Dolar

32,3199

Euro

35,0659

Altın

2.308,05

Bist

9.079,97

Hüseyin Gülerce: Erdoğan’ın Çankaya yürüyüşü…

Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığını yine masaya yatırdı...

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-23 03:53:16

Hüseyin Gülerce: Erdoğan’ın Çankaya yürüyüşü…

İşte Hüseyin Gülerce'nin "Erdoğan’ın Çankaya yürüyüşü…" başlıklı o yazısı:

Cumhuriyet tarihimizde ilk defa cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Bunun demokrasimiz ve siyaset dünyamız için neler getireceğini bilmiyoruz. 10 Ağustos 2014, ülkemiz için yeni bir başlangıç olacak.

Yaşadığımız kutuplaşma vetiresi bu seçime damga vuracak. Acaba kutuplaşmayı derinleştirmeden bu geçidi geçebilir miyiz? Bu seçimi, bir inatlaşmanın girdabına sürüklemeden yapabilir miyiz? Hatta yumuşama, yatıştırma ve bir adım daha ileri giderek toplumsal bir mutabakat için kapı aralayabilir miyiz? Bunun bir yolu var mı? Ben, böyle bir yol için sesli düşünerek, fikir jimnastiği yapmaya çalışacağım.

İlk tespitim: AK Parti, ince bir siyaset çizgisi ile Başbakan Erdoğan’ın adaylığını kesinleştirdi. 30 Mart seçimlerindeki başarıdan sonra AK Parti’de ikinci bir adayın şansı yok. Meclis grubuyla, teşkilatıyla bütün parti, 30 Mart rüzgârını, Erdoğan’ın kazanması için uygun buluyor. Erdoğan’ı Çankaya’ya çıkarma konusunda kendilerine güveniyorlar ve kararlılık sergiliyorlar.

AK Parti ve Erdoğan karşıtlığında birleşenlerin ise iki yönlü bir yaklaşımları var: Bir, Erdoğan’ın karşısında kazanacak bir aday yerine, Erdoğan’a kaybettirecek bir aday üzerinde duruyorlar. Yani, “kimi aday gösterirsek Erdoğan kaybeder” hesabı yapıyorlar. Hâlbuki Erdoğan kaybeder ya da kazanır, buna bakmaksızın, Çankaya’daki makam için “kimi aday gösterirsek kazanır” düşüncesi doğrudur. Liyakati, kimliği ve toplumun büyük çoğunluğu için isabetli olabilecek bir aday üzerinde bütün AK Parti-Erdoğan karşıtlarının birleşebilmesi ise ayrı bir meseledir. Tekrar ediyorum, 10 Ağustos’taki seçimin kutuplaşmayı önleyici olabilmesi, Erdoğan karşısındaki adayın kimliğine bağlıdır.

AK Parti ve Erdoğan karşıtlığında birleşen cephenin ikinci yaklaşımı, “Erdoğan cumhurbaşkanı olamaz” demeleridir. Bunun için ileri sürdükleri bütün gerekçe ve iddialar, 30 Mart öncesinde seslendirildi. Hatta muhalefet, kampanyayı bunlar üzerine kurdu. CHP ileri gelenleri, “Erdoğan yurtdışına kaçacak” bile dediler. AK Parti’ye oy veren seçmen buna itibar etmedi. Şimdi neden etsin? İşte tam da bu sebeple; Erdoğan’la inatlaşmayan, Erdoğan’ın neden cumhurbaşkanı olamayacağı ile ilgilenmeyen, kendisinin neden cumhurbaşkanı olması gerektiğini anlatan/anlatabilen bir aday seçim tansiyonunu düşürebilir ve kazanma ihtimali olabilir.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara