Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

Akademik dünya örgütlü değil

Akademik dünya örgütlü değil

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-06-29 08:16:41

Akademik dünya örgütlü değil
" YILDIZ AKTAŞ Â­â€" Üniversitelerde akademik ve idari personelin, sendikalaşma oranın yaklaşık yüzde 30 olduğu bildirildi.

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanvekili Ahmet Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırma Vakfı'nan (SETA), "Geçmişten Günümüze Türkiye'de Akademik Özgürlük Başlıklı" analizinin geçen hafta yapılan toplantıda tartışıldığını anımsatarak, akademik özgürlüklerin sendikalaşma hakkından bağımsız düşünülemeyeceğini dile getirdi.

Kapitalist sistemlerde hakkın verilmeyeceğini alınacağını belirten Özer, eğitimcilerin örgütlü olmaları ve bir araya gelmeleri halinde, toplu sözleşme dönemlerinde hükümetler üzerinde bu gücü kullanarak haklarını alabileceğini söyledi.

Özellikle eğitim camiasının hakkını almadığını ifade eden Özer, ekonomik açıdan kıyaslandığında Türkiye'deki eğitimcilerin durumunun, eşdeğer ülkeler, Avrupa Birliği ve OECD ülkelerinden çok gerilerde olduğunu söyledi.

OECD ülkeleri arasında saat olarak en fazla çalışan öğretmen ve akademisyenin Türkiye'de bulunmasına rağmen ekonomik olarak bunun karşılığının alınmadığına dikkati çeken Özer, Türkiye'deki akademisyen maaşlarının OECD ülkeleri arasında son sırada yer aldığını, öğretmen maaşlarının ise alt sıranın ortalarında bulunduğunu dile getirdi.

Bu nedenle özellikle akademisyenlerin sendikalaşmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Özer, örgütlenme konusunda eğitim çalışmalarına çağrıda bulunduklarını ifade etti.

Bu çağrıya Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) personelinin büyük oranda karşılık verdiğinin altını çizen Özer, "MEB'deki yaklaşık 915 bin personelin, 575 bini, üniversitelerdeki yaklaşık 180 bin personelden ise 62 bini bir sendikaya üye. MEB'de örgütlenme oranı yaklaşık yüzde 72 ancak üniversitelerde bu oran yaklaşık yüzde 30. MEB'deki bu örgütlü güçle, toplu sözleşmede en iyi ödemeyi burada aldık. İstiyoruz ki bunu üniversitelerde de yapalım. Ama üniversitelerde bunu yapma imkanına ne yazık ki sahip olamadık" diye konuştu.

Üniversitelerin özgürlüklerin, örgütlenmenin, aykırı fikirlerin merkezi olması gerektiğine vurgu yapan Özer, ancak bugün üniversitelerde bunların görülmediğini ifade etti.

-"Özgürlük asıl olması gereken yerde yok"

Özer, şunları kaydetti:

"Üniversiteler karşımıza özgür düşüncelerin çok da yaygın olmadığı, örgütlenmenin en zayıf olduğu yerler olarak çıkıyor. Üniversitelerde bir özgürlük ortamının, gerek fikir ve düşünceyi rahatlıkla yayabilme gerekse özgür çalışabilme adına olmadığını görüyoruz.

Bunun sebepleri arasında, üniversitedeki ideolojik kamplaşmaların halen devam ediyor olması, rektör ve senatonun yetkilerinin fazla olması, üniversitelerde personelin geleceğinin rektörün iki dudağı arasında bulunması var. Yani asıl olması gereken yerde özgürlük yok. Bu da örgütlenmeyi zorlaştırıyor. Sendikalı olmak isteyen akademisyen ve personel 'ben buraya üye olursam yaftalanırım' endişesi taşıyor."

Özer, üniversitelerin özerk, özgür hale getirilmesi, herkesin rahatlıkla konuşabilme ve basına demeç verebilmesine imkan sağlanması halinde iklimin daha normalleşeceğini ve demokratik hale geleceğini söyledi.

Haber Ara