Dolar

32,5248

Euro

34,7547

Altın

2.497,63

Bist

9.524,59

Akın İpek Gülen için malını feda etmedi ama...

Koza Madencilik’in üretimi durdurduğu Dibekli köyü isyanda: Elma satıyorduk, şimdi yemek için bile yok. Arılar öldü, sebzeler büyümeden çürüyor. İçme suyumuz zehirlendi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-18 11:15:24

Akın İpek Gülen için malını feda etmedi ama...

Koza Madencilik tarafından üretimi durdurulan tartışmalı madene gitti. Madenin kurulduğu köyün sakinleri isyan etti: Önceden elma satıp geçiniyorduk, şimdi yemeye bile bulamıyoruz. Köydeki arılar öldü, sebzeler daha büyümeden çürüyor. Suyumuz zehirlendi, damacanadan içiyoruz. ‘Hakkımızı arayalım’ dedik, avukatımızı daha fazla para vererek şirket avukatı yaptılar. Koza Madencilik, Gümüşhane’ye 22 kilometre uzaklıktaki Dibekli köyüne yaklaşık 7 yıl önce tesis kurdu. Madenden 17 ton altın hedefleyen şirket, bugüne kadar yaklaşık 18 ton altın çıkardı. Geçen günlerde ise ani bir karar alan şirket, madencilik sektöründeki kısıtlamaları gerekçe göstererek, işletmeyi kapatacağını açıkladı. Ancak Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Akçay, şirketin kararının siyasi olduğunu söyleyerek, “Zaten açık sahada hedeflediklerinin üzerinde altın çıkarttılar. Bu olayı kamuoyuna ‘siyasi baskıyla kapatıldık’ şeklinde yansıtmaya çalışıyorlar. Böyle bir durum kesinlikle yok” açıklamalarında bulundu. SABAH, iddiaların merkezindeki maden ve hemen yanındaki köye gitti.

YEMEYE BİLE ELMA YOK


Son 5 yıldır zehir içtiklerini, zehir yediklerini, zehir soluduklarını anlatan köylüler, madendeki siyanür havuzundan bırakılan atıklar nedeniyle köpüklü akan dereden bahçelerini sulamak zorunda kaldıklarını, bu suyun da bütün ürünlerinin kökünü kuruttuğunu söyledi. Daha birkaç yıl öncesine kadar yılda ortalama 7 ton elma toplanan köyde şimdi yemeye elma bulunamadığını anlattılar. Artık elma satamayan köylülerin bahçelerine ektikleri fasulye, patates, soğan, domates ise, toprak zehirlendiği için daha büyümeden çürüyor. Her biri binlerce lira zarar ettiklerini söyleyen köylüler, köyün başlıca geçim kaynaklarından arıcılığın da maden yüzünden bittiğini kaydetti. Köylüler, yüzlerce kovan arının, madenin yaydığı zehirli gazdan etkilenerek öldüğünü söyledi. Köyde her türlü hastalığın arttığını, bazılarının doğup büyüdüğü toprakları altın madeni yüzünden terk etmek zorunda kaldığını anlatan Dibekli sakinleri, “Geride kalanlar da gitmek istiyor ancak maddi imkânsızlıklar bellerini büküyor. Köylüler, artık her türlü hastalığa kolayca yakalanıyor. Galeri açımları sırasındaki dinamit atımları ise onlarca eve hasar verdi. Ya duvarlar çatladı ya da bazıları yıkıldı” dedi.

KÖYLÜ DAMACANA SU İÇİYOR

Köylülerin bir diğer isyanı da su sıkıntısı. Trabzon ve Gümüşhane’deki merkezlerin tahlil ettiği köy suyu ‘içilemez’ çıktı. Gümüşhane Halk Sağlığı Müdürlüğü, muhtarlığa “acil” koduyla bir yazı göndererek köylüleri uyardı. Köylüler bu yazı üzerine içme suyunu sadece bulaşık ve çamaşır için kullanırken içme suyunu damacanalarla karşılamaya başladı.

KÖYLÜLER: ÖLÜM YAĞIYOR

Muhtar Alim Dabağ: Bunlarla baş edemiyoruz. Yemyeşil doğamız yok oldu. Çevre berbat, meyve sebze yok, her taraf siyanürden kurudu.

Ergin Karson: Karşı çıkanları hemen işe alıyorlar. Onlar da susuyor. Mecburen sağlık yerine parayı tercih ediyorlar. Siyanür bizi felç etti. Fasulye dalında yarıya kadar geliyor ama yaprak açmadan ölüyor. Artık pazara götürecek sebze ve meyvemiz kalmadı.
Adnan Karson: Burada doğdum büyüdüm. Bu yaşıma kadar hiç zehirlenmemiştik. Ama ne zaman bu Koza laneti geldi bizim hayatımızı bitirdi. Onlar alacağını aldı, köy enkaza döndü.

Metin Kalaycı: Köyümüz dağın eteğinde ama susuz kaldık. Yaklaşık 57 senedir rahat nefes aldığımız köyde artık sağlığımız, nefesimiz yok. 5 yıldır adeta üzerimize ölüm yağıyor.

AVUKATIMI BİLE ALDILAR

Köylülerden Selim Kaya, kanun gereği siyanür barajının yerleşim yerlerine 2 buçuk kilometre uzaklıkta olması gerekirken buna uyulmadığını söyledi. “Evime sadece 150 metre mesafede” diyen Kaya, “Hukuk savaşı vereyim diye avukat tuttum. O avukat bir süre sonra beni bıraktı Koza’nın avukatı oldu. Meğer benim verdiğimin kaç katı vekalet ücreti vermişler. Ama bu hukuk savaşımız sürecek” ifadelerini kullandı. Kaya, madene karşı çıkanların ya işe alınarak ya da para verilerek susturduklarını da vurguladı.

SABAH

Haber Ara