Dolar

32,5301

Euro

34,9859

Altın

2.433,27

Bist

9.800,21

Filistinli aile İstanbul'da kavuşacak

Onlar; Kudüs, Gazze ve Türkiye arasında kalmış, 20 yılda ancak bir kez biraraya gelebilmiş Filistinli bir aile... Baba ve anne Gazze’de, beş çocuk Kudüs’te, biriyse Türkiye’de yaşıyor. Aile ne Kudüs’te ne Gazze’de biraraya gelebiliyor, ancak üçüncü bir ülkede buluşabiliyor.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-08-28 09:51:08

Filistinli aile İstanbul'da kavuşacak

Zekeriya Lütfi Necip, Filistinli, 58 yaşında. Üç kez cezaevine girdi, 22 yılını İsrail hapishanelerinde geçirdi. Son olarak 1994 yılında, Filistinli mahkûmlarla takas etmek üzere bir İsrail askerini kaçırdıkları için 17 yıl hapis yattı. İşkence gördü, çok ağır cezaevi şartlarında yaşam mücadelesi verdi. Takas için İsrailli askeri kaçırıp hapis yatan Necip yine bir takasla özgürlüğe kavuştu. Hamas’ın elinde tutulan esir İsrail askeri Gilad Şalit için yapılan takas anlaşması ile 2011 yılında serbest bırakıldı.

Eşi hapisteyken anne Hitam Necip ise altı çocuğuyla Kudüs’teydi. Çocuklarını tek başına büyüttü, eğitimlerini tamamlaması için çalıştı. Eşini özgürlüğüne kavuştuktan ancak bir ay sonra görebildi. Bütün ailenin biraraya gelip, babalarıyla buluşması ise özgürlükten ancak bir buçuk yıl sonra olabildi. Aile, ortanca kızları Alaa’nın düğünü için Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde buluştu. Çünkü baba Kudüs’e gidemediği, ailenin diğer üyeleri ise Gazze’ye giremediği için düğün ancak üçüncü bir ülkede olabildi. Tüm ailenin biraraya gelmesi için üçüncü bir ülkede buluşmaları tek çare.

Aile bir kez daha dağıldı


Lütfi Necip Gazze’ye gönderildikten sonra 51 yaşındaki eşi Hitam Necip, altı çocuğunu Kudüs’te bırakıp Gazze’ye taşındı. Hitam Necip bu durumun çocuklar için büyük bir yıkım olduğunu söylüyor. Çocuklar, yıllardır babalarından uzak yaşamaya alışmışlardı ancak anneleri her daim yanlarındaydı. Anne Necip ise 17 yıl sonra eşine kavuştu ama çocuklarından ayrılmak zorunda kaldı. Onun için de bu tercih kolay olmadı:

“O ayrılığın açtığı yara anlatılmaz. Çok acı çektim. Çocuklarım ve torunlarımla vedalaşırken bayılıp düştüm. O kadar acı bir durumdu bizim için.”

Babasının serbest kalacağını ilk Alaa öğrendi

Annesi Gazze’ye babasının yanına taşındıktan bir süre sonra Alaa da babasıyla birlikte hapis yatan arkadaşı, kendisinden 24 yaş büyük Cihat Yağmur ile evlendi ve Türkiye’ye yerleşti. Aile bir kez daha ayrıldı.

Alaa, hayatının Kudüs'te babasına, Mescid-i Aksa'ya ve bütün Filistinlilere yapılan haksızlıklara karşı mücadele ile geçtiğini, bu yüzden hukuk fakültesi okuduğunu söylüyor:

“Babamın avukatının yanında çalışıyordum. Hapistan çıkarılacağını ilk öğrenen de ben oldum. Hiç beklemiyorduk. Babam bile beklemiyordu. İsimleri okurken Zekeriya Necip ismini görünce şok oldum. ‘İmkânsız’ dedim. Hayal gördüğümü zannettim. Sonra ismin karşısında Gazze’ye uzaklaştırma yazısını gördüm. 'Olamaz olamaz' diyerek ağlamaya başladım. Bunu nasıl anneme anlatacaktım. Babam Gazze’ye giderse onu göremezdik. Oraya bizim gitmemiz imkânsızdı.”

Acı ve sevinç bir arada

Baba Necip ise hapisten çıkacağını öğrenince hüzün ve sevinci bir arada yaşadığını söylüyor. Gazze’ye gönderilmem İsrail’in cezasının bir parçası olarak kabul ediyor.

“Aslında hislerim karmaşıktı. Acı ve sevinç arasındaydı. Bu mezardan çıkacağım, özgür olacağım için mutluydum. Ancak içeride kardeşlerimi bırakacağım için acı çekiyordum. Bu duygu bana acı veriyordu. Ve Gazze’ye gideceğimi öğrenince ise yine acı hissettim. Ailemden, evimden, eşimden, çocuklarımdan ve Kudüs’ten ayrı olacaktım.”

Necip ailesinin 17 yıl boyunca birkaç cezaevi değiştiren babalarını her görmeye gidişleri Alaa’nın tanımı ile 'zulüm gibiydi'. 40 dakikalık görüş için birkaç kontrol noktası geçerek bir gün boyunca süren yolculuklar yaptılar. Bazen bütün bu yolculuk sonrası İsrail tarafından sebepsiz olarak ziyaretlerin iptal edildiğini anlatıyorlar. Görebildikleri zaman ise babalarına dokunamadılar, kucaklayamadılar. Ailenin anlatımlarına göre, son ziyarette İsrail askerlerinin Alaa’dan zorla feracesini çıkarmasını istemeleri üzerine Alaa ve kız kardeşi iki yıl boyunca babalarını görmeye gidemedi.

Bir saatlik yolu üç günde aştılar


Cezaevi süreci bitince, aile için bu kez başka bir engel oluştu; Gazze’ye gitmenin yollarını düşünmeye başladılar. Gazze ile Kudüs arası normalde bir saatti. Ancak İsrail Gazze’yi abluka altında tuttuğu için Gazze’ye giriş çıkış yasaktı. Esir takasının ardından Necip ailesi gibi yakınları Gazze’ye gönderilenler, Kızılhaç vasıtasıyla İsrail’den Gazze’ye giriş vizesi talep ettiler. Ancak İsrail'in bunu kabul etmediğini söylüyorlar. Bu yüzden Hitam Necip bir saat uzaklıktaki Gazze’ye Kızıldeniz’i aşıp Mısır üzerinden geçti. Bu yolculuk ise üç gün sürdü.

Ailesi üç parçaya bölünmüş olan Hitam Necip zaman zaman çocuklarını görebilmek için günler süren bu yolculuğa katlanıyor ve Kudüs’e gidiyor. 7 Temmuz’da İsrail Gazze’ye saldırdığında yine Kudüs’teydi. Savaş sırasında da Gazze’ye gidemedi. Bütün ailenin babaları için çok endişelendiğini söyleyen Alaa o günleri şöyle anlatıyor:

“Babamın tek başında Gazze’de bombardıman altında olması çok zordu, benim geçirdiğim en zor ramazan ayıydı. Hayatımın çok kötü anlarını yaşattı bana. Evinin yakınına füze düştü. Sürekli telefon başındaydım bazen cevap veriyor bazen de cevap vermiyordu. Uyuyamadım, yemek yiyemedim günlerce.”

20 yıl sonra Türkiye’de buluşuyorlar

Lütfi Necip savaşın 39. günü ateşkes olunca Gazze’den çıkabildi ve çocuklarını ve eşini görmek için Türkiye’ye geldi. Eşi de ardından İstanbul’a geldi.

Şimdi Kurban Bayram için Kudüs’ten gelecek diğer çocuklarını bekliyorlar. Necip ailesi Alaa’nın düğününden iki yıl sonra bu kez Türkiye’de eksiksiz bir araya gelecek. Bütün aile 20 yılda ancak ikinci kez ve yine üçüncü bir ülkede buluşabilecek.

Sümeyye Ertekin / Al Jazeera

Haber Ara