Dolar

32,5667

Euro

34,7111

Altın

2.491,23

Bist

9.524,59

‘’Hasbiyallah’’ bizim imtihanımızdır!...

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-21 10:54:02

‘’Hasbiyallah’’ bizim imtihanımızdır!...


Tek istekleri: Müslümanlar, inandığı gibi yaşamasınlar!

Namazda Rabbiyle, melekleriyle dost, sokakta şeytanıyla dost olan bir nesil istemediler mi?

Dünya mü'mine cehennem değil miydi sırf bunun için?

Gücünü dünyalıklardan alanlar hep saldırmadı mı “bana Allah yeter” diyenlere?

Aslında asırlardır süren imtihanımız da bu değil mi?

Biz indirilene değil uydurulana tâbi olalım istemediler mi? ‘’Dinsizlik dini’’ tabirini önce lügatimize sonra hal ve hareketlerimize sokmaya çalışmadılar mı? Kimi “evlatlarım bana yeter” dedi, kimi gücüm, kimi babam, kimi malım, kimi ırkım, soyum, kimi ABD, kimi İsrail, kimi AB vs... Yıllarca hep bir şeye ya da diğer bir ifadeyle görünürde güçlü olana sığınmadı mı insanlar? Maddede güçlü olanın yanında yer almak istemediler mi?

Ve Rabbim kendinden başka güç kabul edenlere buyurdu ki:

Bundan sonra eğer onlar dönerlerse, sen de ki: (sizin inkar ve eziyetlerinize karşı) “Bana, yetecek olan ancak Allah’tır! O'ndan başka ilâh yoktur. Ben (O’ndan başka kimseye umut bağlamam ve kimseden korkmam, zira ben) Allah'a tevekkül ettim (güvendim). Ve O, çok büyük olan arşın Rabbidir.(Tevbe-129)

Fahr-i Kâinat şerh etti ve dedi ki:

‘’Hasbiyallâhü ve ni’mel vekîl (Allah bana kâfidir.O ne güzel vekildir.) sözü her korkan için bir emniyet kaynağıdır.’’ Camiussagir(3:383, Hadis No:3715)

İslam garip geldi, garip gidecek…

Tarihin her devrinde bir avuç yiğit olarak çıktık meydana. Biz hep bir avuçtuk kardeşim, zira Efendimizin(s.a.s) selamını üç defa tekrar kıldığı garipler, dün de garipti yarın da garip kalacak.

O güçlü görünenler ise zahirde garip, özde kavi olan, fetihlerin fatihi bu bir avuçtan hep korkacak!

Unutma!

Tâif’te taşlanmak, Mekke’de tam üç sene boykota maruz kalmak, Medine’de aç kalmak, Uhud’da dava uğruna yaralanmak ama 23 senelik risâlette 27 sefere çıkmak bir sünnet-i resuldür!

Zalimin zulmü çeşitliydi ama sebebi her daim aynıydı: inanan kulun inandığı gibi yaşaması…

İbrahim(a.s) bunun için ateşe itilmedi mi, özü ve yüzü güzel Yusuf(a.s) bunun için zindana girdirilmedi mi?

Ya Bilaller, Habbab bin Eret’ler, Ammar’lar… Sümeyye Annemizi sakın unutma kardeşim! zayıf görünen, güçsüz, parasız, desteksiz vs.. ama rical kısmından, kafirin en çok ürktüğü kadın Sümeyye Annemiz…

Dün Medine’de, Uhud’da, Bedir’de, bugün Mescid-i aksâ’da, Rabia meydanında, Emeviyye’de… Ümmetin temsilcileri “bana Allah yeter” diyerek girmedi mi meydanlara, mücadelelere, toprağa…

Ne yaptıysam ’’Allah rızası için yaptım’’ diyen yiğitler, kararmış yüreklerine hep korku salmadı mı zalimlerin?

Rabbinin birliğine şahit kılan her şehit gibi Abdülkadir Molla da bunu dile getirmedi mi:

''Bize 'kulluk et' dediler ben de 'asın' dedim!''

İmtihan hak, galibiyet muhakkaktı…

Allah’a râm olmuş erleri para, makam ve kadın ile kandıracaklarını sandılar…

Önce Peygamberi para ile, makam ile, kadın ile vazgeçirmeye çalıştılar…

Mekkeli müşrikler Alemlerin Hayrına(s.a.v) dediler ki: ‘Ey Muhammed, eğer sen para istiyorsan sana para verelim, başımıza başkan olmak istiyorsan seni başkan yapalım, eğer istiyorsan seni kabilemizin güzel kızlarıyla evlendirelim. Yeter ki sen bu davadan (İslam'ı anlatmaktan) vazgeç.

Fahri Kainat çağlara ve mekanlara meydan okurcasına buyurdu ki:

‘Bir elime ayı, bir elime güneşi koysanız ben bu davadan vazgeçmem.’

Müşrikler deliye dönmüştü. Yıllarca küfrün kuduz halini yaşayan, paraya, makama ve kadına köle olanlar, tüm bunları reddeden bir insan görüyordu ilk defa!

Korktukları insan:

-Babası kendi henüz doğmadan bekaya göçmüş, zahirde yetim ve öksüz. Mekke’nin reisi dedesi ölmüş, amcası Ebu Talip ölmüş, küfrün uluları olan amcaları şeytana dost Allah’a uzak…

-Dünyalık namına Mekke’nin en zengin kadını Hz. Hatice ile ellerinde ne varsa hayra hasenata dağıtmış, açlıktan karnına taş bağlamış bir kul…

-Makam olarak Allah’a kulluktan öte makam tanımayan habîbullah!

Ama düşmanın kalbine o derece korku salmıştı ki; reisleri yapacaklar, ne isterse verecekler yeter ki kendileri gibi olsun, yeter ki inandığı gibi yaşamasın!

O’na(s.a.v) Allah yeterdi. O(c.c) vardı gam, keder yoktu. İmtihan haktı ama galibiyet muhakkaktı…

İstemez misin ey Ömer? Dünya onların olsun, ahiret de bizim!

İşte buydu Necip Fazıl Üstadın, ‘’dünyaya kapalı Allah’a açık’' tabirinin şerhi, ete kemiğe bürünmüş hali…

Kazımadık mı vicdanımıza, gönlümüze, aklımıza ’’Allah’tan başka galip yoktur!’’ manasını…

O halde girdiğimiz mücadele tâlutun ordusunda tüm tâğutlara karşı verilen mücadeledir ve kıyamete kadar bâki olacak bir davadır.

Rabbim zalimlere karşı bizlere yardım etsin ve yalnız ona güvenmekte ayağımızı sabit kılsın.

Tek derdimizi İ'lâ-yı Kelimetullah ve Rıza-yı İlâhi eylesin…

Amin.

Fiemanillah…

Hakan İNCE

Haber Ara