Dolar

32,4537

Euro

34,8244

Altın

2.446,27

Bist

9.914,05

ODTÜ'de olanlara İslamcı öğrenciler nasıl bakıyor

ODTÜ Rektörlüğü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ODTÜ'de protesto eden öğrencilere polisin gaz ve suyla müdahalesini kınadı.ODTÜ'de ki olaylar hakkında İslami hassasiyeti yüksek olan öğrencilerin ne düşündüğünü sorduk

12 Yıl Önce Güncellendi

2012-12-20 19:09:48

ODTÜ'de olanlara İslamcı öğrenciler nasıl bakıyor
TIMETURK / Haber Merkezi

ODTÜ Rektörlüğü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ODTÜ'de protesto eden öğrencilere polisin gaz ve suyla müdahalesini kınadı.Üniversite yönetimi olarak, şiddet içermeyen, başkalarının özgürlüğünü kısıtlamayan, eğitim-araştırma faaliyetlerimizi engellemeyen ve çevreye zarar vermeyen protestoları özgürlük ortamının parçası olarak görüyoruz. Öğrencilerimizin de protesto haklarını şiddete başvurmadan kullanmaları gerektiğini düşünüyoruz." dedi. Gerçekten Üniversite yönetimin bu tavrı alkışlanması gereken bir tavır peki üniversitede pratikte bumu yaşanıyor. Timetürk Üniversitede bulunan dindar öğrencilerle görüştü ve ODTÜ'de gerçekten demokratik hakların kullanılıp kullanılmadığını sordu.

ODTÜ'de okuyan bir öğrencinin olaylarla ilgili olarak Timetürk'e yaptığı açıklama:

"İslami camiayı bu konuda sorumlu görüyorum açıkçası. Zira onlar ODTÜ'yü ve ODTÜ'de olup bitenleri ihmal ettiler. Diğer medya da ODTÜ'de sol görüşlü öğrencileri hep sözde eylemleriyle gündeme taşıdılar. Okulda başörtüsü mücadelesi sürecinde yaşananlar da yine İslami camia tarafından ihmal edildi.

ODTÜ yönetiminde ve hocalarında CHP, yani ulusalcılar ya da sol görüş hakim. O yüzden her gelen rektör bu zihniyetin ürünü oluyor. Bu yönetim de okuldaki sol görüşlü öğrencilerin her yaptığına göz yumuyor. Ama müslüman öğrencilere başörtüsü mücadelesi süresince yapmadıklarını bırakmamışlardı. Solcular okulda her istediklerini yapıyor. Ne isterlerse. İstedikleri standı istedikleri yerde açıyorlar. Her türlü yasadışı, Başbakan'a ya da iktidara ağır hakaret eden ya da küçük düşüren afişleri istedikleri yere asıyorlar. Kütüphane, yemekhane, bölümlere... Okulda açlık grevine destek çadırı açtılar ve kimse o çadırda kimlik kontrolü yapmadı. Ya da çadırları kaldırılmadı. Yemekhanede duvara kendi propaganlarını yapan videoyu projeksiyonla duvara yansıtıyorlar. Kimse bir şey demiyor. Her sene mayıs ayındaki bahar şenliklerinde devrim yürüyüşü gerçekleştiriyorlar. Tüm sol gruplar Ankara ve civar illerden kitlesini topluyor, bir araya geliyorlar ve stada doğru yürüyorlar. Stada devrim adı veriliyor. Çünkü 1968 yılında Hüseyin İnan ve arkadaşları tribünlere devrim yazmışlar. Okul hiçbir şekilde o yazıyı kaldırma teşebbüsünde bulunmuyor. Solcular devrim yürüyüşünden sonra stada gidiyor ve çimlere mumla devrim yazıyorlar.
Başbakan geldiğinde de yine Ankaradaki solcu öğrenciler ODTÜye toplanıp eylem yapıyorlar. 2010da da böyle olmuştu. Başbakanı protesto eden öğrencilerin ancak 3te biri ODTÜ öğrencisidir. O kadar kitleleri çok çünkü okulda. Hep dışardan destekli eylem yapıyorlar. Böyle büyük eylemler için yani. Okul böylesi önemli günlerde kapıda güvenliği uyarabilir ODTÜ öğrencisi olmayanları almayan diye ama okul bilerek göz yumuyor. İki kere A1 kapısında öğrenciler toplanıp Ak Partiye yürümek istediler. Polis onları kapıda durdurunca onlar da iki defa A1 kapısındaki tüm kamera ve binalara zarar verdi. İlkinde 60 ikincisinde 140 milyar lira zarar verdiler. Okul yönetimi yine de polisin içeriye girmesine izin vermedi. Bu öğrenciler okul yönetiminden cesaret alıyor böyle.

ODTÜ solun kalesi. Kurtarılmış bölge ilan etmişler. O yüzden başka bir görüşe kesinlikle müaade etmiyorlar. Öğrenciler sert bir şekilde bastırıyorlar. Sloganları şu: Gericiliğe ve Faşizme hayır. Başbakan için Kolektifler ve TKP afiş hazırladı. Kolektifler başbakanın fotoğrafını çizip giremez yazılı afiş astılar. TKP de Bu Ne Cüret Padişah başlıklı afişler astı.

Okul bu öğrencilere yaramaz çocukları gibi bakıyor. Yani kendi çocukları ama sadece bazen yaramazlık yapıyorlar. O kadar. Eylemlerine böyle bakıyor. Solcular başbakan gittikten sonra gelip rektörlüğün camlarını indirdiler. 40 milyar zarar verdiler. Okulun kullandığı ifadeye bakın basın açıklamasındaki: Polisin yerleşkeden ayrılmasından sonra saat 21.15 civarında A7 bölgesinden Rektörlük önüne gelen 80-100 kişilik protestocu grup, Rektörle görüşme talebiyle zorla Rektörlük binasına girmek istemiş ve olay sırasında binanın camları kırılmıştır.

Binanın camlarını kırmışlardır ifadesi yerine binanın camları kırılmıştır ifadesine yer vermişler. Yine basın açıklamasında tüm okul yönetiminin rektör dahil, öğrencilerle gece 2ye kadar toplantı yaptıkları ifadesine yer verilmiş. Böyle bir şey nerde görülmüş? Ki onların çoğu okul öğrencisi değil. Okul yönetimi protestocu öğrencilerine sonuna kadar arka çıkıp cesaret veriyor. Okul yönetimi polisi suçlu görmüş. Bir kere öğrenciler çatışmaya hazırlıklı gelmişlerdi. Ellerinde çatışma için her şey vardı. Yolu kapatıp ateş yaktılar. Okula zarar verdiler. Polis onlara müdahale edeyim derken gaz bombası kullandı ki bu da çok normal. Gaz bombası da okula yayıldı ve bazı dersliklerde insanlar etkilendi. Bunun sebebi o protestocu öğrencilerdir. Amaçları demokratik bir eylem yapmak değil, olay çıkarmak. Ulaşabilirlerse Başbakana ellerine ne geçerse fırlatmak. Başbakan onlar için ötekini, kendilerinden olmayanı, düşmanı temsil ediyor. Kendilerinden olmayan kim gelirse konferans vermeye yumurtalıyorlar. Konuşturmuyorlar. Okulda mütedeyyin kızları ve erkekleri de az taciz ve tehdit etmediler. Başörtüsü yasak iken şapkalı kızlara bile saldırdılar. Hem de sadece erkekler. Kutlu Doğum haftasında mescidi ayakkabılarıyla bastılar. Onlar dışında okulda kimse eylem ve gösteri yapamıyor, afiş asamıyor. Birbirlerinin afişlerini de koruyorlar. Yani her sol grup diğer sol gruba sahip çıkıyor. Zira solun bir grubuna gelen tehdit tüm sola gelmiştir diye bir anlayışları var.

Ambulans alınmadı diyorlar ama olayın olduğu akşam okulda ambulans sesleri hiç eksik olmadı. Olay daha yeni başlamışken, yani polisle çatışma yeni başlamışken bile, polislerin içinden ambulans geçti onların olduğu tarafa geldi ve onların içinde de geçerek yaralı kontrolü yaptı. Polis istese ambulansa izin vermeyebilirdi ya da başka taraftan geç diyebilirdi ambulansa. Onların derdi gösteri hakkı filan değil. Dertleri kendilerinden olmayan müslüman ve muhafazakar herkesle. Polisi de imamın ordusu olarak adlandırdıklarından polisle çatışacak fırsat arıyorlar. Okulda gerçekten çok fazla polis, toma ve polis aracı vardı. Ama gerekliydi. İtfaiye araçları görüp şaşırmıştım ne gerek var diye ama göstericiler ateş yakınca anladım nedenini.

Bütün suçlu bu öğrencilere göz yuman okul yönetimidir. Başörtülü öğrencilere başörtüsü mücadelesi süresince yapmadığını bırakmayan okul yönetimi solculara sınırsız bir özgürlük vermektedir. Ve dediğim gibi onları yaramaz çocukları olarak görmektedir. ODTÜyü yuvaları olarak gördüklerinden ve burada ekmek elden su gölden yaşadıklarından, kimse onlara bir şey demediğinden, okul yönetimi ve solcular polis ve hükümeti ya da başka bir görüşü okulda istememektedir. Normalde önceden okulda jandarma karakolu vardı. Ancak sonra jandarma yeni yasa gereği okuldan çekilince polisin gelmesi gerekiyordu. Ama okul yönetimi polisi istemedi. Okulda sol gurup dışında öğrencilerin herhangi bir güvenliği bulunmamaktadır. Yani sol guruplara karşı.
Odtü Mezunlar Derneği her sene öğrencilerine burs vermektedir. Ancak burs görüşmelerinde öğrencilere özellikle dini hassasiyetlerini ölçen sorular yöneltilmekte ve dini durumu olan öğrencilere burs verilmemeye dikkat edilmektedir. Mesela burs mülakatındaki kişi, karşısındaki öğrenciye Muhammed diyip kahkaha atmakta ve öğrencinin peygambere karşı refleksi ölçülmektedir.

Bugün için şöyle bir çağrı var: Ortadoğu Öğretim Elemanları Derneği, EğitimSen ODTÜ Temsilciliği, ODTÜ Öğrencileri ve ODTÜ Mezunları Derneği'nden çağrı: "Polis varsa, Ders Yok! 20 Aralık 2012 günü ODTÜ'de ders vermiyoruz, derslere girmiyoruz. Saat 13:00'da basın açıklaması yapmak için buluşuyor, sonrasında U3'e geçip ODTÜ hocalarının vereceği açık derse katılıyoruz."

Sanki devlet okulu değil de özel okulmuş ve okul da kendilerininmiş gibi çağrılarda ve eylemlerde bulunabiliyorlar. Türkiyede hiçbir okulda ve mekanda böyle özgür değiller. O yüzden bu imkanları kaybetmemek için ellerinden geleni yapıyorlar."

Haber Ara