Dolar

32,5193

Euro

34,7717

Altın

2.495,68

Bist

9.524,59

Şikayet etmeden zulme direndiler

İsrail işgali altında 46 yıldır zulüm gören Filistin halkının özgürlük mücadelesine pek çok Türkiyeli de ortak oldu. 1980'li yıllarda aktif savaşın içinde yer alanlardan biri olan Yazar Adil Okay, 'Savaşla büyüyen çocuklar şikayet etmeden direniyorlardı. Onların şikayet etmeyerek zulme direnişlerine hayran kaldım' diyor.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-07-27 12:01:33

Şikayet etmeden zulme direndiler

45 yıldır İsrail işgali altında bulunan Filistin, yeniden bombalanmaya başladı. 7 Temmuz'dan bu yana barut kokusunun eksik olmadığı Gazze semaları, 700'den fazla vatandaşının ölümüne de tanıklık etti. 1980'li yıllarda pek çok Türkiyeli, bölgeye yeniden bahar gelmesi için Filistin'e giderek aktif olarak savaşmıştı. Filistin'in kurtuluşu için mücadele ettiklerini anlatan Yazar Adil Okay, 12 Eylül darbesinden sonra Lübnan'daki Filistin kamplarına gittiğini söylüyor. İllegal yollardan Lübnan'daki kamplara ulaşan Okay, o dönem Filistinli liderlerden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin kurucusu Corc Habaş'ın yanında yer aldı.

ARKADAŞLARIMI KAYBETTİM

Lübnan'daki kamplarda nöbet tutmaktan uçaksavar kullanmaya, patates soymaktan yemek yapmaya kadar Filistinli askerler gibi mücadele verdiklerini anlatan Okay, 'Filistinli askerler, onların devrimine hizmet için yanlarında olduğumuzu biliyor, bize bu nedenle özel bir saygı gösteriyorlardı' diyor. Beyrut'tan başlayarak Güney'e yani İsrail sınırlarına kadar pek çok kampta kalan Okay, 'Bir yıldan fazla süreyle Beyrut, Seyda, Sur, Reşadiye kasabası ve tam güneyde Kana kasabasında ve dağ başlarında kaldım. İsrail saldırıları hiç durmadı. Denizden, karadan ve havadan sürekli Filistin kamplarını, yerleşim bölgelerini bombalıyorlardı. Bu süreçte birçok arkadaşımı kaybettim' diye belirtiyor.

DİRENİŞE HAYRAN KALDIM

Reşadiye kampında geçirdiği ayları hiç unutamıyor Okay. Filistin halkıyla iç içe günler geçirdiklerini söylüyor ve ekliyor: 'Ailelerle, savaşta büyüyen çocuklarla, vakti sığınakta geçen ama şikayet etmeyen insanlarla bir aradaydım. Onların şikayet etmeyerek zulme direnişlerine hayran kaldım.'

BAŞIMIZDAN TOPLAR YAĞDI

Filistin kamplarında bulunduğu sürede yaşadıklarını gün gün not almış Okay. Aradan 25 yıl geçtikten sonra da günlükleri yayınlamış. Reşadiye Mülteci Kasabasında 29 Nisan 1981 tarihinde meydana gelen bir olayın sayfasını paylaşıyor bizimle. Ölümün kıyısından döndüklerini yazan Okay, 'Sabah erken saatte yeni kampın yakınlarına gittik. Bir süre sonra büyük bir sesle uyandım. Mukavmiciler İsrail'e roket atıyordu. Daha sonra çok yakınımıza bir top düştü, yüzükoyun uzanıp korunmaya çalıştık. Kalkıp sığınak aradık, bulamadık. Yer bulduğumuzda burası hangimize yetecek diye gülmeye başladık. Kahkaha attığımız sırada çok yakınımıza bir top daha düştü. Biraz sonra on metre ya gittik ya gitmedik doğru üstümüze ıslık çalarak bir top daha geldi. Sesinden havaya uçacağımız hissini veren topun şarapnel parçaları elbisemizi yalayarak geçti. Başımızın ucuna saplanan metal parçalardan dumanlar çıkıyordu.'

Yer değiştirip bombalardan kurtuldular

Arkadaşlarıyla birlikte uçakları beklerken bu kez de İsrail havan toplarının ateşlenmeye başladığını anlatan Okay, 'Toplar Reşadiye'nin çevresini dövmeye başladı. Arkadaşlarımızın yerini hassas dürbün ve casuslar aracılığıyla öğrenen İsrail askerleri, onların bulunduğu yeri bombaladı. Çok endişelendik. Bir saat sonra sağ oldukları haberini aldık, yer değiştirerek bombardımandan kurtulmuşlardı' diye anlatıyor.

HEP AYNI İKİYÜZLÜ KINAMALAR

İsrail'in yarım yüzyıldır sürdürdüğü katliamlar sonrası Batı ve ABD'nin hep aynı ikiyüzlü açıklamaları yaptığını söylüyor Okay. Sözde kınama ve ateşkes çağrılarının bir işe yaramadığını anlatan Okay, '1948'den sonra Almanların Yahudi soykırımı bahane edilerek bugünkü Siyonist Devlet, oraya yerleştirildi. Yapay bir devlet olan İsrail, ABD'nin veya İngiltere'nin minyatür hali olarak değerlendirilebilir. Elbette Yahudi halkıyla sorunumuz yok. İsrail'de ve dünyanın birçok yerinde barış yanlısı Yahudiler saldırıları protesto ediyor. Belki de tersi olsaydı, yani Filistinliler Siyonist İsrail devletinin yerinde olsa ve katliam yapsaydı bu kez onları desteklerdik' diyor.

ÖLENLERİN SORUMLUSU İSRAİL'DİR

İsrail'in Filistinli tüm örgütlerin ittifakından rahatsız olduğunu belirten Okay, bunu 'Batı'nın ikiyüzlü demokrasi anlayışı da İsrail politikasıyla aynı. Örneğin Temsili demokrasi'yi savunuyorlar. Ama Gazze'de ve Mısır'da kendi istedikleri sonuç çıkmayınca kendi demokrasi anlayışlarını bile çiğniyorlar. Seçim sonuçlarını kabul etmiyorlar' sözleriyle açıklıyor. Gazze'de direnen Filistinli örgütlerin neden İsrail'e roket atıyor diye sormanın baştan yanlış ve ön yargılı olduğunu söyleyen Okay, 'Eviniz işgal altındaysa, her an, her dakika siz zaten saldırıya uğruyorsunuz demektir. Ve yaptığınız her karşı saldırı meşrudur. Bu saldırılarda kazayla ölen İsrailli sivillerin de sorumlusu yine aynı işgalci güç yani İsrail devletidir. Diğer yandan 'Hamas olmasaydı, Hamas roket atmasaydı' gibi yaklaşımlar da bilimsel gerçeği yansıtmıyor. Hamas yokken de İsrail işgali sürdürüyor ve katliamlara devam ediyordu' diyor.

İsrail çekilmezse barış olmaz

İsrail Filistin topraklarından çekilmezse barış olmayacağını söyleyen Okay, 'Bölgede sürekli savaş olsun isteniyor' diyor. Filistin barışı için halkların, hükümetleri sıkıştırması gerektiğini savunan Okay, 'Londra'da 50 bin insan İsrail'i protesto için sokaklara döküldü. Onbinlerce Yahudi siyonizmi mitinglerde telin etti' sözleriyle örnek gösteriyor.

SİLAHLI EĞİTİM ALDIK

Filistin Kurtuluş Örgütü'yle birlikte 12 Ekim 1969 yılında Türkiye'den Suriye'ye ardından da Ürdün'e giden Mehmet Yalçıner, 1970 yılının Mart ayında yurda döndü. 5-6 ay süreyle Doğu Şeria'da kalan Yalçıner, 'Önce Zarka yakınlarındaki El Fetih kampında silahlı eğitim gördük. Sonra El Fetih'in ilk kez direnerek İsrail'i püskürtüğü El Karame yakınlarındaki üsse taşındık' diyor. Üssün üç İsrail uçağı tarafından bombalandığını anlatan Yalçıner, 'Uçaksavarlarla kendimizi savunduk. Sonrasında basmaya gittiğimiz bir İsrail karakolu yakınlarındaki mayınlar patlatıldı, oradan birkaç zayiat vererek döndük' diyor. Yalçıner: 'Ulusların örgütlü direnişi korku salar. Filistin halkının örgütlü direnişi İsrail'in korkulu rüyası' şeklinde açıklıyor.

AYBİKE EROĞLU / YENİ ŞAFAK

Haber Ara