan Bozan / AL JAZEERA

Haber Ara