Gabriel, başkent Berlin'de Türkler'in yoğun yaşadığı Kreuzberg semtinde 11 Ağustos'ta yangın çıkan Mevlana Camisi'ni ziyaret etti.
Berlin İslam Federasyonu Başkanı Fazlı Altın ve cami yetkililerinden bilgi alan Gabriel, daha sonra yangının çıktığı bölümde incelemelerde bulundu.
Gabriel, ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, dünyanın diğer ülkelerinde olan ihtilafların Almanya'ya taşınmasını istemediklerini belirterek, Almanya'da barış içinde birlikte yaşamak için sinyal verilmesi ve kültürler arası mücadelenin olmaması gerektiğini ifade etti.
Kendisiyle birlikte Yahudi cemaati temsilcilerinin de camiye ziyarette bulunduğuna işaret eden Gabriel, "Bir kaç hafta önce Müslümanlar Merkez Konseyi (ZDM) nasıl Yahudi düşmanı sözlere karşı çıkmışsa, aynı şekilde bu ülkenin Yahudileri, Hristiyanları ve demokratları da bu tür saldırılara karşı duruyorlar" dedi.
"Kiliseye, ibadethaneye, camiye, tapınağa veya sinagoga yapılan saldırı, toplumun merkezine yapılmış bir saldırıdır" diyen Gabriel, burada barış ve birliktelik için bulunulduğunun gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
ZMD Başkanı Aiman Mazyek de, Almanya'da bir hafta içinde iki caminin ve Wuppertal kentinde bir sinagogun kundaklandığını hatırlatarak, "Bundan dolayı çok sarsıldık. Bunu ağır bir şekilde kınıyoruz" ifadesini kullandı.
Dinler ve grupların arasının açılmasına izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan Mazyek, Gabriel'in Mevlana Camisi'yi ziyaret etmesinden dolayı teşekkür etti.
Berlin İslam Federasyonu Başkanı Altın da, bu konunun sadece Müslümanların sorunu olmadığını vurgulayarak, "Bu sorunu birlikte çözmemiz lazım. Gabriel'in ziyaretinden memnun olduk. Gösterdiği ilgiyi değerli buluyoruz" dedi.
Gabriel'in camiyi ziyaret etmesinden dolayı memnuniyetini dile getiren Altın, "Sevinçler paylaşıldıkça artar, üzüntüler paylaşıldıkça azalır" sözünü hatırlatarak, "Bu ziyaret üzüntümüzü azalttı. Teşekkür ediyorum" ifadesini kullandı.
Almanya İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya da, Mevlana Camisi'nin Berlinliler'in camisi olduğunu belirterek, "Yangın sebebini henüz bilmiyoruz. Bunu güvenlik makamları açıklığa kavuşturacak. Bundan bağımsız olarak hepimiz birlikte durmamız lazım. İbadethaneler özel olarak korunması gereken yerler. Bunlar barışın ve birlikte yaşamın yerleri" dedi.
Müslümanların üzüntüsünü paylaşan Gabriel'in ziyaretini önemli bulduğunu ifade eden Kızılkaya, zor zamanlarda birlikte durulması gerektiğini kaydetti.
Almanya'da son bir hafta içinde üç caminin yanmasının endişe verici bir durum olduğunu ifade eden Kızılkaya, olayların meydana geldiği hafta toplumdan ve siyasetten bir tepki gelmemesinden yakındı.
Gabriel'in ziyaretinin toplum için güzel bir mesaj olmasını ümit ettiğini belirten Kızılkaya, "Biz bir toplumuz. Bu toplum sadece Hristiyanlardan değil, Yahudi'si de var, Müslümanı da var, inananı ve inanmayanı var. Bu toplumun tümü Almanya'nın bir parçasıdır. Bunun bilincinde olmamız lazım ve toplum olarak birlik ve beraberlik içerisinde daha huzurlu ortam için gayret etmemiz lazım. Bunun için de siyasetten güçlü sinyallere ihtiyaç vardı. Sayın Başbakan Yardımcısı geldi, camiyi gezdi, sıkıntıları dinledi ve en azından bize acımızı ve endişemizi paylaştığını gösterdi" diye konuştu.
"Umarız bundan sonra İslam karşıtı konular da siyasetin gündemine gelir. Siyaset ve medya diline dikkat eder, herkes üzerine düşeni yapar. Daha huzurlu bir ortam için bir katkıda bulunur" diyen Kızılkaya, İslam'a karşı yapılan saldırıların suç istatistiğinde özel olarak kayda alınmasını istedi.
Müslümanların Almanya'ya zenginlik kattığını ifade eden Kızılkaya, Almanya'da camilere saldırıların artmasının dikkat çekici olduğunu kaydetti.
Kızılkaya, Müslümanların kimseye zarar vermediğini ve huzur içinde ibadetlerini yapmak istediğini vurgulayarak, siyasetçilerin toplumda, bu şekildeki İslam'a karşı haksız eleştirilerin en azından önüne geçmesi için tedbirler araması gerektiğini belirtti.
Mevlana Camisi'nde 11 Ağustos akşamı inşaatı devam eden bölümde yangın çıkmış, Berlin polisi de yaptığı incelemeler sonucunda yanıcı sıvı madde izine rastlandığını açıklamıştı.
