Dolar

32,6021

Euro

34,8227

Altın

2.490,90

Bist

9.462,13

Türköne, Erdoğan'ı Erbakan'la vurdu!

Zaman Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne, bugünkü yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirdi...

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-09-19 03:12:16

Türköne, Erdoğan'ı Erbakan'la vurdu!

İşte Mümtazer Türköne'nin "Rantiyeci kim?" başlıklı o yazısı:

Rahmetli Erbakan yaşasaydı, işaret parmağını sallayarak “sizi gidi rantiyeciler sizi...” lafını Cumhurbaşkanı’nın alnına yapıştırırdı. Millî Görüş’ün alamet-i farikalarından biri ve en sağlam ekonomik vizyonu rant sektörü karşıtlığıydı.

Kaldı ki Erbakan’ın karşı çıktığı Rantiye, bugünkünün yanında devede kulaktı, büyük ölçüde finans sektörü ile ve faiz geliriyle sınırlıydı. Bugün Türkiye’de dört başı mamur şekilde devlet şemsiyesi altında yaratılan ve dağıtılan servetlerle dev bir rantiye sektörü saltanat sürüyor. Kavga da işte tam burada kopuyor.

Ekonomik sorunların siyasî rekabet üzerindeki belirleyiciliği artacak. Ne olacağını kestirmek için kişileri değil, ekonomik çıkar çatışmalarını takip etmelisiniz. Demek ki önümüzdeki aylarda daha fazla ekonomi konuşacağız. “Rant”, emek vermeden ve riske girmeden elde edilen kazanca deniyor. Emek vermeyip, riske girmeyince herhangi bir şey (hizmet veya mal) üretmiş olmuyorsunuz. Bu yüzden rant, sadece transfer yaparak, üretimde hiçbir artı değer oluşturmadan paranın birinden alınıp bir başkasının eline geçmesine deniyor. Havadan gelen kolay kazanç bu, ve bu havayı basma kapasitesi devlette mevcut. Devlet parmağını oynatınca büyük servetler bir yerden alınıp bir başka yere taşınıyor. Siyasetin en çekici tarafını devletin rant yaratma (olmayan bir şeyi meydana getirdiği için “yaratma” kelimesi dışında uygun bir karşılık yok) gücünü ele geçirmek ve böylece kestirmeden, servetin yeniden dağılımına hükmetmek ve böylece zenginliğe ulaşmak oluşturuyor. Siyasete, devlet rantı yaratmak ve sonra da dağıtmak faaliyeti olarak bakarsanız, siyasal alanda olup bitenlerin büyükçe bir kısmını anlamlandırmış ve açıklamış olursunuz. Mesela, müteahhitler politikaya neden bu kadar meraklıdır? Siyasî yolsuzluk-hırsızlık skandalları hep bu rant yaratma ve dağıtma faaliyetlerinde ortaya çıkıyor. Siyasetçi rant dağıtıyor, sonra bundan siyasî veya ekonomik çıkar sağlıyor. Siyasi çıkar, gücünü dağıttığı siyasî rantla finanse etmesi; diğeri ise komisyon, yani rüşvet alması. Bugün havuz medyası dediğimiz propaganda gücü için hiç kimse pamuk elini cebine sokmadı; sadece devletin rant dağıtma kapasitesi ile bu güç finanse edildi. Ucuz kamu bankası kredileri, büyük ihaleler, kent rantı bu propaganda makinesinin finansmanını açıklamıyor mu? Alın size bir örnek: Ataşehir’den bir mahalleyi alıp Ümraniye’ye bağlamanın, yerel ihtiyaçlarla bağını kuramazsınız; ancak 2,5 trilyon liraya yakın bir rantın dağıtımının yeniden düzenlendiği sonucunu kolaylıkla çıkartabilirsiniz. Siyasetin kendisini en fazla ciddiye aldığı, kılı kırk yardığı ve gözünü karartıp “millet ne der”e aldırmadan göstere göstere suistimal yaptığı sıradan bir örnek. Siyasetçi için 2,5 trilyonluk ranta hükmetmekten daha önemli ne olabilir? Kaç kişinin bu mesele için devreye girdiğini ve ne sözler verildiğini varın tahmin edin. Bu kadar basit bir karar ile büyük servetlerin yani rantın sahipleri değişecek.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara