Dolar

32,5277

Euro

34,9465

Altın

2.440,09

Bist

9.716,77

'Resmi ideolojinin beynini dağıtan İsmail Beşikçi’dir!'

İbrahim Gürbüz, ‘Kürt aydınının akıl edemediğini o akıl ediyor’ diyor…

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-04 10:41:54

'Resmi ideolojinin beynini dağıtan İsmail Beşikçi’dir!'
TIMETURK / Haber Merkezi


Türkiye’de “aydın” kelimesinin yanına en yakışan isimlerden biridir İsmail Beşikçi.

Kürt sorunu üzerine araştırmaları ve yazılarıyla tanınan Çorumlu sosyolog Beşikçi, yazılarından dolayı sekiz kez cezaevine girdi ve 17 yılını cezaevinde geçirdi.

Sarı Hoca lakabıyla da tanınan Beşikçi için geçtiğimiz yıl İstanbul’da bir vakıf kuruldu...

Bir yılı aşkın bir süre kuruluş çalışmaları devam eden İsmail Beşikçi Vakfı, Resmi Gazetenin 29 Kasım 2011 günlü sayısında yayınlanan tescil ilanıyla birlikte tüzel kişilik kazanarak çalışmalarına başladı.

Vakıf bünyesinde İsmail Beşikçi Araştırma Kütüphanesi de oluşturuldu. Bu kütüphanede Beşikçi’nin 60 yıldır büyük bir emekle biriktirdiği onbinlerce eseri, kitap, dergi, gazete koleksiyonu ve özel arşivini bilime ve kültüre ilgi duyan araştırmacıların, öğrencilerin hizmetine hazır hale getirildi.

Vakfın kuruluşu 29 Kasım’da tescil edilmesine rağmen, ‘Sarı Hoca’nın 7 Ocak günü doğduğunu hatırlatan kurucu ve yöneticiler, bu nedenle kuruluşu 7 Ocak olarak belirlemenin özel anlamını vurguluyorlar.

İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde Ayhan Işık Sokak 21 numarada çalışmalarını yürüten İsmail Beşikçi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Gürbüz ile birinci yılına giren çalışmalarını ve İsmail Beşikçi'yi konuştuk…

İsmail Beşikçi’nin yaşamınıza, varoluşunuza katkılarını nasıl tanımlarsınız?

Kars Sarıkamış doğumluyum. 1960 yılında 5 yaşındayken ekonomik nedenlerle İzmir Tire’ye göç etmişiz. 1971-72 yılında Tire Lisesi’ni bitirdim.

Kürdistan’daki göçlerin bir kısmının nedeni ekonomik de olsa, aslında temelinde asimilasyon ve siyasal nedenler vardır. İnsanları yokluk, yoksulluk, açlık içinde bırakırsanız doğal olarak yaşadıkları topraktan kopacaklardır. Türkiye’nin, il-ilçe ve köylerine gidecek, kendi köklerinden ve kültürel değerlerinden uzaklaşacak ve asimile olacaklardır.

Ailemin de göç serüveni ekonomik görünse de temelinde siyasal nedenler var. Yüz yıldır yürütülen sömürgeci politika, Kürtleri esas olarak asimile etmeye yöneliktir.

“KUYRUĞUNUZ NEREDE!”

Tire’ye geldiğimizde ağır sözlerle aşağılandık, ulusal baskı yaşadık. Mahalledeki çocuklar bizimle alay edip “Kuyruğunuz nerede!” diyorlardı. Henüz Kürtlük bilincim yoktu ama 5-6 yaşlarında ilkokulda “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” andını söylettiklerinde, farklı bir halk, farklı bir kültür olduğumuzu anlıyordum. Dudaklarım öyle söylese de içimden, “Kürt’üm, doğruyum, çalışkanım” diyordum.

Aslında kimlik anlamındaki duygunun, bir embriyon halinde şekillenmesinin o yaşlarda filizlendiğini söyleyebilirim. Lise çağlarına geldiğimde 1968 Kuşağı’nın mücadelesi vardı. Mahirleri, Denizleri duyuyorduk. Edebiyat öğretmenim solcuydu. Bana Ant, Türk Solu, Varlık dergilerini verirdi. Yaygın olan Halkın Sesi vb. dergileri okuyor, kimliğimi keşfetmeye çalışıyordum. 1973-74 yıllarında üniversiteye başladığımda Türk Solu yaygındı. Kürt sorununu da tartışıyorduk. Ulusal sorun adı altında yapılan tartışmalar, teorik- akademik altyapısı olmayan tartışmalardı. Türk solunun hemen hemen tümü Kürdistan diye bir ülkenin olmadığını, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin, Türkiye’nin bir bölgesi olduğunu, Batı’da ise kapitalist üretim ilişkilerinin egemen olduğunu, Doğu- Güneydoğu bölgesinde üretim ilişkilerinin feodal, yarı feodal olduğu gibi tespitler yapılırdı.

Bunlar tartışılırken Kürt sorununa ilişkin 1976-78 yılları arasında İsmail Beşikçi’nin de yazılar yazdığı Rızgari dergisi çıkıyordu. Dergiden önce elimize zaman zaman ulaşan teksir kâğıdına basılmış yazılar, broşürler geçerdi. Orada Beşikçi’nin Cumhuriyet Halk Fırkası’na ve bazı makalelerine rastladım. Beşikçi’yi okuyunca ufkumun değiştiğini söyleyebilirim. O, bende köklü değişikliklere neden oldu. Dünyaya, Türkiye’ye ve Kürt sorununa bakışım değişti. İzmir’deyken anlatılanlar genellikle, Mustafa Kemal’in ulusal kurtuluş önderi ya da küçük burjuva devrimcisi olduğu biçimindeydi.

Kürtlere yapılan baskılar, isyan süreçlerinde yapılan katliamlarda Mustafa Kemal’in hiç payı yokmuş gibi davranılıyordu. Bu beni arayışlara yönlendirdi. Beşikçi’nin o dönemlerde bile Kürt sorununa yaklaşımı bilimseldi. Sol hareketlerin Kürt sorununa yaklaşımı, Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını kabul ancak bunun Türkiye’ de yapılacak devrimle çözülebileceği şeklindeydi.

Türk solunun Kürt sorununu devrimden sonraya ertelemeye çalışması, Kemalizm’e yaklaşımındaki şoven ve sosyal şoven tespitleri, Beşikçi yazılarıyla bertaraf edildi. Beşikçi’nin Kürt sorununu akademik olarak çözümleyişini, 1970’li yıllarda beynimizdeki resmi ideolojinin yarattığı bütün karakolları berhava etmesi olarak görüyorum.

Beşikçi’nin ruhumuzda, beynimizde, belleğimizde çok derin etkileri vardı. Bunu burada teslim etmekte yarar var diye düşünüyorum. Mutlaka başka etkiler de olmuştur ama Beşikçi’nin kitapları bilimsel bilgiyle yazıldığından, bilincimizde bir neşter gibi köklü değişiklikler yaparak, beynimizi, ruhumuzu etkiledi. Beşikçi’ye olan bağlılığımız, adını eserlerini düşüncelerini yaşatma isteğimiz herhalde buradan olsa gerek.

İsmail Beşikçi 1960- 61 yıllarında Kürt- Kürdistan çözümlemelerine başlıyor. Kemalist resmi ideolojiyle geçen uzun örtük karanlık bir dönem var. Kürt-Türk aydınlarından da örnek verebileceğiniz birileri var mı?

1961’de Beşikçi, Keban’da kaymakam vekiliyken Kürtleri tanıyor. Sosyolog olduğu için bilim merakıyla araştırmaya başlıyor. Staj sonrası askere gidiyor ve özellikle Bitlis’e becayiş yaparak gidiyor. Amacı Kürtleri daha yakından tanımak. Aşiret ilişkilerini, sosyo ekonomik üretim ilişkilerini daha yakından görüp araştırarak tezlere varmak için. Askerlik bitince Erzurum Üniversitesi’nde çalışıyor ve tezini de Alikan aşireti üzerine yapıyor. Alikan aşiretiyle birlikte aylarca yaşıyor, incelemeler yaparak bütün Kürdistan’ı büyük oranda soğuk, kar, kış demeden karış karış bir derviş gibi geziyor. (Gülten Madenli / Demokrat Haber)

HABERİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Haber Ara