Dolar

32,3145

Euro

35,1153

Altın

2.288,86

Bist

9.048,33

Değişen Küresel Dengeler ve Türk Dış Politikasına Yansımaları Sempozyumu

Değişen Küresel Dengeler ve Türk Dış Politikasına Yansımaları Sempozyumu

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-05-05 14:28:21

Değişen Küresel Dengeler ve Türk Dış Politikasına Yansımaları Sempozyumu
Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, "Ukrayna krizinde hem Türkiye hem de AB, NATO, Rusya ve ABD'nin çok dikkatli olması lazım. Türkiye'nin iki defa dikkatli olması lazım" dedi.

Uluslararası Antalya Üniversitesi ile Toplumsal, Ekonomik Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen "Değişen Küresel Dengeler ve Türk Dış Politikasına Yansımaları Sempozyumu", Uluslararası Antalya Üniversitesi konferans salonunda gerçekleştirildi.

Sempozyumda "Ukrayna Krizi ve Batı-Rusya İlişkileri Bağlamında Türk Dış Politikası" konulu oturumun moderatörlüğünü yapan Yakış, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Dışişleri Bakanlığının dinlenmesinde bir zafiyet yaşandığını ama her ülkede buna benzer durumlar olabileceğini ifade eden Yakış, bunun bir daha yaşanmaması için önlem alınmasının önem taşıdığını söyledi.

Ukrayna'daki gelişmeleri değerlendiren Yakış, Türkiye'nin dünyadaki jeostratejik öneminin, sıcak bölgelere yakın olması nedeniyle daha da artırdığını kaydetti. Bölgenin istikrarsız olduğunu dile getiren Yakış, şöyle devam etti:

"Ukrayna krizinde hem Türkiye hem de AB, NATO, Rusya ve ABD'nin çok dikkatli olması lazım. Türkiye'nin iki defa dikkatli olması lazım. Birincisi komşumuz olduğu için. İkincisi oradaki askeri çatışmanın, ileride Montrö antlaşmasından ötürü Türkiye'nin boğazlar üzerindeki kontrolünden kaynaklanan bir boyutu var. Ondan dolayı zora girebilir. Diğer boyutu ise Kırım nüfusunun yüzde 12'sini teşkil eden Tatar soydaşlarımız konusu. Kırım'daki olaylarda artık sayfanın çevrildiği kanaatindeyim. Yani Kırım'ın statüsü ile ilgili Rusya'nın geri dönüp 'Artık vazgeçtim' diyeceğini tahmin etmiyorum. Bundan sonra Kırım'daki soydaşlarımızın haklarının çiğnenmemesi için çalışmamız lazım."

Bu konuda Türkiye'nin rolünün önem taşıdığını, Tatarlara sahip çıkma tarzının Ruslar'da, "Tatarlar ileride başımıza bela olacak. Onları asimile etmeliyim" şeklinde anlayışa itmemesi gerektiğini anlatan Yakış, şöyle konuştu:

"Algı çok önemli. Böyle bir algıya girerlerse bu, toplum için sıkıntılı olur. Aynı şey Ukrayna'nın tamamı için de geçerli. Türkiye, hiçbir zaman ne Montrö Sözleşmesi ne de Karadeniz'de Ukrayna ile komşu olmamızın Rusya'ya karşı bir tehdit olarak kullanılacağı intibası vermemelidir. Böyle bir intiba, Rusya'da uzun vadede Ukrayna politikasını Türkiye'yi tehdit edecek şekilde şekillendirebilir. Ne yapıp edip gelişmeleri öyle ince ayarlamak gerekir ki Rus ordusunun Ukrayna topraklarına girmesine izin vermemek lazım."

- Cumhurbaşkanlığı seçimi

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yakış, AK Parti'nin kuruluş sürecinde yakın çalışma imkanı bulan bir kişi olarak Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adayını yapacağı istişareler sonucuna göre belirleyeceğini söyledi.

"Sayın Başbakan böyle konularda geniş bir istişare yapıp en isabetli sonucu çıkarıp ona göre karar verebilen bir insan" diyen Yakış, şunları kaydetti:

"İstişareleri sürdürüp alacağı sonuçlara göre karar vereceğini düşünüyorum. Burada en önemli nokta, yüzde 50'den fazla oy alacağını garanti etmesi gerekiyor. BDP ve HDP'nin birleşmesinden sonra Kürtçe konuşan vatandaşlardan alacağı oy önemli. Değerlendirmeler sonrasında 'Ben bu seçimi kazanır mıyım' diye kendisine soracaktır. Rahat kazanıyorum derse adaylığını koyar. İkinci unsur da cemaat-paralel yapılanma tartışmasında Başbakanımız bu yapıyı sonlandırmaya çok kararlı olduğunu tereddüde yer vermeyecek şekilde açıklamıştır. İcranın başında kaldığı taktirde bunu kendisi yürütecektir. Cumhurbaşkanı olursa başka birisi yürütecektir. Başka birisi aynı kararlılıkla yürütebilecek midir, ona da bakmak lazım. Başbakanımız tüm bunları değerlendirecek ve bunun sonucunda kararını verecektir."

- Sempozyum

"Değişen Dünya Düzeni, Nereden, Nereye" başlıklı oturumda konuşan Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan, iki kutuplu dünya düzenin geride kaldığını belirtti.

Bunun yerini almaya çalışan bir düzen bulunup bulunmadığının yeni tartışma konusu olduğunu dile getiren Turan, "Böyle bir şey yok, tam tersi en güçlü bölgesel güç olduğu ifade edilen Avrupa Birliği'nde bile bir ayrılık var. Ulusçuluk akımları gelişmekte. Böyle bir AB'nin bölgesel güç olması beklenmiyor" dedi.

Turan, Çin ile ABD arasında yeni bir kutuplaşma olacağı yönündeki düşüncelerin gerçekleşebilir boyutta bulunmadığını vurguladı.

Sempozyumda, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, "Türkiye'nin İçsel Dönüşümü, Küresel Trendlerle Uyum Sorunu", Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersel Aydınlı da "Türk Dış Politikasında Yerellik, Bölgeselcilik ve Evrenselcilik" konularında sunum yaptı.

Haber Ara