Dolar

32,3670

Euro

34,9723

Altın

2.325,54

Bist

9.148,94

Yahudileri korumak için kendilerini feda eden Müslümanlar

Washingtonpost bugün Yahudileri korumak için kendilerini feda eden ve 2. dünya savaşında Nazilerle savaşan Müslümanlar ile ilgili bir makale yayınladı. Yakın tarih ile ilgili dikkat çeken bu hikayeyi siz TİMETURK okurları için yayınlıyoruz

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-09-09 14:33:59

Yahudileri korumak için kendilerini feda eden Müslümanlar


TIMETURK / HABER MERKEZİ

Michael Wolfe *


Nur Inayat Han oldukça sıradışı bir hayat yaşadı. 1914 yılında Hintli Sufi asil bir ailede doğdu ve Perry Baker isimli Amerikalı üvey bir kız kardeşi vardı. Çocukken ailesiyle Tolstoy'un oğluna ait bir arabayla devrimci Moskova'daki kaostan kaçtılar. Paris'te babasının öğrencileri ile dolu bir malikanede büyüdü. Han, Arp ve Veena virtüözü oldu,batılılar gibi giyindi, Sorbonne'dan mezun oldu ve çocuk masalları konulu bir kitap yayınladı. Bunların hepsini 25 yaşından önce yaptı.

Bir yıl sonra 1940 Mayıs ayında Almanlar Paris'i işgal etti. Han, annesi, erkek kardeşi ve kız kardeşi ile Bordeaux'dan İngiltere'ye son tekneye yetişmek için diğer milyonlarca kişinin yaptığı gibi oradan kaçtı. 1942 yılında Pariste Churchill'in İngiliz Özel Servis'inde (SEO) telsizci olarak işe alındı. İngiltere D-Day işgalleri için hazırlanırken, gizli çabaları Fransız altyapısına destek verdi. SOE ajanları arasında telsiz operatörü herkesten daha tehlikeli bir göreve sahiptir çünkü işgal yetkilileri sinyallerini yakalama konusunda uzmandırlar. Paris'te bir telgrafçının ortalama yaşam süresi altı hafta olmuştur.

Han' ın hizmeti 1943 Haziran'ından yakalanana ve Ekim ayında Gestapo tarafından tutuklanana kadar devam etti. Şaşırtıcı yaşamı ve 1944 yılında Almanya'nın Dachau esir kampında öldürülmesi PBS filmin (http://www.enemyofthereich.com/) konusu olmuştur. Onun hikayesini araştırırken Müttefik davasına cesurca hizmet eden ve bazen kendini kurban eden çok sayıda Müslüman karşıma çıktı. Tarih onların cesur kahramanlık örnekleri ile ve Nazileri yenmek için aldıkları saliselik kararlarla dolu.

Paris Türk büyükelçisi Behiç Erkin, binlerce Yahudiye vatandaşlık ve pasaport verdi. Ayrıca Avrupa'da demiryolu aracılığı ile tahliyelerini ayarladı. Marsilya'da Türk konsolosu Necdet Kent, 80 Türk Yahudinin Almanya'ya sevkiyatını engelledi ve Fransa'ya sağ salim dönmelerine yardımcı oldu.

Paris İran konsolosluğu görevindeki Abdül Hüseyin Sardari binlerce Yahudinin Nazi esaretinden kaçmasına yardım etti. Daha sonra İranlı Schindler lakabıyla Almanları, İranlıların Aryan olduğuna ve Cyrus'tan beri İran'da bulunan Yahudilerin İranlı olduğuna ve bu yüzden zulüm etmemeleri için ikna etti. Daha sonra da İranlı olmayan yüzlerce Yahudiye İran pasaportu verdi ve hayatlarını kurtardı.

Paris dışında yer alan Müslüman Fransız Hastanesi Tunus eş-direktörü Ahmed Somia, gizli silah yerleri ayarladı, radyo yayınlarını kolaylaştırdı, yaralı direniş savaşçılarını tedavi ettirdi ve birçok ABD ve İngiliz pilotuna Gestapo ve Fransız jandarmalarının gitmeye çekindiği sahte koğuşlarda saklayarak yardım etti.

Han ölümünden sonra en yüksek İngiliz ve Fransız sivil ve askeri törenle anıldı. Tarihin kaydettiği bu en büyük gönüllü orduda, Budistler ve Hindular gibi Müslümanlar da (gücünün yaklaşık üçte biri) önemli bir rol aldı. Savaş sırasında Başkan Roosevelt'e yazılan bir mektupta Churchill, Müslümanların yardım ettiğine dikkat çekmiştir. 1944 ve 1945 arasında Afrika'nın Fransız Ordusu, Gaulle'ün Özgür Fransız Kuvvetlerine katıldı ve sayı 260.000 kişiye ulaştı, bunların yüzde 50'si Kuzey Afrikalı ve büyük çoğunluğu Müslümandı. Bu kuvvetler İtalya'yı aldı ve Güney Fransa'nın özgürlüğünü almasına yardımcı oldular. Amerikalı tarihçi Juan Cole'a göre koyu tenli Afrikalılarla savaşmak birçok Alman askerini korkuttu.

Doğu Avrupa'da çok daha fazla örnek var.Örneğin Balkanlarda 2. Dünya savaşından önce Arnavutlukta sadece 200 Yahudi yaşıyordu. Ancak savaşın sonuna kadar ülkede yaklaşık 2000 Yahudi yaşadı, çünkü çoğunluğu Yunanistan'a, Avusturalya'ya ve Avrupa'da yer alan ağırlıklı Müslüman nüfusun bulunduğu, onları koruyup saklayan diğer bölgelere kaçtı.

Juan Cole'un D-Day'in 70. yıl dönümünde dediği gibi ; Batı sömürgeciliğinin kızgınlığı üzerinden az sayıda Müslüman anlaşmaya destek verirken alternatif bir merkezi gücün bağımsızlıklarına yardım edeceğini umuyor. Müttefiklere destek vermeyen Müslümanlarla karşılaştırıldığında sayıları çok az... Ancak etkin bir şekilde onların adına savaştılar.

Tarih kitaplarında ortaya çıkan bu hikayeleri kurtarmak belgesel film yapımcılarının işi. Han'ın ve diğerlerinin hikayeleri şimdiki modern Orta Doğu tarihi ile zıtlık içinde. Arap ,Türk,İran yada İsrail camiası kendine has sebeplerle Müslüman-Yahudi işbirliği hakkındaki hikayeleri tarihe gömmek istiyorlar. Ama bu hikayeler hatırlanmalı ve onur duyulmalı. Nur Inayat Han'ın hikayesi ile bunu başardığımızı düşünüyorum.

*Michael Wolfe şiir, kurgu, seyahat ve tarih sahasında eser vermiş Müslüman bir yazar. 1993 yılında Mekke'ye yaptığı Haccı kaleme aldığı Hac kitabı, Grove Press yayınları arasından çıktı. Wolf, Amerika'da meydana gelen 11 Eylül olayına ilişkin yöneltilen eleştirilere Müslüman yazarların cevaplarını bir kitapta topladı ve 2003 Wilbur Ödülü'nü kazandı.

BU MAKALE AYŞE AYDIN TARAFINDAN TİMETURK İÇİN TERCÜME EDİLMİŞTİR

MAKALEYİ KAYNAĞINDAN OKUMAK İÇİN

MİCHAEL WOLFE İLE İLGİLİ HABERİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Haber Ara