Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

İsrail’in kitap hırsızlığı belgesel oldu

1948 işgali ve katliamı sırasında İsrail sadece Filistinlilerin topraklarını değil aynı zamanda kitaplarını da çaldı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-23 11:28:04

İsrail’in kitap hırsızlığı belgesel oldu


TIMETURK / Haber Merkezi

Ramallah’taki Halil Ali Sakakini Kültür Merkezi’nin karanlık terasında hava iç çekmelerle fazlasıyla ağır. Arada sırada belli belirsiz bir inleme sesi geliyor. Ekrana 1948 savaşında evlerinden edilen Filistinlilerin görüntüleri yansıyor. Görüntülerdeki mülteciler, çilelerini anlatıyor ve en değerli şeylerinin yani kitaplarının kaybının yasını tutuyor.

Bu “Büyük Kitap Hırsızlığı” adındaki 2012 belgeselinin galasıydı. Belgesel 1948 savaşında özel Filistin kütüphanelerinden yağmalanan 70 bin kitabı konu alıyor. Etkili şekilde büyük ölçekte kültürel yağmayı ve Filistin yazın arşivlerine el konulmasını belgeliyor. Alman-İsrailli göçmen ve kendisini eski-Siyonist olarak niteleyen Benny Brunner’ın yönettiği belgesel film, 40 kadar seyirciyi dehşet içerisinde bırakıyor. Acılığı artırarak seyirciler kitap koleksiyonu yağmalanan ünlü Filistinli şair ve alimin adının verildiği bir merkezde toplandı.

Yahudi askerler Kudüs’ün zengin Arap mahalleleri Katamon, Musrara ve Bak’a’yı temizleyip 30 bin kadar kitap, gazete ve belgeyi “topladıktan” kısa süre sonra El Sakakini, “Elveda kitaplarım! Geceleri sizin için ne kadar kandil yaktım...” diye yazacaktı. Vurgun, altın tezyinli el yazması Kur’an ve Hadis kitapları gibi ölçülemez dini ya da tarihi öneme sahip çalışmaları içeriyordu. Nasıra, Yafa ve Hayfa gibi şehir merkezlerindeki terk edilmiş evlerden 40 binden fazla diğer esere de el konuldu. Yazısında El Sakakini, hazinelerinin yağmalandığını mı yoksa yakıldığını mı merak ediyor: “Özel mi yoksa halk kütüphanesine mi götürüldünüz? Yoksa bir manava düşüp soğan mı sardınız?”

Meydana gelen hırsızlık savaşın trajedisi ve karmaşası arasında büyük ölçüde fark edilmedi. Belgeselde öne çıkan İsrailli tarihçi Ilan Pappe, yağmacıların çalıntı eserleri evlerine götüren bireysel hırsızlar ya da kitapları, bugün 6 bin tanesini barındıran İsrail’in Ulusal Kütüphanesi’ne götüren resmi ajanlar olduğunu söylüyor. Birçok kitap dönüştürülerek kağıda çevrildi. Diğerlerinin üzerine ise “Sahipsiz Mal” (AP) damgası vuruldu. Belgeselin ortaya koyduğu gibi trajedinin bir bölümü, Filistinli esirlerin birbirlerinin evinden kitapları yağmalaya zorlanması. Özellikle dokunaklı bir sahnede Muhammed Batravi adındaki bir Filistinli kendi evini yağmalamaya zorlanıyor. Pappe, “Filistinlilerin ruhsal özüne el konulması toprağa el konulmasından farklı değil” tespitinde bulunuyor.

Belgesel, canlı bir 1948-öncesi Ortadoğu sergiliyor. Bir sahnede Hayfa’nın Kahire ve Şam’a tren hattı olduğu dönem görülüyor. Filistin kültürel manzarası edebiyat kahvehaneleri, sinemalar ve tiyatrolarla dopdolu. Sınavlar ya da notlu ödevler yerine öğrenciler ve öğretmenler, ağaçlar altında siyaset ve felsefe tartışıyorlar. “Büyük Kitap Hırsızlığı”, Arap kültürü ve münevverlerinin mirasını onurlandırıyor.


The Economist’teki bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir. 

Haber Ara